- 503 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEÇHUL ADAM İLE PERİ
Yıllar önce bir şehirde yalnız başına yaşayan bir adam varmış. Adam garip birisiymiş. Yıkık,ezgin ve bezgin hali varmış.Etrafındakilerle mecbur olmadıkça konuşmazmış.Bu adam kendi kendine yaşamayı tercih etmiş.Başından öylesine olaylar geçmiş ki insanların kendisine yaptıklarını affetmemiş.Çok içerlemiş ve hayata küsmüş.Yalnız yaşadığı evde kendi kendine yetmeye çalışırmış.Geceleri çıkar kendi kendine konuşur dolaşırmış.Yani her şeyi “Kendi Kendine” yapmayı alışkanlık edinmiş.Etrafında yaşayan komşuları da onu “deli” olduğunu düşünür arkasında konuşurlarmış.Sadece kendisi için yaşamayı düstur edinmiş bu adam önceliği hep kendisinin olduğunu düşünür başkalarının durumuna pekte aldırış etmezmiş.
Ve bir gece, sahil kenarında yürüyüp dolaşmaya karar vermiş. Sukutta buluyormuş huzuru ve mutluluğu. Denizin dalgalarıyla konuşmayı seviyormuş.Belki de hayatta konuşabildiği tek şey dalgalarmış. Karanlığı yakamoz aydınlatıyormuş.Ayın ışığını seyrederken aslında kendinin de önceden bir ay olduğunu düşünmüş.Nasıl ki ay güneşin ışığını paylaşırsa oda etrafıyla sahip oldukların paylaşır,elinden geldiğince insanları mutlu etmek için uğraşırmış.Etrafını aydınlatmak için çırpınan,güneşten aldığını diğerleriyle paylaşmak isteyen kendi çapında bir ay.
Yürürken düşünmeye başlamış sahilde. Bu ayın etrafını ne oldu da kara bulutlar kapladı diye sorguluyormuş? Aslında insanların” kendi ay ışığını” hak etmediklerini düşünmüş. Bazen düşüncelerini bencilce bulduğu gibi bu düşüncesini de bencilce bulmuş. Ama karar verdiği için her ne olursa olsun bu kararından dönmeyeceğini defalarca tekrarlamış kendi kendine. İnsanlardan bir nevi hıncını bu şekilde çıkardığını düşünüyormuş. Ruhu aslında pekte rahat değilmiş bu adamın. Vicdanı işin aslının böyle olmaması gerektiğini defalarca ona tekrarlasada adam pekte oralı olmuyormuş.
Dalgalar denize usul usul ninni söylerken tıpkı bir annenin çocuğuna söylediği gibi,bu adam da sahil kenarında ıslanmamak için zikzaklı bir şekilde yürüyormuş dalgalardan kaçarcasına.Bir taraftan da o beynini kemiren sorulara cevap arıyormuş.Birden bağırmış : “Neden BEN??” İşte hep bu soru sonrasında oracıkta oturur hıçkıra hıçkıra ağlarmış. Bu yakarışlardan ne o şehrin haberi varmış ne de insanların.Yine aynı şey olmuş işte o soru sonrası.Yine gözler nemlenmeye başlamış.Ve gözyaşları….Birden bir ses duymuş.”Afedersiniz!??”diyen çok narin bir ses.Kafası dizlerinin arasında olan adam irkilmiş ve korkmuş.Gözyaşlarını silerek kafasını sağa sola çevirmiş.Kimseyi görememiş.”Afedersiniz kafanızı yukarı kaldırır mısınız?” diye o narin sesi tekrar duyunca kafasını yukarı kaldırmış.Birde ne görsün “Dünyalar Güzeli Bir Peri”.Sende nerden çıktın,kimsin,ne istiyorsun diye ardı ardına soruları sıralamaya başlamış adam.Peri’de sorularını cevaplamaya başlamış teker teker.Ben demiş bir Periyim.Senin için geldim.Sana yardım etmeye,yaralarına merhem olmaya,seni dinlemeye ve eğer istersen seninle bir ömür geçirmeye geldim.Adam sormuş neden “Ben”? Peri:Sen demiş aslında iyi bir insansın.Kalabalıkların arasında senin yalnızlığına dayanamadım ve geldim.
Adam şaşkınmış. Aslında birisinin kendini fark etmesinin mutluluğunun yanında şüpheler,sorular,sorgular hepsi bir andan beynin tüm hücrelerini meşgul ediyormuş.Dünyalar Güzel Peri tekrar o soruyu sormuş : “Benimle ömür geçirip geçirmeme isteğinizi bana net olarak cevaplamadınız”.Adam konuşmaya başlamış.Siz demiş çok güzelsiniz ama ben sizin güzelliğiniz için bir ömür sizinle geçiremem demiş.Peri şaşırmış ne demek istediğini algılamaya çalışmış.Sonra adamın elinden tutmuş ve “eğer demiş müsaade ederseniz size bir şey göstermek istiyorum.Ondan sonra istediğiniz kararı verebilirsiniz.İsterseniz beni yanınızdan kovabilir isterseniz yanımda kalmamı isteyebilirsiniz”.Adam Perinin bu teklifi karşında şaşırmış ama teklifini kabul etmiş.
Peri adamın elinden sımsıkı tutmuş ve denizin derinliklerine doğru dalmaya başlamışlar.Adam biraz şaşkın biraz ürkek ne olacağını tahmin etmeye çalışıyormuş.Derinlere indikçe suda daha da kararıyormuş.Bir ara adam periye dönmüş ve daha çok var mı diye sormuş? Peri : Sabretmek lazım bu hayatta.Herşeye sabır etmek lazım tevekkülle demiş.Sonra birden etrafına ışık saçan bir nesneye doğru yaklaşmaya başlamışlar.Adam iyice meraklanmaya başlamış.Bu nesnenin ne olduğu tam Periye soracakken birden “sabır” mevzusu aklına gelmiş ve susmuş.O nesnenin yanına geldiklerinde Peri adama bir yer göstermiş ve sen şurda bekle demiş.Adam da Perinin gösterdiği yere geçmiş ve olacakları izlemeye başlamış.O parlak nesnenin İstiridye olduğunu fark etmiş.Peri İstiridyeye yaklaşmış ve iki eliyle iyice aralamış.Adamın gözü nesne açılırken iyice kamaşmış o içindeki şeye bakamıyormuş.Peri o nesneyi İstiridyenin içinden çıkartıp Adama göstermiş.Adam gözlerine inanamamış.KALP ŞEKLİNDE BİR İNCİ.Periye dönmüş buda neyin nesi demiş.Peri hiç sesini çıkarmamış.Üstündeki elbiseyi çıkarmaya başlamış Peri.Adam olacakları merakla izlerken birden Perinin KALBİNİN olduğu yerin bomboş olduğunu fark etmiş.Peri İNCİDEN YAPILMIŞ KALBİ o boşluğa koymuş.Ve adama dönerek bu benim YÜREĞİM demiş.
Adam beyninden vurulmuşa dönmüş.Kalbi İNCİTANESİ olan bu PERİ’ye işte o an aşık olmuş.Hayatına gelen bu hediyeye hoş geldin demiş yüreğinin derinlerinde.Ve Perinin ellerinden tutarak “BENİ BIRAKMA !!!”diye bağırmış… O günden sonra O Adam hep mutlu olmuş ve etrafına ışık saçmaya devam eden bir ay olmuş.Çünkü GÜNEŞ’ini bulmuş….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.