Dilsiz Mektuplar...
Dilsiz mektuplar 1
Yetim bir çocuğun hüznüyle gülümserdi yüzün. Dudaklarının kenarında hep ahengini görürdüm, çetin ve ertelenmiş hayallerinin. Bir an için gözlerine daldığında gözlerim, kendimi senin yanında bulurdum yaşadığın o şehirde. O şehir seni bana yakınlaştırırdı. O şehirde seni benden alanlar yaşardı.
Ne zaman başını omzuma yaslasan, içimde bir yerlerde hep bir şeyler kopardı. Sana hissettirmeden silerdim gözyaşlarımı. Bazen de hissederdin. Sonra hüzünlü gözlerinle gözlerime bakıp, ağlama ne olur, ağlama derdin. Şimdi kurutulmuş gözyaşları saklıyorum siyah beyaz fotoğraflarında bu aşkın. Bir yanım seninle şimdi. Diğer yanım senden uzak bir şehirde, seni benden alanlara inat bu hüzzamlı satırları yazıyor. Dualarım senin için, bütün iyi dileklerim, eğreti gülüşlerim, zamansız susuşlarım ve sensizken hiçbir kıymeti olmayan gözyaşlarım. Hepsi senin için…
Sana uzun bir aradan sonra yazıyorum bunları. Benim içimde hala yaşadığını bilmelisin diye.
Yazdıklarımı sana bir arkadaşım ulaştıracak. Umarım okumadan yırtmazsın bu kıymetsiz satırlarımı. Hani bir zamanlar senin çok sevdiğin saçlarım vardı ya! Yok artık. Hepsi döküldü tutam tutam. Kirpiklerimi de kaybettim ardından. Sadece gözlerim yitirmedi anlamını, onları da seni görüp, beğenip, aşık oldular diye saklıyorum bu hastalıklı hayatımda. Ama farkındayım onları da kaybedeceğim yakında.
Seni üzmek istemiyorum aslında. Nasılsa duyacaksın. Ama ben, benden duymanı istedim beni tüketen bu hastalığı. Doktorlar moralimi yüksek tutarsam iyileşeceğimi söyleyip teselli veriyorlar. Oysa onların bilmediği bir şey var. Ben yoruldum artık bu dünyadan. Nefes almak acı veriyor bana. Yaşadığım bu tek taraflı sevdayı bitirmek için katlanıyorum bu acıya. Seni suçlamadım hiçbir zaman. Sen gitmek zorunda olduğun için gittin. Bana ise kalmak düştü. Ve öylece kalakaldım ardından.
Bir sona yaklaştığımı hissediyorum artık. Acı hissetmiyorum şimdi damarlarımda. Kalbim yavaş yavaş susturmaya başladı çığlıklarını. Keşke diyorum yanımda olsaydın şu an, ellerimi tutsaydın. Ben öleceğimi bile unutsaydım. Olmuyor, vazgeçiyorum bu düşünceden. Yaşarken, anlamını senin için sakladığım bakışlarımı bu satırlara bırakıyorum. Göğsüm daralmaya başladı usul usul, nefes almak zorlaşıyor artık. Bense inadına hala bu satırları yazıyorum sana. Gözlerimi yakıyor tuzlu damlalar. Zarfın içine, senin için ayırdığım bir tutam saçımı bırakıyorum. Belki bir zamanlar yaşanılan o en güzel yılların hatırına saklamak istersin. Şimdi nokta koyma vaktidir satırlarıma, vuslat belki başka bir baharda…
Yusuf MESCİOĞLU