- 1928 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
ÇİLEKEŞ AYAKLAR
"Allah elden ayaktan düşürmesin" duası hemen hemen hepimizin dilindedir. Çünkü hayatımızı idame ettirebilmemizde el ve ayaklarımızın önemi çok büyüktür. Bir başkasına muhtaç olmadan suyumuzu kalkıp içebilmemiz, istediğimiz yere gidebilmemiz Allah’ın bir lütfudur bize.
Ayaklarımız her ne kadar konum olarak yerlerde ise de aslında başımızın tacıdır. Onların sayesinde dimdik ayakta durur, sağlam ve doğru adımlar atarız.
Emektardır ayaklar; bütün yük onların üzerindedir. Hep aşağıdan bakarlar yükseklere. Aklın bütün hatalarını ayaklar çeker. Ömrü beynine hizmet etmekte geçer; "Kalk, yürü, koş, dur" der sahibi.
Hayatı boyunca çok adım atar. Özgeçmişi desteksiz day day durmayla başlar ve devam eder. Bazen tabana kuvvet yol alırken su toplar, acır canı. Hele ki değmemişse acıya karşı verdiği çabalar, bir daha değil adım atmak, insan içine çıkmak istemez. Ayak bileklerinden prangalara mahkum olmak ister.
Bazen üzüntüsü birlikte yol aldığı arkadaşındandır; beraber yürümeye söz vermiştir ama bir bakar ki yanında diğer adım arkadaşı yoktur. Kahrolur, dönse dönemez, yol alsa alamaz. Titrer bacakları, yıkıldı yıkılacak haldedir.
Sarp ve geçilmez yollardan yüreğinin güzergahını takip eder. Doğru istikamettedir ama nedense adrese ulaşamaz. Ya da kapalı kapılarla karşılaşır nedenini bilemez. Oysa ki karga da değildir kılavuzu. Kendi yüreğidir ama aldanmıştır yine.
Hep üşür garibin ayağı. Çoğunun irice hava deliği açılmıştır ayakkabısının tabanından. Öyle zenginler için düşünülmüş ayak hava alsın ya da mantar olmasın amaçlı bir tasarım değildir bu! Yokluktur bunun düpedüz adı. Eskinin yerine yenisini koyamamaktır. Herşeyin antikası değer bulur ama eski ayakkabınınki değer kaybettirir hep sahibine. Dost başa düşman ayağa bakar.
Bir sürü ayakkabı yan yana dizilir otobüslerde. Yan yan bakar yanındakilere. Kiminin ki rugan, kiminin ki hakiki deri, kiminin yüksek topuklu kiminin ki de gıcır gıcır markalı spor ayakkabılarıdır. Bir de kendininkine bakar yırtık, pırtık, emektar haliyle yerdeyken yerin daha da dibine girer. Saklanmak ister. Ama ayan beyan ortadadır ayaklar yine. Nereye saklanacaktır ki.
Hele bir de bayramsa ve o ayakların sahibi çocuksa daha da içler acısıdır. İstemez hiç bayram gelsin. Şekerden önce acıyı tatmıştır çünkü. Yeni bayramlıklarıyla dolaşanların yanından geçmemek için yolunu değiştirir. Gözyaşlarını kah içine, kah yastığına akıtır. Büyüyünce zengin olmak ister. Tek amacı; ayakkabı almak ya da oynayamadığı bir oyuncağı oyun çağı geçse de başucuna koymak içindir.
Kah iş arar hizmet ettiğine, yol kateder kilometrelerce, nasılsa bedavadır ya yürümek. İş bulamadığı her günün akşamı ağır ağır evine yürür; kirli asfaltların tozunu sürüyerek.
Kimi çaresizliğine volta atar. Umudunu yitirmemeye çalışır. Diker duvarlara şişen ayaklarını yeni güne hazırlamak için; tıpkı araba lastiğinin bakımını yapan şoförler gibi.
Ömründe eline sürmemişken kremi, topuklarına sürenleri duyar. Kendine mi acısın, sahibine mi bilemez.
Bir gün ağır aksak adım atarken yanından tekerlekli sandalyesiyle geçen birini görür. Sızlar içi, ayakkabısızlığını unutur; yere bastığına şükreder. Tekerlekli sandalyede olan ise felçli olmadığına sevinir.
Hayatımız boyunca pek çok adım atacağız. Son söz olarak derim ki: Adımlar; pişmanlığa götürmesin hiç. Acı habere değil sevinçlere koştursun. Başarısızlık değil başarılara yol aldırsın. Şeref ve namus, başı hiç utandırmasın. Ayaklar sürünsün isterse ama gururumuz, onurumuz düşmesin yerlere.
Attığınız her adım mutluluğunuz, sevdanız ve başarılarınıza ulaştırsın.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Aysel AKSÜMER
güzel bir yazı okudum teşekkürler...saygılarımla..
Hayatımız boyunca pek çok adım atacağız. Son söz olarak derim ki: Adımlar; pişmanlığa götürmesin hiç.. Acı habere değil sevinçlere koştursun.. Başarısızlık değil başarılara yol aldırsın.. Şeref ve namus, başı hiç utandırmasın… Ayaklar sürünsün isterse ama gururumuz, onurumuz düşmesin yerlere.. ne güzel anlamlı söz...
Attığınız her adım mutluluğunuz, sevdanız ve başarılarınıza ulaştırsın.
Sevgilerimle..
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Tam puanı,hak ettin.Denemelerini ve yazılarını takip ediyorum. Sık girmek istemiyorum.Girince de göze batıyorum çünkü.
Bir gerçek var;sizinle baştan kavgalıydık ama şimdi iyi arkadaş olduk sanırım.Öncelikle sizin yazılarınızı okumaktan zevk alıyorum.
Yazmak için yazmıyorsunuz.Karalama yapmıyorsunuz. Ortaya koyduğunuz bir eser var; her kelimesi sanatla dolu bence...Bu da sizin ufkunuzun ne denli geniş olduğunu ortaya koyuyor.Tarzınız kendinize ait.Bu da işin en güzel tarafı.Bazıları gibi kopyacılık yapmıyorsunuz. Kendi ekolunuz var artık.Bundan sonra yapacağınız;korkmadan yolunuza devam etmek.
Denemeleriniz,bence daha elit! Gerçi son öykünüze de diyecek yok hani.
Velhasıl takdir ediyorum sizi.
Yeni yazılarınız bekliyorum.
SELAM VE SEVGİLERİM SİZİN OLSUN!.
YILKI tarafından 11/5/2010 7:33:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Sevgili Aysel içime işleyen, duygu sağnağı bir yazını okudum.
Güzel dileklerine yürekten amiiin diyorum, değerli arkadaşım.
Sizlerden ayrı kaldığım sürede, kaçırdığım yazılarınızı, okumaya çalışacağım.
Tebrikler, selam ve sevgilerimle...
handan akbaş tarafından 11/5/2010 7:38:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Aysel hanım önce kutluyorum çok değişik bir konuya değinmişsiniz, ben de atasözleri yazmak istedim...
Dost başa, düşman ayağa bakaR
Akılsız başın cezasını ayakalr çeker
Ayakkabının kalleşi ayağı arkadan vurur
Ayakkabının sağlısı neşeli yollar verir...
SEVGİLERİMLE..
Aysel AKSÜMER
İhtiyaç sahibi insanlara "dilenci" gözüyle bakılmasını hoş bulmuyorum. Çaresizlik insana her şeyi yaptırır unutmayın. Hele de yavruları varsa...
Hiç bir zaman, hiç kimseyi hiç bir şekilde kınamamak lazım...
Aysel AKSÜMER
Önümüz kurban bayramı mesela.. Amaç dağıtırken koca bir yıl boğazına hiç et girmemiş insanlar olmalı.. Bazen görüyorum zaten kesiyor herkes o bana en iyi yerini verdi ben de ona verirken iyi yerinden vereyim gibi muhabbetler oluyor. Bence onun yerine yoksul bulmalı.. Benim işyerinde bir arkadaşım vardı eşi de öğretmendi.. Hep eşinin okulunun çok yoksul bir bölgede olduğunu ve kurbanı orada kestiklerini ve dağıttıklarını söylerdi.
Tabi ki dağıtmak lazım ama önce ihtiyaç sahibi olanlara.. Teşekkürler Aynur Hanımcığım sevgilerimi sunuyorum.
Aynur Engindeniz
Yazınız ile ne dereceli alakalı bilemiyorum ama çağrışımlar da önemlidir okurda ,geçenlerde tv de bir görsel manzara vardı .Kamyonun üstünden adamlar ayakkabı dağıtıyorlardı ,millet kavga ediyordu birbirleriyle ,adam kamyonun üstünden fırlatıyordu ayakkabıları ,
düşündüm ;
37 numara giyen kişi havada uçuşan akkalardan 45 numara kaparsa ne olacak ,dilenci topluma dönüşmenin dikalasını yaşıyoruz ,oysa sosyal devletlerde bu görüntüler yoktur ,insanın hayatını idame ettirecek sosyal güvenceler olmalıdır.
derin yaralar bunlar
sevgimle
Aysel AKSÜMER
Yol parası yoksa bilmem kaç durak yol yürür ama otobüse girip param yok benim yerine siz verir misiniz diyemez.
Dilenciliği meslek edinmişlerle gerçekten aç ama gururlu insanlar kesinlikle benim gözümde de aynı kefede değil..
Eğer yardım yapacaksam akşamları çöp ayıklayıp paraya dönüştürmek için çabalayanları seçerdim.
Ya da evde zar zor gören gözüyle elbezi, lif vs. örene vermek isterdim.
Modern bir toplumda açlık sınırında yaşayan insanların var olduğunu bilmek içini acıtıyor insanın..
Keşke iş imkanları daha çok olsa vs. vs. Sevgilerimle....
dale....carnige.......bir yazısında.....ayakkabımın olmadığını düşünürken sokakta ayaksız birini gördüm.....çok güzel ve ders alınması gereken bir yazı......tebrikler aysel kardeşim...saygılar
Aysel AKSÜMER
Beğenmenize sevindim. Saygılarımı sunuyorum.
Aysel AKSÜMER
Beğenmenize sevindim. Saygılarımı sunuyorum.
değişik bir çalışma olmuş
hiç düşünmemiştim ayakların bir yazıya konu olabileceğini
kutluyorum Aysel Hanım
selam ve sevgiler
Aysel AKSÜMER
Değerli yorumunuz beni memnun etti. Sevgilerimle..
Aysel AKSÜMER
"Ayaklar sürünsün isterse ama gururumuz, onurumuz düşmesin yerlere.. "
Bütün yazdıklarınızın anafikri;bence bu cümlede saklı.
Tek kelime ile "süper!" Bu tip denemelerin oldukça doyurucu geliyor bana.Okudukça haz duyuyorum.
Selamlar Aysel kardeş.
ayhansarıkaya tarafından 11/5/2010 10:58:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Saygı ve selamlarımı sunuyorum. Bu aralar öyküye ara verip biraz deneme türü yazılar yazmak ve paylaşmak istiyorum.
Saygı ve selamlarımla..
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Teşekkür ederim. Sevgilerimi sunuyorum.
İşe gidicem çıkmam gerekiyor
Ama yazınızı görünce çıkamadım ve okudum
İyiki okumuşum, sabah gıdasını almış oldum
Her yazınız beni çok etkiliyor ki bu da öyle
Ayakkabı gibi bir nesneyi alıp, mevzuyu sonra hayata bağlamak
Ki daha önce de bir sürü eşya ve materyalle de yaptığınıza şahit oldum
Her kalemin harcı değil.
Ben çok beğendim, kutlar saygılarımı sunarım Aysel hanım.
Aysel AKSÜMER
İşin olsa dahi okuman beni onurlandırdı. Saygı ve selamlarımla..
Fotoğraf yüreğime dokundu Aysel Hanım...
Onlar da ayak işte...Şu an gerçekten çok üzgüm. Çok şey canlandı hafızamda...
Yazını kutluyorum.
Sevgiler.
Aysel AKSÜMER
Sonra çeşit çeşit ayakkabılar geçti gözümün önünden. Kimi zenginliği işaret ediyordu kimi ise garibanlığı.. Kimi gülerek gidiyordu kimi birilerine çarparak..
Adımlar kimbilir kimleri nelere götürüyordu. Benim de biraz canım sıkkındı.
Ben bu yazımı çok hissederek yazdım. Belki bugüne kadar yazdıklarım kadar edebi bir dille olmayabilir ama sosyal bir gerçeği tüm çıplaklığına ortaya döktüm kendimce..
Ayakkabı karda, kışta o kadar önemlidir ki.. Yokluk hiç çekmeyenler hep sefa sürenler bunu anlayamazlar..
İyice yırtılıp su almadan yeni bir ayakkabısı olmayanlar bunu çok iyi bilirler...
Beğenin için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle..
Sevgili Aysel,
Acele mi yazdınız. Bunca zamandır okuduklarımdaki keyifi alamadım bu defa. Bir defa daha gözden ve elden geçirmeliyiz diye düşündüm. "Tekerlekli sandalyede ki duyar ki bir dostu felç olmuş hiç kalkamıyor sokağa.." Sizi okurken hissettiğimiz huzuru bu çalışmada bulamadım. Topuk dikeninin dürttüğü bir bedenin eş dost ayakları anlatmış olmasını bile tercih ederdim. Sevgi ve saygılarımı kabul ediniz lütfen...
asran tarafından 11/5/2010 9:52:22 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Saygılarımla..
asran
Aynur Engindeniz
İnanın bana "Aysel" deselerdi üzülmezdim. Bu kadar hata kadı kızında da olur:)
Üstelik sayın asran kötü bir şey de dememiş ki sana. Her zaman aynı güzellikte yazılar yazmak mümkün olamayabiliyor. Ya da bize güzel gelen okuyucuya gelmeyebilir. Bunlara açık olmak lazım. Çünkü diğer yazılarınızın kalitesi ortada ve sayın asran bu kaliteyi hep taktir etti biliyorsun.
Böyle şeylere takma kafanı...Dedim ya bana Aysel deselerdi üzülmezdim.
asran
Daha fazla üzmemenin çareleri de var elbet. Hoşlukla kalınız...
Aysel AKSÜMER
Asran Hanım ben bugüne kadar pek çok eleştiri aldım. Ama hiç bu kadar kırılmamıştım. Bana isterseniz Zeynep deyin ne farkeder ki.. Elbetteki yazımı bu sefer beğenmeyebilirsiniz de.. Ama bir emek vermişim bu yazıya yazımı bir hastalıkla (topukdikeni) beraber anmanız beni çok yaraladı.
Ayaklarla ilgiliydi yazım ve belli mesajları vardı. Ama topukdikeninin verdiği acıyla eş olacak kadar mı kötüydü.
Ben bana Aynur demeniz veya beğenmediğiniz için üzülmedim. Topukdikeninin dürttüğü beden ile başlayan cümleniz için üzüldüm.
Saygı ve selamlarımla..