ÇARESİZLİKTEN ONA
İnsan acizdir. Acizlikte sonsuzdur. Her şey sınırlıdır. İnsan gözüyle her şeyi göremeyeceği gibi, kulağıyla da bütün sesleri işitemez. Fakirdir insan. Aciz ve çaresizdir. Aynı uçurumdan ayağı kayarak düşmekte olan bir dağcı gibi… Onun artık yere çakılmaktan başka bir sonu yoktur.
İnsan çoğu zaman bu acizliğine aldırış etmeden yaşamını sürdürür. Derler ya çekirge bir sıçrar, iki sıçrar sonunda olan olur. Misalini verdiğim gibi insanda bu dünyada farkında değildir bazı şeylerin (!).Belki de farkında olmak gibi bir niyeti yok. Hiçtir insan. Ben de bir hiçim. Allah demiyor mu ki “sizleri bir damlacık sudan yarattım.” Bu Kudreti Sonsuz’a ne kadar şükretsek azdır.
İnsan mağrurdur. Yani gururlu, kibirli, kendini beğenmiş, -hâşâ- kendini ilâh bile görür. Hiç olduğunun farkındadır ama yine de Yüce Yaratıcı’ya karşı gelmek gibi bir duygu taşıyor içinde. Ne yazık ki bu kısa dünya hayatını bâki sanıp da aldananlara!
Hepiniz biliyorsunuzdur. Hz. Nuh(a.s) yaklaşık 1000 sene yaşadı. Ve yaşadığı yer de küçük, eski, derme çatma bir barakaydı. Ona soruyorlardı.
–Ya Nuh! Niçin böyle yerde yaşıyorsun. Hiç yakışır mı? Sana saraylarda oturmak yakışır.
Bu söz karşısında Hz. Nuh(a.s) çok mütevazı bir şekilde:
–Bu kısa dünya hayatı için (yaşadığı 1000 seneden bahsediyor) değmeyeceği için.
Evet kardeş, hepimiz bir emanetiz burada. Ve bir gölgelikteyiz sadece.
Aciz demiştik insan için. Buna karşı gelmek gibi bir ihtimal yoktur. Olamaz da. Karşı gelenler tarihte de görüldüğü gibi helak olup gitmişlerdir. Nemrut ölmemek için kendini saraya kapatıyor ve bütün girişleri sımsıkı sarıyor. Küçük başka aciz bir varlık olan sinek Nemrut’un burnundan içeri girip ölümüne vesile oluyor. Firavun’un Kızıldeniz’de yaşadığı ve İtalya’nın Pompei kentinde yaşanan ibret vereci olayları anlatmaya gerek yoktur sanırım.
Acizlikte yapabileceğimiz bir şey yok. İman yeterlidir ilk etapta. İmanla tevhid bilincine ulaşacaktır insan. Sonra teslim olacak ve bununla da güvenecek O’na. O’na yürekten bağlandıktan sonra ne gam duyar, ne keder…
Yeni doğan bir bebeğin hemen annesinin memelerine yapışmasını neyle açıklayabileceksiniz. Arıların peteklerini altıgen şeklinde yapması kimin eseri sanıyorsunuz ki! Bu kâinatı kusursuz bir şekilde işleten güç insana bakamayacak değildir ya. Öyleyse hep O’na açmalıyız derdimizi. Bizi bir O anlar. Bu zayıf, güçsüz bedenlerimize feri yalnızca O verebilir.
Arkadaş sen de bu çarkta geri kalma. Nasıl ki çarkın bir dişlisi işlemezse intizam bozulur. Sen ve senin yetiştireceğin nesil de bozulmamalı. İçinde buram buram sevda kokan insanlar olmalı gerçek sevdayı arayan. Çünkü her şeyin özünde yalnız O var.
İlhan KAPLAN
YORUMLAR
Tebrik ederim. Doğru söze ne denir.. Baştan sonra büyük bir ilgiyle okudum. Saygılarımla..