Geziyorum.
Utanmazım. Utanmayı bilerek yaşayanların arasında, sırıtıp duruyorum. Neden sırıtıyorsun sorusu ile de kendime yakınlık kurmuyorum. Gözlerime sunulan güzellikleri seyretmiyorum. Çirkinliklere kucak açıyorum. Açıkgözlü olmamı söyleyenlere ise kulaklarımı tıkıyorum.
Pişmiş tavuğun başına gelenlerden ise habersizim. Pişmiş tavuktan haberdar olanlar arasında değilim. Ama pişkinim. Gezerken yüzüme vuran güneşten dolayı olduğunu düşünüyorum. Az ötemde duran ve toprağın altında saklanmış olan, canlılardan bir kaçını görür gibi oluyorum. Görmezden geliyorum.
Sorumsuzum. Sorumlu olanların, sorumluluklarından dolayı büyüttükleri her ne varsa onların yanında miniciğim. Sorumlu kelimesi ise sorunlu kelimesinin benzerliğinin ise saçmalıktan öte olmadığını biliyorum.
Genişim. Geniş olduğum halde çevremin geniş olmamasını ise anlamış değilim.
Sıkılmıyorum. Canları çıkana kadar sıkılanların arasına ise karışmıyorum. Posamın çıkmış olması isterken bir yandan da öğrencilik günlerim gözlerimin önünden geçip gidiyor. Tutmuyorum.
Yüz bulamıyorum. Ne kadar arasam bile nedense bulamıyorum. Yüzsüz olmanın üzüntüsünü onla gidermeye çalışıyorum. Bir artı bir eşittir ikiye ise inancım olmadığını düşünüyorum.
Geziyorum.
Öğrenmiş olduğum tek şeyi yapıyorum.
Gezerken ise sadece ve sadece hava alıyorum.
Geziyorum.
Ruhumun derinliklerine demirler atıyorum.
Sudan çıkmış balığım. Oltalarına takıldığımı sananların ise zokasıyım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.