- 1192 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
Hayat, öyle bir ders kitabıdır ki, ancak sondan başa doğru okursanız bir şeyler öğrenebilirsiniz. İlk sahifeden başlarsanız, salt gerçeğe ulaşana kadar nafile vakit kaybeder, ömrün yüksek tepelerinde ah-u-zar eder, düzlüğe indiğinizde bitap düşersiniz. Maazallah finale yürüyecek mecaliniz kalmaz da, oracıkta tüm macerayı bitiriverirsiniz.”
Çok anlamlı bir bölüm,çok etkilendim.tebrik ederim...
Aynur Engindeniz
Bana göre roman ya da öykü, yazarken yazarın, okurken okurun oyuncağı olur. Anlatılanlar suya benzer. Hangi kaba dökerseniz onun şeklini alır.
Bu yüzden yazar tamamen öznel düşünmekten ve yazmaktan kaçınmalıdır. Her satırında kendi ruhunu ifşa etmektense, başka ruhları da kucaklayabilmeyi de başarmalıdır. Buna sanırım yetenek diyorlar. Ve yine sanırım -sanırım diyorum çünkü bunlar benim kişisel görüşlerim ve ben çok amatör olduğum için sanmaktan ileri gidemem- bazı yazarların çok okunmasındaki sır, bu herkesi kucaklamak yeteneğidir...
Bu öyküde kahramanımız bir erkek. Bir kadın olarak erkeklerin iç dünyasını tam manasıyla anlatabilmek neredeyse imkansız. Öykünün bazı yerlerinde barları anlatmışım ki ben hayatımda bar görmedim içki kokusunu dahi bilmem:) Benim için bunları kaleme alabilmek büyük iddia. Gördüklerimi değil duyduklarımı hissedip önce kendi gözümde sonra yazımda canalndırmaya çalışırım. Pek çok yazımda da durum budur. Çok anlatılmaya değer bir hayatım olmadığı için, ister istemez başkalarının hayat öykülerini aşırmak, ya da kafamın neresinde olduğunu bilmediğim bir merkezde biriktirdiğim hayal ürünü olayları kullanmak zorunda kalıyorum.
Yazmak bu işte...Yani kısaca sihirli bir hayat...Ve bunun için ne kadar şükretsem azdır.
Görüşleriniz benim için çok önemli. O yüzden katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
Sevgili Aynur, yazını çok beğendim. İçinde o kadar çok gerçek var ki ; zaten hepsini yazının içinde buldum. Tebrikler kardeşim. Hep yaz. Yağ çekmiyorum valla harika yazıyorsun. Sevgilerimle
Aynur Engindeniz
Benim için değerlisin. Sevgilerimle.
O kadar dolu dolu bir yazıydı ki...Hangi bölümüne yorum yapmalı, Amatörken ilham denizinde yüzüyorsunuz, sonra birincilik, ardından üzerinizde oluşan baskı, ve daha ilk adımda en üste konan çitayı aşma çabaları.. Bazen, acaba neden yazarız diye sorarım kendime, insanları beraberimizde farklı dünyalara taşımak için mi, yoksa biz, ait olduğumuz dünyadan uzaklaşıp kendi hayal ettiğimiz dünyayı yaratmak için mi? Dedim ya bu harika yazıya yapılacak gerçekten çok yorum var. Hatta bu yazı sitenin ana sayfasında bence bir süre asılı kalmalı.
Tebrikler Aynur Hanım.
Yazmak için kendini zorlaman da büyük bir hataydı. Yazmak zorundalık olmamalı bir yazar için. Aşk olmalı. Meslek değil.
Evet kesinlikle cok dogru.
Cok güzel bir yaziydi.
Bir de düsündüm ki; birinci olduktan sonra cevresini dahi degistiren bir insanin kisilik bozuklugu olmali diye.
Iltifatlar karsisinda ayagi yerden kesilecek kadar.
Yazar olgn bir karakterde olmali bence.
Sen kendine huzur veremiyorsan, okuyucuya nasıl vereceksin.
Kirasini ödeyemeyecek hallere düsmek baslibasina bir huzursuzluktur.
Bence yazar gerceklerden kopmayandir.
Dopdolu bir yaziydi cok acidan bakilir.
Yüreginize saglik
Sevgilerimle
Yazmak/yazmak /yazmak.Ve seni/ okumak/ okumak /okumak....
Yüreğine sağlık...Çok şey anlattın yazınla...Sevgilerim her vakittir..
Aynur Engindeniz
O profitrollerin asıllarını da yeriz inşallah...Sevgiler.
Aynur Engindeniz
Bu cevap da çok anarmol mesela...Hiç bir şey anlamadım kendi söylediklerimden.
Teşekkür ederim.
Yazın çok ama çok güzeldi.
Yazmak Allah'ın armağanı ya okumak nedir? Neden az okunur yazarlar?
Neden birbirimizi dinleyemez ve anlayamayız?
Edebi dil kullanmadığımızdan mı? Yoksa aksi nedenle mi?
Hayat adil mi? Yazarlar filozoflardan geri mi?
Daha ne çok soru getirdiniz aklıma.
Kutlarım sizi.
Müsadenizle ben sorularımı düşüneyim biraz.
Selam ve sevgiler.
Seni iltifata boğanlardan derhal kaçmalıydın. Çok iltifat, ilerlemeyi köreltir. İnsanın kendini ’oldum’ sanmasına sebep olur. Oysa öğrenme ahrete kadar uzanan uzun bir yoldur.
Bu söylem bana rahmetli annemim bir sözünü hatırlattı. Derdi ki annem (Kadının biri: Ya Rab sen beni kırk yaşıma kadar koru, kırkımdan sonra ben kendi kendimi korurum.) ve kadın kırkından sonra yoldan çıkmış. Bu da demek oluyopr ki, insan her yaşta bir şeyler öğrenebilir. Öğrenmek hiç bir zaman tamam olmaz. Artık ben tamamım diyenin işi bitmiştir.
Sevgili Aynur, bBiraz alakasız olsa da ben yazından bunları anladım. Yazıda alınması gereken bir çok ders vardı aldım gidiyorum. Tabii puanımı da bırakarak. kutluyorum.
sevgimle...
EMİNE45 tarafından 11/4/2010 5:49:51 PM zamanında düzenlenmiştir.