- 502 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
PAZARCI AYHAN (7)
Eşim de benimle birlikte geliyordu pazarlara. Aysu kızım,henüz daha bir yaşındaydı.Yeni yürümeye başlamıştı.Oğlanlar,büyük olduğu için onlar,okula kendileri gidip geliyorlardı.
Aysu’nun uykusu geldiğinde tezgahın üzerine yatırıyorduk. Üzerini de sattığımız mallardan biriyle örtüyorduk. Bazen müşteriler, tezgahtan mal seçmeye çalışırlarken; Aysu,uyanıp da hareket ettiğinde panik halinde.
- Amanin burada canlı bebek var!
Sonrasında da gülüşüyorduk. Pazarın bağırtıları çağırtıları,ninni gibi geliyordu sanırım.Aysu’yla birlikte çocuk parkına gidiyor,salıncaklara bindiriyor ve diğer oyuncaklarla
oynatıyordum. Genellikle her pazar yerinin yakınında oyun parkı bulunuyordu. Dışarının güç koşullarına yavaş yavaş adapte olmaya başlamıştı. Sıcakta kavruluyor, soğukta küçücük bedeni titriyordu.
Ben Aysu’yla ilgilenmeye devam ettikçe;eşim tezgahta yalnız kalıyordu ama o da üzerindeki stresten kurtuluyordu yavaş yavaş. Daha önceleri korku vardı üzerinde. Hiç pazara çıkmamıştı. “Acaba bu işi yapabilir miyim? “ düşünceleriyle kafası meşguldü. Genellikle tezgahta kadınlara hitap eden emtialar bulundurduğumuz için kadın müşterilerimiz daha yoğundu. Eşimden daha rahat alış-veriş yapıyorlardı. Örneğin iç çamaşır alacakları zaman bana karşı ürkek oluyorlar,ona karşı daha sakin yaklaşıyorlardı.
Aysu ile günün tamamını birlikte geçiriyorduk. Eşim,tezgahtan ayrılamıyordu çünkü.Satışlar da iyi gitmeye başlamıştı.Bu arada kot pantolon satışına başlamıştım. İstanbul’dan fabrikasından hafif defolu kotları alıyor belirlediğim fiyattan satıyordum.Batıkent’in halkı ucuz mal istiyordu.Genellikle orta yaşının üzerindeki basenleri geniş bayanlara hitap eden licralı kot pantolon getiriyordum.Tabi erkeklere hitap eden kotlar da vardı.Satışlarım da oldukça yüksekti.Müşteriler de aldıkları maldan memnundular.
Tezgahın bir köşesine yaptırdığım kabini koymuştum.Vatandaş giyinsin diye.Bu kabin yüzünden çok ilginç şeylerle karşılaşmaya başladım.
Eşleri ile gelen bayan müşterilerime kabinde giymeleri için kot verdiğimde,eşinden önce kocası giriyordu içeriye.Kabinin içini dışını eliyle yoklayıp inceliyor,gizli kamere var mı yok mu diye araştırıyordu. Demek ki tipimde bir anormallik vardı. Bazen hanıma espriyle soruyordum:
- Ya benim yüzüme iyice baksana!.Adamlar,eşlerini benden kıskanacak kadar yakışıklı mıyım?
- Aman sen de kendini beğenmezsen çatlar ölürsün,ha!
Çoğunlukla da kendi kabinimde kendi müşterilerimi giydirmekte zorlanıyordum.
Diğer esnaflar, müşterilerini benim kabine yönlendiriyorlardı.(pazarda başka kabin yoktu çünkü)
Ben de bunu önlemek için kabinin giriş kısmına:
“Giriş 50 ykr.” Diye yazdım.
Önceleri şaka yaptığımı sandılar. İş ciddiyete binince;kendileri önlemlerini almaya başladılar...Onlar da benim gibi kabin,koydular.
Bir defasında da hiç beklemediğim bir durumla karşılaştım. Mevsim yaz olduğu için keten yazlık pantolonlar satmaktayım.Müşterim,eşiyle birlikte gelmiş olan bir baydı. Üç adet pantolonla kabine girdi.Biraz bekledikten sonra dışarı çıktı.Ama elinde iki tane vardı.Dikkat ettim üçüncüyü kendisininkinin altına giymiş.Verdiğim pantolonun markasını yazan küçücük parça dışarı çıkmış.Onu görünce anladım,müşterimin sahtekarlık yaptığını. Direk olarak:
- Çıkar pantolonu demedim.Yanında eşi vardı. Bayanı mahcup etmek istemedim.
Velhasıl, pazarda gerçek bir hayat öyküsünün filmini canlı olarak çekmeye devam ediyordum…
NOT: Bu bölümden itibaren 1.tekil ağzıyla yazacağım.Acaba nasıl olur sizce?
DEVAM EDECEK!
YORUMLAR
BENCE 1. TEKİL DAHA UYGUN OLUR. ÇÜNKÜ BAŞLANGIÇTAN BU YANA KENDİ HAYATINIZ OLDUĞU ZATEN BİLİNİYOR. EMEK... KARŞILIĞINDA SAHTEKARLIĞA, BİR PANTOLONUN AŞIRILMASINA KADAR VARILABİLEN BİR SÜREÇ. EMEĞİN HİKAYESİNİ OKUMAK ÇOK GÜZEL. ÜSTELİK BUNU YAZAN SİZİN GİBİ BİR BAŞARILI KALEMSE, TAKİBE DEĞER DOĞRUSU. TEBRİKLER