- 823 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YÜKSEK AYVANLAR - 3
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
YÜKSEK AYVANLAR -3
Tarihi kervan yollarının kesişme noktasında bulunmaktadır.
Tarihte ticaretin merkezi konumunda olan şehir; bugünde ticarette
işlem hacmi ve imalatta söz sahibi konumdadır.
Tarihi Mekanlar:
Akçadağ:
Ören, İkinciler ve Akçadağ Höyükleri, Düvencik Köyü civarındaki Ferik
Kale kalıntıları bulunmaktadır.
Arapgir:
Ulu Cami, Hankah, Cafer Paşa (Şeyh Hasan) Camisi, Yeni Cami, Molla Eyp
Camisi, Gümrükçü Osman Paşa Camisi ( 2 yerde aynı ad ile cami vardır),
Gümrükçü Osman Paşa Hamamı, Gügümcübaşı Hüseyin Ağa Camisi, Çarşı
Hamamı, Hacı Şerif Ağa Camisi, Almaşık Hamamı, Şerif Ağa Çeşmesi,
Çobanlı Çeşmesi, Osman Paşa’nın validesi Ümmü Gülsüm Çeşmesi, Ali
Velikzade Çeşmesi
4. Murat tarafından yaptırılan Meydan Köprüsü, Millet Hanı, Arapgir
Kalesi, Eskişer Mahallesindeki kale kalıntılarının oluşturduğu
mağaralar, parmak kayalar, kuzluk mağaraları
Arguvan:
Uzunoğlan höyük, Karahöyük, Sülmenli höyük, Horumhan höyük, İsaköy
höyük, Karahan, Kızılhan, Horumhan, Sığıruşağı mağaraları, Kasım
harabası, Molla Yusuf Zindanı, Alhasuşağı harabası, Battal Gazi Kalesi
Doğanşehir;
Sürgü Höyük, Erkenek Şelalesi, Sürgü Pınarı,
Darende...
Susus Dede Türbesi, Yusuf Paşa Bedesteni,Sadrazam Mehmet Paşa
Kütüphanesi ve Kabri, Sadrazam Rıza Paşa’nın Kabri, Mehmet Paşa Camii
Minaresi, Hüseyin Paşa Camii Minaresi, Haci Müşrif Camii Minaresi,
Zengibar Kale Kapısı, Nadir, Hacılar, Uzunok, Köprügözü ve Şekeroğlu
Köprüleri,
Pötürge;
Malatya’ya 74 km uzaklıktadır. Uzuntaş Köyünde bulunan ve M.S. 450′de
yapıldığı belirtilen Peri-Eş (Dilbersen) Kalesi, doğu yakası ilçe
hudutları içinde yer alan Nemrut Dağı, Gerar Kalesi ve Battalgazi
Ziyareti gibi görülmeye değer tarihi yerler vardır.
Battalgazi :
İlçede birçok cami,türbe bulunmaktadır.Karakaya Baraj Gölünün ilçenin
çok yakınında olması turizm açısından önemli getiriler sağlamıştır.
Barajda su sporları ve balık avı yapılabildiği gibi gemiyle baraj
gezisine katılmak da mümkündür.
Eski Malatya Kalesi: Eski Malatya’da olup geniş bir alanı kaplar.
Yapımına Roma İmparatoru I. Titus zamanında başlanmıştır. Daha sonra
Bizans İmparatoru Justinianus (522-565) zamanında son halini almıştır.
Yazıhan :
Malatya’ya 40 km uzaklıktadır. Tarihi eser olarak Fethiye Köyündeki
Hasan Basri Cami, Fethiye Höyük, Ansur (Buzluk) Mağaraları,Hacı Höyük,
İriağaç Köyü Ünür Mezrası Kalesi sayılabilir
YEŞİLYURT:
YELKÖPRÜ, kALETEPE, CAMİİ KEBİR, KİTABELER...
MALATYA MERKEZ:
Malatya ve çevresinde XX. yüzyılın ikinci yarısında başlayan kazılar
ilk yerleşimin Paleolitik Çağa (MÖ. 5500–3500) kadar indiğini
göstermiştir. Tarihi çağlar boyunca yöre, eski ticaret yollarının
üzerinde bulunuşundan ötürü önemini korumuş, bu nedenle de sürekli
yerleşime sahne olmuştur. Malatya’da Ansır (Buzluk) ve İnderesi
mevkiinde bulunan mağaralarda Paleolitik Çağa ait buluntularla
karşılaşılması bu iddiayı kuvvetlendirmiştir.
Anadolu’nun önemli bir kültürünü oluşturan Hititler döneminde de
Aslantepe yörenin merkezi konumunda idi. Geç Hitit dönemi şehir
devletlerinden biri olan Malatya’nın tarihi Hitit kitabelerinden
öğrenilmiştir. Bunun ardından Asur krallarının yıllıklarında ve Urartu
kitabelerinde de bu konu daha açıklık kazanmıştır. Günümüze ulaşan
Asur belgelerinde Malatya’nın ismi Milid, Melid, Milidia, Meliddu
şeklinde geçmektedir. Urartu ve Hitit kaynaklarında Melitea, Hitit
tabletlerinde de geniş biçimde yer almıştır. Bunun yanı sıra Urartu
krallarından lspuinis (M.Ö. 824816) ile oğlu Menuas (M.Ö. 816–807)
zamanlarına ait Palu kaya kitabelerinde, yörenin tarihine ışık tutacak
bilgiler bulunmaktadır. Buradan Urartuların Milid Kralı Sulumeli’yi
mağlup ettikleri, Malatya Kralı’nın da bu yeni egemenliği kolayca
kabul etmediği öğrenilmiştir. Nitekim bu kitabelerde, I. Argistis
(M.Ö. 789–766) “Tanrı Haldi’nin sayesinde Hatti memleketlerine karşı
sefer ettiğini ve Tuwate’nin oğlunun memleketini Melitea (Malatya)’yı
zaptettiği” ve Malatya krallarının kısa bir süre sonra Urartulara
karşı yeniden ayaklandıkları, III. Sarduri’nin (M.Ö. 765–733) Melitea
Kralı Sahu oğlu Hilaruwata’yı mağlup ederek, şehri yağmaladığı
yazılıdır.
M.Ö. 1750 yıllarında Kuşsara Kralı Anitta, Anadolu’yu tek bir yönetim
altında toplayarak siyasi birliği sağlamıştır. Bu dönemde Malatya’nın,
büyük bir olasılıkla, siyasi birliğe katıldığı sanılmaktadır. I.
Hattuşilis, Kuzey Suriye yolunu emniyet altına almış, yerine geçen
oğlu I. Murşilis ise Anadolu birliğini Halep ve Babil seferlerinden
sonra sağlamış. Malatya’ nın bu krallar döneminde kuzey Suriye ile
Anadolu arasında önemli yol kavşağında olması nedeniyle Hitit
birliğine girdiği ve bir Hitit şehri olduğu sanılmaktadır. I.
Mursilis, babası I. Hattusilis ’in gösterdiği, çıkarlarının güneyde
olduğu fikri üzerine hareket edip, Halep ve Bağdat’ı fethederek “Büyük
Kral” unvanını aldığı Akad metinlerinde görülmektedir. Hitit
Krallarından Ammunas ile Huzziyas’tan dönemlerinde M.Ö. XV. yüzyılda
yer yer görülen isyanlar sonunda Hitit Birliğinin kuzey Suriye’deki
egemenliği Mitanni Krallığının eline geçmiştir. Böylece, Malatya da bu
dönemde Mitanni egemenliği altına girmiştir. Hitit Kralı Şuppiluliuma,
M.Ö. 1450 yıllarında Fırat Nehrini geçerek bölgede yer alan Mitanni
egemenliğine son vererek Malatya’yı yeniden Hitit İmparatorluğuna
kazandırmıştır. II. Mursilis, Muvatalli ve III. Hattusilis
dönemlerinde Malatya, Hitit Merkezine bağlı kalmıştır.
M.Ö. 1000 yıllarında Malatya, Kargamış Krallığı’na bağlı olarak
varlığını sürdürmüştür. Gürün yakınlarında bulunan bir kitabeye göre
“Sasa” isimli biri Malatya Kralı olarak bilinmektedir. Asur Kralı II.
Adad Nirari (M.Ö. 911-891) Kargamış’ı egemenliği altına alarak,
Kargamış’ın Malatya üzerindeki hakimiyeti son bulmuştur. Yöredeki
Urartu egemenliği, Asur kralı III. Tiglat Psaser’in tahta çakışına
kadar devam etmiş ve Malatya, M.Ö. 733’de yeniden Asur Krallığına
haraç veren beylikler arasına girmiştir. M.Ö. 722 yılında Malatya
Kralı Funzianu, Asur Kralı II. Sargon’a esir düşmüştür. Bu tarihte
Asur Kralının Malatya’yı egemenliği altına aldığı, bir isyan sonunda
M.Ö. 713 yılında Malatya Kralı Tarhunaz’ı esir ettiği anlaşılmaktadır.
Kral Tarhunaz’ı halkı ile birlikte Asur’a, Basra’ya sürgün ettiği,
Basra halkından bir kısmını da Malatya’ya getirerek yerleştirdiği
bilinmektedir. Malatya’ya Asurlu bir kral atadığını ve emrine 150
savaş arabası, 1500 atlı, 20.000 yaya, 10.000 kalkan ve mızrak
taşıyıcıları verdiğini II. Sargon’un kitabelerinden öğrenilmektedir.
Asur Kralı Sanherib (M.Ö. 705-681) döneminde Asur egemenliğinde olan
Malatya’da, Asar Haddon (M.Ö. 681-669) zamanında Asur egemenliği sona
ermiş, bunun yerini bölgede Med ve Persler almıştır.
Höyükler:
Aslantepe
Malatya Orduzu semtinde yer alan tepe, şehre 4 km. uzaklıktadır.1932
yılında bilimsel kazılara başlanmış günümüzde de devam etmektedir.
Yapılan kazılarda geç Kalkolitik döneminden Roma dönemine kadar 7
kültür tabakası tespit edilmiştir. En önemli yerleşimi geç Hitit
döneminde oluşmuştur. Bu devirde Aslatepe “Melita” ülkesinin
merkeziydi.
Arslantepe kazılarında ortaya çıkartılan Geç uruk dönemi sarayının
kralına ait M.Ö.2900 yılına tarihlenen kral mezarının bir
rekonstüriksüyonu Müzede sergilenmektedir. Kralın hoker vaziyette
yatış biçimi ve mezarın üzerinde kurban edildiği varsayılan 4 kişinin
bulunma pozisyonları ilgi çekmektedir.
Gelinciktepe
Orduzu semtinde yer alan tepe, Aslantepe’nin 2 km kuzey doğusunda eski
Tunç devri yerleşim yeridir.
Ansur(Buzluk)
Merkeze bağlı Yazıhan Bucağının Buzluk Köyü sınırları içerisindedir.
Köşgerbaba Höyüğü
Malatya’nın 31 km. Kuzeydoğusunda, Fırat köyü sınırları içindedir. En
üstte küçük bir Osmanlı yerleşmesinin altında Roma kenti yer alır.
Urartu katında, çok sayıda boya bezekli keramik, demir silahlar ele
geçirildi. En alt kat, İlk Tunç çağı kalıntılarını içerir. Höyük baraj
gölünün altındadır.
Pirot Höyük (İkiz Höyük)
Çift konili olduğu için. İkiz Höyük diye de bilinir. Malatya’nın 40
km.kuzey doğusunda, bugün baraj gölü altındaki Kıyıcak köyündedir.
Araştırma sonuçlarına göre, ilk Tunç Çağından Bizans’a değin yerleşim
alanı olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.
kaynak: GeldiK www.geldik.com/showthread.php?t=48731
İmamoğlu Höyük
Malatya’nın 24 km. Kuzeydoğusundaki höyük, Karakaya baraj gölünün
suları altındadır. İlk Tunç Çağı’ndan Roma dönemine kadar yerleşim
yeriydi.
İlk defa 1945 yılında Prof.Dr. Kılıç Kökten tarafından İmamlı adıyla
haberdar edilen höyük, yörede daha sonra yüzey araştırması yapan
Prof.Dr. Ümit Serdaroğlu ve Prof.Dr. Mehmet Özdoğan tarafından yeniden
belgelenmiştir. 1980–87 yıllarında, İstanbul Arkeoloji Müzeleri
araştırmacılarından Edibe Uzunoğlu yönetiminde kazılar yapılmıştır.
Kazı daha çok koni kısmının üstünde ve yamacında gerçekleştirilmiştir.
Fethiye Höyük
Malatya’nın 36 km. Kuzey batısındadır. İlk Tunç Çağı yerleşmesinden
çok sayıda çakmak taşı bulunmuştur.
Değirmentepe Höyük
Değirmentepe Malatya’nın 24 km, bugün baraj gölü altında kalan İmamlı
Höyüğünün 1,5 km doğusundadır. Son Kalkolitik çağda Orta Anadolu,
Kuzey Mezopotamya ve Suriye ile ticari ilişkileri bulunan önemli bir
merkezdi. Değirmentepe, Malatya’nın 24 km, bugün baraj gölü altında
kalan İmamlı Höyüğünün 1,5 km doğusundadır.
Bu höyük ilk defa Adagören “Kilisik” höyüğü olarak 1975’te Prof.Ümit
Serdaroğlu ve ekibi tarafından yeri saptanmıştır. Daha sonra Prof.
Mehmet Özdoğan ve ekibinin aşağı Fırat havzası yüzey araştırmalarında
Değirmentepe ismi verilmiştir. İstanbul Üniversitesi Prehistorya
Kürsüsünden Prof. Ufuk Esin tarafından kurtarma kazılarına
başlanmıştır.
Höyük üzerinde çeşitli açmalardan eşde edilen sonuçlara göre burada on
bir tabaka tespit edilmiştir. Höyük 5.000- 4.000 yılları arasına
tarihlendirilmiştir. En üstteki ilk dört yerleşim tabakası Demir
Çağına aittir. Ancak, son iki tabaka Geç Roma ve Bizans dönemlerinde
yeniden kullanılmıştır. Bu nedenle de tahrip olmuştur. Yapılan kazılar
sonucunda yuvarlak planlı küçük bir kale, küp mezarlardan oluşan
nekropol, taş kemerli kerpiç duvarlı, dörtgen planlı bitişik düzende
evler ortaya çıkarılmıştır. Ele geçen çanak çömlekler Geç Hitit,
Urartu ve son Asur dönemlerine ait çanak çömleklerle karışık bir
düzendedir. Burada ele geçen Kalkolitik Obeyt kültürü mühür ve mühür
baskıları Anadolu’da bu döneme ait mühür sanatı ile ilgili en büyük
koleksiyonu oluşturmuştur. Obeyt kültürünün ortaya koyduğu çanak
çömlekler ise, genellikle yeşilimsi, bej, pembemsi, açık renkli kilden
yapılmışlardır. Geometrik, şematik bitki motifleri, açık renk zemine
siyah, kırmızı ve kahverenginde bezeme olarak yapılmıştır.
Cafer Höyük
Kentin 40 km. Kuzeydoğusundaki höyükte, üstte ilk tunç Çağı, üstte ise
keramiksiz neolotik yerleşme saptandı. Bugün Karakaya baraj gölünün
altındadır.
Levent Vadisi
Akçadağ ilçe sınırları içinde çeşitli jeolojik olaylar sonucunda
meydana gelen levent Vadisinde, vadi boyunca farklı büyüklükte
Mağaralar mevcuttur. Yapılan yüzey incelemeleri sonucunda Bağköy
civarındaki mağaralarda Geç Hitit Çağı’na ait olduğu düşünülen kaya
kabartmaları bulunmuştur.
Fırıncılar Höyük, Fethiye Höyük, Ören, Güzelyurt, Samanköy, İsa Höyük,
Morhaman, Karahöyük, Sürgü Höyük, Hasırcılar, Hacı Höyük, İkinciler ve
Aslantaş Malatya’daki diğer arkeolojik alanlardır.
DARENDEDEN, ARAPGİRE; AKÇADAĞDAN PÖTÜRGEYE, YEŞİLYURTTAN HEKİMHANA,
ARGUVANDAN DOĞANŞEHİRE,
HER KARIŞINDA TARİH BULUNAN MALATYA TARİHTEN GÜNÜMÜZE SATAI YANSITMAKTADIR.
CİLTLER DOLUSU YAZILARLA İFADE EDİLEMEYECEK KADAR DOĞAL GÜZELLİKLERİ
VE SANAT İLE DEVAM EDECEK
>>>> DEVAM EDECEK>>>>
MALATYALILAR GECEMİZİN YAZISI İLE YARIN KARŞINIZDA OLACAĞIZ
...
ÇEŞİTLİ KAYNAKLARDAN BİLGİ ALINTILARI MEVCUTTUR....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.