- 1092 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
KALEM ARKADAŞIM!
İlkokul yıllarından bu tarafa bir çok arkadaş edindim. Ama bu arkadaşlıklar, uzun süreli devam etmedi.Yaşam, sürekli devinim halinde olduğu için; bir öncekini kenara alıp, yeni yeni arkadaşlıklar edinmeye devam ettim. Bazen;
"gerçek arkadaş bulabildim mi? "diye kendi kendime sorduğumda, yanıtım hep menfi çıkmıştır. Çoğundan darbeler yedim.Öyle oldu ki, bir tas çorbayı paylaştığım ve gerçek dost sandıklarımdan bile sırtımdan hançerlendim.
Sonrasında içsel dünyamda hep yalnız kalmayı yeğledim. Ve kendime belirlediğim yönde ve kendi tarzımda yaşantıma devam etmeye başladım. Bu içsel yalnızlığım uzun yıllar devam etti.Konuştuğum insanlarla güncel olayları paylaşmaktan öteye gitmiyordum. Biraz sanatın içerisine dalsam burun kıvırıyorlardı:
- Adam kendini kaf dağında görmeye başladı!
Onun için sanatsal değerleri çoğunlukla içimde saklıyor ancak o değerlerin kıymetini bilen ve entel olmayan birileri çıkarsa paylaşmayı yeğliyordum.
Yıllar böyle geçip gidiyordu.Ta ki elli yaşını geçene dek. Teselliyi kitaplarda arıyor onlarla dost olmaya çalışıyordum.
Bir gün olanlar oldu. Edebiyat defteri adlı sanatsal sitenin içerisine daldıktan sonra birden bire kimyam değişti.Ufkum, açıldı.Korkarak yazmaya başlarken hiç farkında olmadan uzun soluklu bir şeyler karalamaya başladım. Bu arada bu siteden bir çok kalem arkadaşı edindim(isimleri açıklamasam iyi olacak). Artık içsel yalnızlığıma son vermiştim.Her hangi bir arkadaşın yazdığı; öykü,deneme,makale,şiir neyse bana ilaç gibi gelmeye başlıyordu.Arkadaşı göremesem de onunla aynı duyguları paylaşıyordum ya;o, bana yetiyordu; o kişiyi “kalem arkadaşım” sıfatıyla görüyordum.
İşte bugün, o kalem arkadaşlarımdan(ismi bende:reklam olmasın!) birinin yanına gittim.Hal bu ki bırak gitmeyi,yürüyecek takatım bile yoktu. Nasıl olsun ki! Her gün sabah altı da pazarlarda tezgah açmaya çalış! Soğuk sıcak,fırtına,ipsiz,tipsiz insanlarla debelen dur!İnsanda ne psikoloji kalıyor ne de başka şey! Anatomin de bozuluyor,ister istemez.Hele de benim gibi elliyi devirdiysen yandın!
Zaten son günlerde şifayı da kaptık! Doktordan doktora gidiyorum. Kafamdan acayip sesler geliyor.Sanki yıldırım çarpmış gibi vınlayıp geçiyor. Neyse Batıkent’te açılan yeni devlet hastanesine gittim..Oranın nöroloji polikliniği de,beyin topoğrafisi için Etimesgut hastanesine sevk etti. Oradaki eczaneden ilacı alıp,hastanenin koridorunda beklerken,aklıma “kalem arkadaşım” geldi.Sincan’da oturuyor! Telefonu açtım:
- Günaydın arkadaşım,bugün senin yanına gelecem.Müsait misin?
- Gel abi,bekliyorum.
Düşündüm de beni ona sürükleyen gizemli güç neydi? Halbuki sadece kalem arkadaşıydık.Başka bir bağımız yoktu.Yazarken aynı duygular içerisinde olmamız bizi yaklaştırıyordu diye düşündüm.
Hastanede işim bittikten sonra arabamla yanına gittim.Giderken telefon ettim
“Geliyorum”
Kapıda karşıladı,beni.
- Vay abim be gittikçe gençleşiyorsun?
- Yaşlanmaya niyetim yok.
Uzun koridor biçimindeki dükkanda kuşlar,balıklar ve onlara ait malzemeler satmak suretiyle geçinmeye çalışıyordu.
Hemen sohbete daldık.Ortak noktamız edebiyattı.Kalemi de oldukça güçlüydü zaten.
Arada bir sorular soruyordum.
- Yazdığın öyküler kurguya mı dayalı,yoksa içlerinde sen de var mısın?
- Genelde yazdıklarımın içerisinde kendim illaki varım.
- Yazacağın zaman nasıl bir ortam istersin ve ortamı her zaman bulabilir misin?
- Nerde!Bak görüyorsun ya.Ekmek parası için akşama dek dükkanın içindeyim.Evde bulabilirsem bulmaya çalışıyorum. Tabi bu işin içinde hanımla papaz olmakta var.
- Haklısın aynı durum benim başımda da var.Bazen tezgahın altına saklanıp yazdığım olmuştur.(gülüşüyoruz)
-Peki, öykülerde neye dikkat edersin?
- Bir kere yazılan eserin içerinde kendimi bulabilmeliyim. Bulamazsam benim için faso fiso!
-Senin basılmış bir kitabın var.Daha geçenlerde İstanbulda kitap fuarında imza günün vardı.Nasıl bir duygu?
- Tarifi imkansız bir duygu. Bir sürü farklı yazarlarla tanışıyorsun. Harika…
- İlk basılan eser nasıl olmalı sence?
- İlk eserin, kartvizitin olacağı için acele etmeyeceksin. estetik değeri olan bir eser ortaya koymadıktan sonra ortaya çıkmayacaksın.Yoksa doğmadan ölen bebeğe dönersin…
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum.Zaman zaman içeriye giren müşterilerle sohbetimiz kesiliyordu ama hiç önemli değildi.Yine aynı noktada odaklaşıyorduk.
Ya bu kalem arkadaşlığı ne kadar güzel bir şey!
Çok mutluyum!..
YORUMLAR
Emine UYSAL (EMİNE45)
Nermin Kaçar
bu aleme sanal diyorlar......asıl sanallık....her günkü hayatımız.....ben tüm streslerimi bu sitede atıyor bu sitede rahatlıyorum....tanısın tanımasın tüm eli tutan kalemleri biliyor her tanıdığım yeni yüzle mutlu oluyorum....yorgun kardeşim....gülmeyi bilen....yazmayı seven kardeşim....yerin hepimizin yanında her daim vardır.....kendine iyi bak.....pazarda toynağı görürsen hurda fiatına sat...veya iki çorap alana bedava ver.....ben inanıyorumki.....o gün siftah bile yapamıyacaksın....saygılar sevgiler
Öncelikle geçmiş olsun Ayhan Kardeşim. Arkadaşın ismini saklamana gerek yok, çünkü biz hemen anladık. Burada kardeş gibiyiz, kimin ne yaptığını gayet iyi biliyoruz. Unutma ki bu duygular sadece sana has değil. Hepimiz aynı duyguları yaşıyoruz ve kalem arkadaşlarımızı görmekten mutlu oluyoruz. İyi ki sizleri tanımışım. Sevgi ve selamlar...
Çok geçmiş olsun Ayhan Bey. İnanıyorum ki, rahatsızlığınızın kaynağı yorgunluktan başka bir şey çıkmayacaktır. Dinlenmek için zamanınız yok, biliyorum ama belli ki vücudunuz " Beni dinlendir " diyor.
Çok değerli bir dostsunuz. Sizinle " Kalem arkadaşı " olmak gurur verici. Selam ve saygıyla.
Evet kesinlikle aynı şeyi düşünüyorum ben de. Bilgilerime baktığımda buraya üye olalı tam 1 yıl 7 ay geçmiş. Burası bizlerin 2. yuvası oldu. Aramızda güçlü dostluklar oluştu. Acımız acı, sevincimiz sevinç oldu. Sanatın yanında, dostluk için de buradayız. Biz çok güçlü bir aileyiz. Biz koskoca EDEBİYAT DEFTERİNİN üyeleriyiz. Daha başka söze gerek var mı Ayhan Bey ? Tebrik ederim.
İyi ki de üye olmuşsunuz Edebiyat Defterine.. Gerçekten de farklı ve güzel bir ortam.. Herkes yazılarının arasına az çok kendi kişiliğini ortaya koyuyor. Ben pek çok kişiyi görmesem de tanıyor gibiyim. İyi ki buradayız değil mi Ayhan Bey.. Teşekkürler paylaşımınız için. Saygılarımla..