Şerefle bitirilmesi icap eden en ağır vazife hayattır. -- toegueville
kutlu-can
kutlu-can
@kutlu-can

İnsanlar ve Hayvanlar

9 Kasım 2010 Salı
Yorum

İnsanlar ve Hayvanlar

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1156

Okunma

İnsanlar ve Hayvanlar

İnsanlar ve Hayvanlar

B.





İNSANLAR VE HAYVANLAR


Havalar ısınmaya başlayınca uzun kış gecelerinde kurduğumuz hayallerin gerçekleşeceği günlerin yaklaştığını hissederdik . Okulların tatil oluşuyla çantaları , bavulları toplar deniz kenarında zeytin ağaçları arasındaki tek katlı , ahşap çatılı , briketten yapılmış küçük evimizin yolunu tutardık .

Kırk yıl önce yazlık ev pek bilinmezdi . Bilinse de bilenlerin sayısı pek azdı . Çevredeki üç beş evin dışında yerleşim alanları yoktu .Buz dolabımız yoktu . Kıymamız yetecek kadar alınır ve kavrulurdu . Karpuzumuzu bahçedeki havuza akan buz gibi suyun altında soğuturduk . Geceleri gemici fenerleriyle aydınlanır. Mehtaplı gecelerde onlara da ihtiyaç duymazdık . Bir benzin istasyonu ve iki katlı küçük bir motel , Edremit’i Çanakkale’ye bağlayan , trafik yoğunluğu olmayan dar bir asfalt yol ve iki saatte bir geçen belediye otobüsü dışında bizi medeniyete bağlayan bir ulaşım aracımız yoktu . Sessizlik, güneş , kum , deniz, mis gibi bir hava ve yemyeşil zeytin ve çam ormanları …

Elektriği olmayan , suyu doğal olarak yerden fışkıran, zeytin ağaçlarıyla çevrili evimizde radyo ve televizyon da yoktu tabii.. Çevre ot ve böğürtlenlerle kaplıydı . Denizin maviliğinde uzanan bakışlarınız , gökyüzünün berrak derinliğinde dinlenir ve arkanıza döndüğünüzde tepeler boyunca fışkıran zeytin ağaçlarından daha yukarılara çam ormanlarıyla kaplı muhteşem Kaz dağlarına tırmanırdınız .

Kırlangıçlar evimizin önündeki oluklu sundurmanın altını pek severler ve bize aldırış etmeden minicik gagalarıyla getirdikleri çamurlarla oralarda mükemmel yuvalar yaparlardı . Sonra yavruları olunca iş bölümü yaparak , kendileri küçük ağızları büyük obur yavrularını , kırlardan bulup getirdikleri böceklerle , kurtçuklarla onları doyururlardı . Bu kadar ithalattan (!) sonra ihracat (!) başlayınca balkonumuz kirlenir , popolarını yuva ağzından dışarı çıkaran yavrular , titiz eşime nazire yaparcasına arka arkaya hediyelerini (!) yollarlardı . Ama o titiz hanım, taşın üzerine bir karton serer ve kırlangıçların bu eziyetlerine seve seve katlanırdı . Onlar bizimle yaşarlardı ve biz onları kovalamayı hiç düşünmezdik .

Farelerimiz de çevremiz gibi temizdi. Çünkü çöp ve pislik olmadığı için sadece zeytin yemeğe alışık bu hayvancıklar otların arasında mutlu yaşarlardı . Bir gece çardağın üzerindeki yapraklardan örülmüş salıncağından yere pat diye düşen bir fareyi görünce pek şaşırmıştım .

Geceleri gelincik ve kirpiler devriyeye çıkarlar , kaplumbağalarımız böğürtlenlerin dibinde yumurtlardı .

Güller açmaya başlayınca bülbüllerin konseri başlardı . Gecenin sessizliğinde en hazin aşk şarkıları dinlerdik . Serçeler yolun kenarında kum banyosu yapar , telefon tellerinde dizilen kırlangıçlar adeta onları seyrederlerdi .

Bunlar yetmezmişcesine her yaz mevsiminde oğlak , kuzu , tavşan , tavuk , güvercin , kanarya ve muhabbet kuşları da bahçemizin değişken misafirleri olurdu .

Denizde balık boldu . Suyun üstüne sıçramaları bizi heyecanlandırıp dikkatimizi çekerdi . Balıkçılar küçük tekneleriyle kıyıda ağlarıyla balık çekerlerdi . Ağlara takılıp boğulan bir yavru yunus için günlerce üzülmüştük .

Çocuklarım bunlarla büyüdü . Deniz kenarında yaralı martıya taş atan , bira içen , sevişen gençleri görmeden kanat çırparak uçup gittiler .

Şimdi sonbahar mevsiminde hüzünlü çığlıklarla toplanıp kuzey Afrika’ya göç eden kırlangıçları sadece gökyüzünde görebiliyorum . Onlar da bize darıldılar . Artık balkon ve çatı saçaklarımızda yuva yapmıyorlar .

Yazın nüfusları yüz kat artan sayısız sitelerden geriye kalan aç kediler fareleri bitirdi . Gelincik ve kirpiler gece yarısından sonra sadece kış mevsiminde tek tük korkarak dolaşıyor .

Bülbül sesine yıllardır hasretim . Ne gül kaldı , ne de dalında ötülecek böğürtlen .. Her taraf ev ve insan doldu . Yolumuz altı şeritli otoban oldu .

Şimdi elektriğimiz , arabamız , klimamız , televizyonlarımız , bilgisayarlarımız , cep telefonlarımız , buz dolaplarımız var ama o dost çevre ve sevimli hayvanlarımız yok .

Siteler , lüks villalar , gösterişli yüzme havuzları … Binlerce otomobilin homurtusu … Çöp ve poşetler …Çevreye ve doğaya saygı duymayan bir sürü insan …

“ Ha şimdi ne oldi ? “



Ahmet Müfit Kutlu - Altınoluk

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnsanlar ve hayvanlar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsanlar ve hayvanlar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnsanlar ve Hayvanlar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
asran
asran, @asran
9.11.2010 21:59:19
Rantiyenin işgali altında geleceğimiz. Sonumuz hayrolsun. Teşekkür ediyorum. Saygımla...
Afet i azam
Afet i azam, @afet-i-azam
9.11.2010 19:15:53
Olan oldu yapacak bir şey yok :) Kaleminize sağlık...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.