- 824 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yaprak Dökümü !
Çok değil dündü sanki;henüz göreve başlamış idealleri olan bir öğretmendi Lutuf hoca...88 yılının soğuk bir kış günü,ocak ayının belki de üşüten soğuğuna inat sıcacıktı yüreği.Yirmi altı yıllık ömrünün belki de en mutlu günü bu gündü.Yeni bir ufka yelken açmış ,on beş yıllık öğrencilik ve beklemeden askerlik vazifelerini yerine getirmiş ,çeşitli badireler sonrası nihayet çalışma ve çabasının sonucunda Hatay -Samandağ ilçesinde öğretmenliğe merhaba demişti.Yabancıydı ,yalnızdı hayatını şekillendirirken...Samandağ küçük ama şirin sahilde bir ilçeydi.İlk kez orda karşılaşmıştı aynı sınırlar içinde yabancı bir dille ve bu dili konuşan insanlarla...Korktu tereddüt etti önceleri.Bu korku ve terddüt daha çok anlamamak ve yanlış anlaşılmak üzerineydi...Zamanla alıştı bu iki dilliliğe,kendisi Türkçe öğretmeni olsa da...
İlçe milli eğitim müdürü Erzurumlu bir dadaştı,kısa boylu bolca balkonlu ama babacan İbrahim Palaydı...Daha öğretmenliğinin ilk yıllarında onunla muhatap olmak mümkün olmamıştı da yıllar sonra briç hastalığı yüzünden yavaş yavaş samimiyeti artmıştı...Tuncer Baranoğlu vardı bir de şube müdürü kendisi Karslı olup Dörtyol’’dan evli...İlk görünüşte tipik bir bürokrat görünümü olan ancak samimiyeti arttıkça dostluğu arkadaşlığı ölçümsüz olup maddi konularda müsrif bir dost...
Bekardı Lutuf hoca,çeşitli yakıştırmalar yapılıyordu okuldaki bekar hocalar arasında da...Lutuf hocanın gözü ondan başkasını görmüyordu...Oysa başka limana demirlemiş lutuf hocayı görmüyordu...görmedi de yıllarca.
Ne hikmetse Samandağ’’ına atanan öğretmenler hep bekardı.Kimler yoktu ki...Şimdi bir ilin milli eğitim müdürü olan Hasan,Ceyhanlı Memet,Adanalı Ali,Gümüşhaneli Oktay...daha nicesi.Lutuf da onlardan biriydi.Belki ilk atama olmasından hepsi,belki de ilahi bir tesadüf...
Hasan Mehmet, Ali,Oktay ,Lutuf ...hepsi hemen hergün bir aradaydı özellikle akaşamları...Unutmayalım bu bekarlar arasında Maraşlı Fehmi de vardı...Hasan güzel yemek yapar ,sohbeti iyi bir Kaaraisalılıydı.İdealleri vardı ve sınavkolikti.Bunun semeresini de aldı.Önce görev yaptığı Samandağı-Hatay’’a müfettiş olarak geldi sonrası Allah yürü kulum dedi biraz da Akp...kolay mı milletvekiline enişte olmak...Severdi lutuf hocayı hala da ilişkileri dosttan öte gardaşlık belki de...
Bir rüzgar esti öyle zamansız ki,herbiri bir başka diyara savruldu yaprakların...Ne Aliden ne oktaydan haber alabildi lutuf bir daha...Memetten ara ara havadisler geliyordu iyice hanımköylü oldu diye...Fehmi memleketi Maraş’’taymış geç de olsa ulaştı telefonla konuştular geçmişten ,Samandağ’ından...gözleri dolu dolu olsa da...Hasan her kaynata ziyaretinde uğrar Lutufun yanına yaylada da olsa...
Lutuf akşamın serinliğinde yumarken gözlerini düşündü uzun uzun...Kaç yıl olmuştu sahi...Samandağ’’ına ve dostlara veda edeli...Topladı,çıkardı,böldü...Yok yok hesaba gelmiyordu yıllar...Daha dün gibiydi göreve başladığı zaman...Oysa dile kolay yirmi iki yıl dolmuştu...Askerliği de üzerine koyunca yirmi dört...Sahi son yılı mıydı hizmette,ayrılabilir miydi öğretmenlikten...Soranlara durun hele daha dün başladım demek istiyordu da gözleri ,saçları isyan ediyordu...Bir de yaprak yaprak düşen dostları...