- 976 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNEŞE GÖMÜLENLER
Şüphesiz anlatmakta yetersiz kalırız.
Hayatının baharında bir sonbahar yaprağı gibi düşenlerin, kaybolan hayallerini tasvirden aciz kalırız… Onlar hayata koştuklarında ecel pusuda bekler. Ölümün pusuda beklediği an zamanın durduğu andır. Ne evli, ne bekar ne de genç diye ayırır. Bir kurşun, bir kurşun daha… Sonra mayınlar, bombalar gecenin sessizliğini yırtan geceye karışır…
Siz onları tanıyorsunuz.
Ölüme gidişlerinde “Emret Komutanım” diyerek esas duruşlarını bozmayan onlardır. Yani eğilmeyen, yüksünmeyen, ve korkmayan. Mutlaka bir yerlerden biliriz onları. Yani Edirneli, İstanbullu, Çorumlu, Rizeli, Batmanlı, Konyalı… Karadenizli, Egeli, Trakyalı, Doğulu… Ama mutlaka Türkiyeli…
Komando beresi ile mutlaka bir fotoğrafları vardır ve askerliğin ilk ayında çektirilip gönderilmiştir. Evlerinin en mutena yerini süsler bu fotoğraflar. Arkalarında bir iki satır vardır. Hasretlerini, sevgilerini anlatan. Gecenin ıssızlığında, nöbet sırasında anlatılmaz arkadaşlıklar yeşertmişlerdir. Kimi gün yanı başında şehit olmuştur bir diğeri. Günlerden herhangi bir gün, gülün solduğu gündür. Bazıları değil koşmak, bir daha hiç yürüyemeyecektir. Gözlerini, ellerini, ayaklarını ve canlarını vatana feda etmişlerdir. Bazıları ise ne gün batımını, ne de şafağı görecektir…
Siz onları tanıyorsunuz..
Bu vatan uğruna dövüşüp ölenlerdir onlar.
Bir şafak vakti güneşe gömülenlerdir.