Haklı ve Zalim.
Zulüm fiil,işleyen fail zalim..
Şimdi dikkat edin..
Zulüm ve Haklılık...
Davosta başbakan tayyip günahsızları öldürüyorsunuz dediğinde,peres ise ’’onlar sürekli bize füze atıyor ve kalabalık yerlerde bombalar patlatıyorlar,siz olsanız ne yaparsınız’’demişti..
Oysa aynı kafa,bop eş başkanı olmakla övünüyor bununla da yetinmiyor inancının kitabına ters yönetim ve rejimle insanların huzursuz,umutsuz ve yoksul yaşamasına göz yumuyor ve 7 yıl evvel verdiği sözleri tutmamasıyla HAKLILIĞINI ispat ediyor,elbet konumuz onların konumları duruşları değildir,biri diğerine ALLAHINDA DESTEĞİYLE! zalim derken,diğeride bu kafayı kendi haklılığına bir haksızlık olarak görüyor.
Haklılık psikolojisi ve problem.
Düğüm nerede?
Zalim ve zulüm o kadar casus kavramlardır ki,siz asla farkına bile varmadan üzerinize yapışırlar,elbet bunun farkındalığında olmayan BÜYÜK ÇOĞUNLUK,sürekli birbirlerini zalim olarak anarlar..işin ilginç olan tarafı,insanın haklı olduğu zannı,onun üzerine yapışan zalim zulm kavramlarının ÜZERİNİ ÖRTER..
İnsan psikolojisinde otoriteye itaat öyle yoğun bulunur ki,öldürme ve katletmede bir haklılık payını hep kendinizde bulursunuz..sorumluluğu otoriteye bile tek başına yıkmak aslında yeterlidir kişi için..emir kuluyum cümleside aynen bunu ifade eder,yani ben irademle bunu yapmadım,benim iradem otoriteye teslim idi ve kabullenmeme gibi bir LÜKS’üm asla olamaz..
Otoriteye şartsız itaat,sorumluluğu kabullenmese bile gerçekte liderlere duyulan YÜKSEK SAYGI’nın altında,kişinin kendisini bir hiç olarak görmesi yatar..bu hiçlik duygusu,itaat ile aşılmaya çalışılır..ve vicdan adına zihinleri işlemez hale getirir..
Yeryüzünde insanlardan biri bile yoktur ki zihnini işlettiğinde,kendisinin zalim olduğunu,kendi benliğine haykırmasın..dünyada sadece onlar kendi benliklerini kınarlar ve zalim olarak vasıflandırırlar..bu gurubun dışında kalan insanlıktan her birey asla zalimliği kabullenmez,onlar HAKLIDIR VE MASUMDURLAR..
Masum olmak bu kör zihinlere göre, çoğunluğun yönünü takip etmek,düzenin ve işleyişin devamlılığında yanılmak,birbirinden güç almak ile mümkündür..plajda çocuk katletse bile o çocuklar masum değillerdir.
Ebu cehil lakabını taşıyan adam,kendi sistemine göre masumdu ve elçi bir ara bozucu,bir fitne ve fesattı..
İnsanlığın en ortak oldukları nokta,masumluktu..Fravunun savunmasında elçiler,fitne ve fesat çıkarmak isteyen kişiler olarak işaretlenmişti çünkü onun içinde bulunduğu yaşantı,o kişiyi insan boyutundan ilah boyutuna taşımıştı,bu büyüklenmenin artık son raddesi idi ve masum olan fravun hakkı olduğuna inandığı payı kaptırmamak için çaba sarf etti.
Cehenneme ilklerden sonra olarak sürülenler,ilklere şunu derler;biz size uymuştuk ve SİZİ DOĞRU YOLDA SANIYORDUK..gidişatın sistemin normal olduğunu,sizin tavrınıza bakarak söylüyorduk ve bu sebeple,zıt tavır gösterenleride haksız buluyor hatta onların haksız olmaları sebebiyle ölümü hak ettiklerini düşünüyorduk.
İnsan,habis fikri fısıldayan iblisi bile O GÜN suçlamak ve kendisinin masum ve mazur olduğunu ispat etmek için çabalar durur.İnsan işte bu haliyle bu formuyla gerçekten tam bir ağlak.Ben etmedim o etti.Neden?Çünkü ben suçsuzum.
Iraktan dönen askerlerin büyük çoğunluğuna psikolojik tedavi uygulanıyor,bunlardan bir kısmı ZALİMLİĞİNİN İDRAKIYLA intihar ediyor ve bir kısmı diğer insanlara yardım için çırpınıyor ve bir kısmı artık HAYVANLAR GİBİ KISMEN OTİSTİK bir moda geçiyor ve son kısım ise MASUM olduğunu düşünerek yaşamına kaldığı psikoloji ile devam ediyor.Son kısmı es geçelim,nedir bu insanlarda olan değişim?
Kendi yurduna döndüğünde ne savaşın nede kanın esamesi bile okunmuyor,kimi yerde insanlar birbirine yardım ederken DAHA NET görülüyor ve cenazelerde taziyeler bildiriliyor.Kişi,haklılık psikolojisiyle orada işlediği fiillerin,döndüğü ortamda karşılığının bulunmadığını görmesiyle ortaya yeni bir mazeret çıkıyor;kandırıldık.Kimileri bu haklılığını,meydanlara inip savaşı ve sistemi protesto ederek ispat etme gayretine KENDİ SUÇLARININ VİCDANDA AFFI için sarılıyor.Ama iş işten bir kere geçmiş oluyor ne yazık.
Dünyanın tüm geçmişine bakıldığında aslında birbirlerini zalim olarak vasıflandıran,birbirini karalayan,haklılık adına hınç duyan ve haklılığın verdiği masumluk duygusuyla ortalığı kan gölüne dönüştüren bir seyre şahit oluruz.Çünkü insan az düşünür,hamuru aceledir ve kolay etki altına alınır.Etki altına alma araçları olmasa bile bir kişinin alafıranga tabirle cool olması diğer tarafta bir itaat hissi uyandırır.
İtaat araçlarını net belirlemiş kurumlar ve kişiler,itaat istediklerinde bu araçları imkanları ölçüsünde kullanır.Yazar,aydın olmanın bile kıstası;bağırsaklarında sanki gaz varmışcasına bol eeeeli ve eövlü uzatmalarla konuşmak,uzak ve yakın diyarların fantastik film jönleriymişcesine bir görüntü ile ortaya çıkmaktır.Bu kendince,HAKLILIK payını artırma çabasıdır,haklıysa mazur ve kabul edilebilirdir söylenen her ne kadar absürt olsa bile.
Kuranda aklın önemine sürekli değinilir.Akıl işletildiğinde sorgulama devreye girer ve neticesinde VİCDAN İLE ASİ olma süreci başlar.Şuayb peygambere; ’’senin salatın mı sana emrediyor’’söylemi AKILSIZLIK İLE ASİ olma sürecidir.Asi çünkü haklı.Ama iş öyle değil.
İnsanlığın serüveni ne yazık akılsız asiler tarafından belirlenmiş.Tüm haklılıklarına! rağmen ve dünya,bu haklılık bağrışmalarıyla haksızlığa boğulmuş durumda hemde haklılar! eliyle.
YORUMLAR
Osmanlının yerini dolduran olmadı.İnsanlık acı çekiyor,insanlık kan ağlıyor.Dünya devletleri belli bir amaca hizmet ediyor halk uyutuluyor.Umudumuz Türkiye,umudum Türkiye ,şuan insanlığın son adası Türkiye.Ne kadar bu süreçten uzak etmek için çalışsalarda artık bu sürec başladı devam edecek İşallah.
Allah tüm islam aleminin,haksızlığa uğramış insanlığın yar ve yardımcıdır.
Bu değerli yazınız için teşekkür ederim.
saygı ve hürmetlerimle.