KARAGÖZLÜ VE KARABEL
KARAGÖZLÜ VE KARABEL
Adam Robin Saharmanın Ferrarisini satan adamın ruh halindeydi,
İnanmazdı adam sanal yazışmalara maillere msn lere falan okadar çok şey görmüş geçirmişti ki İki üniversite bitirmişti güzel ülkemde gitmediğe yer kalmamış dışarı da da ne Amerika ne İngiltere nede Brezilya kalmış pariste Eyfeli venedikte gondola binmekle kalmamış Afrikanın ormanlarına bile gitmişti tabiiki görev icabı gezmek için değil İngilizce ,italyanca çok iyimiş adamda kaç güzel tanımış bu sefer bu sefer demiş bu ama onun olmadığını çok kısa zamanda anlamış her limanda demirlemiş her limanda da sevgilisi olmuş adamın çok da yakışıklıymış ha karizma o biçim öyle 10 a 10 kerestede falan değilmiş şiir yazar roman yazar tiyatro yönetir tüm gezilerin baş aktörü olur mış 5 yaşından beri çaldığı piyonosu başka alemlere getirirken gitarı son günlerde üniversite yıllarındaki gibi çalmaya başlamış bu yaşta teklifler almaya başlamış bizim kulupte de çalarmışın ha adam mühendismiş çok iyi iş varmış maddi sıkıntı falan yokmuş Adam evlenmiş 2 çocuk oluş ama yürümemiş çocukların hayatını garanti altına almış çekilmiş o gün bugün kimselere kalbini vermemiş adam.
Seversem bir kişiyi severim demiş illa prensesim bir gün gelecek benim hiçbir markette pazarda bulamadığım hiçbir parayla satın alamadığım o mutluluğu onla yaşayacağım dermiş hayalinde bir prenses yaratmış ona şiirler şarkılar yazarmış son zamanlarda yıllar sonra başına geçtiği piyonosu ve gitarı ıile beste bile yapmaya başlamış.
Bu arada işinde çok başarı imiş devamlı yükselmiş ama içi hep kanarmış her gece başka bir güzelle çıkarmış ama kalbi hep boşmuş gündüz eşekler gibi çalışır akşamları aslanlar gibi eğlenirmiş tam artık bu ülkeden gitmeyi düşünürken birden bir kız tanımış
Kız Ankarada imiş adamın üniversiteyi okuduğu 6 yılının geçtiği ilk kez aşık olduğu ilk kez ağladığı llk kez sevdiğini toprağa verdiği Ankara dan,
Kızla konuşmaya başlamışlar havadan sudan ondan bundan Adam birden kara gözlü kızsız duramadığını fArketmiş gece en son onlu düşünüp uyuR sabah ilk onu düşünerek gözlerini açarmış yolda araba kullanıtken hep onu düşünürmüş kızı çok sevmiş kendisi bile inanmıyormuş bu sevgiye okadar çok seviyormuş ki kızı kendinden bile sakınıyor onun mutlu olması için her şeyi düşünüyor o mutlu olmalı diyormuş fakat kız inatla hayır diyormuş ,
Sonra birden kız tamam demiş bende seni çok seviyorum ben sana daha ne diyim seviyorum işte demiş dünyalar adamın olmuş kızla telde konuşmaya başlamışlar buluşmuşlar çok mutlu imişller fakat kız sen hep beni önceden tanıyorun seni kim gönderdi bu kadar beni yakından tanıyorsun diyormuş adam yemin ediyormuş seni ilk kez görüyorum hiç tanımadım kız inanmıyor beni bu kadar iyi nasıl tanıyosun dermiş bilmemiş adam onun yazılarından kara gözlerinden onu tanımış çok mutluyken kara gözlü kız hayaır demiş bu bir oyun sen beni önceden tanıyorsun ben bunu kabul edemem deyip çekip gitmiş kalakalmış adam neden niçin niye ben oyun moyun bilmem dese de karagözlü evvelki ilşkide yaşadıklarının acısını damdan çıkarmış gitmiş çok üzülmüş adam çok artık işin gücün hayatın bir anlamı kalmamış yaşamak bile istemiyor en olmuyacak şeyleri kabul ediyormuş otabanda 280 vurduruyor yarışa giriyor tekne ile fırtınada deniz e çıkmak istiyomuş
Adam Pazar günü öğleden sonra bütün yıl süren iş yaşamının yorgunluğunu atmak için İstanbul a 3 ,5 saat mesafede olan deniz beldesine gitmek için yola çıktı . Hava ekim ayı sonuna göre çok güeldi pastırma yazı diyorlardı .Yorgun bedeni ekim güneşinin altında denizin yanı başında kumlarda bir şezlonga uzanarak gidermek istiyordu.
Zaten işler çok yoğundu gel diyecekler diye tüm telefonlarını kapattı şöför almamıştı şirketin değil kendi özel arabasıydı kendi kullanıyordu bir ara km ye baktı 280 u gösteriyordu Allahım ben ne yapıyorum dedi ayağını gazdan çekti radyoyu açtı TRT fm den başka bişi çekmiyordu sevmedi oradaki şarkıları cd koydu eski şarkılardı 1 yıllık bir vakit bulup kendisine cd dolduramamıştı kızdı kendine Çalsın dedi sonra onu düşünmeye başladı nerdeydi acaba sonra düşünme yok bedenim dinlenecek dedi.
İnanılmaz bişi 3,5 sat süren yolu 2,5 saatte gelmişti yolda a benzin almış bişreyler yemişti denizi görünce kendine geldi akşam olmamıştı daha kasabaya varınca hiç eve bile çıkmadan tekneye gitti. İşte bu dedi boya bitmişti çok tatlı gözüküyordu tekne temel reis koştu hemen geldi hoş geldin dedi saat 18 civarıydı tamamı temel reis dedi tamam üşağım dedi temel reis istersen yunan adaların a git bunlan çok sağlam oldu.
Adam tekneye çıktı baktı yiyecek bişi yoktu dolap boştu hemen bi markete girdi el arabasına ne bulduysa doldurdu bu akşam denizde kalacaktı 2-3 işe şarap
2-3 şişe Tekirdağ rakısı doldurdu fıstık fıstık kavun armut ne varsa tekneye geldi temel reisi idris reis de gelmişti yardım ettiler yerleştiler tekneye ben açılacağım dedi adam geçti çalıştırdı motoru gitarı yoktu koştu temel reis arabadan al sazını dedi adam güldü saz değil gitar hadi dedi ben açılıyorum denize temel de idris de güldü haçan böylemi gidiyorsun ne var dedi adam yahu boyunbağı ceket adam birden kendine geldi hala kravat ceket vardı anında ceketi kravatı hatta gömleği çıkardı pantolonu da şortla kaldı hadi eyvalalah dedi temel reis eve gelmiyecenmi dedi hanım hazırladı evini temizledi boya bitti dedi idris evde adam yok teknede kalacağım arabayı evin önüne çekiverin dedi anahtarları atarken temele denizi yararak tekne suyun üstünde açıklara açılıyordu iyice açılınca adam durdu.
Karabel e girdi koy çapayı attı masayı kurdu peynir koy koy bitmedi beyaz kaşar eritme,keçi 4 çeşit peynir almıştı kavun , armut ve Tekirdağ rakısını açtı artık yapayalnızdı kims e yoktu deniz dalgalar ve adam büyük rakı bittiğinde adam artık iyice olmuştu gitarını çıkardı ta ODTÜ de okurken kurdukları guruba söylediklerinden başladı erkin Koray yalnızım ve diğerleri saat 24 gibiyken teknenin etrafında başka bir tekne durdu.
Bir sürü kız erkek tekneden karabele girmişti adam görmemişti ki onları kumda ateş yakacaklarken adamın şarkılarını dinlemişler sonra tekneye geldiler kızın biri şarkılarınızı duyduk çok güzel lütfen biz e katılın yada biz size adam baktı bu kız aşk gözüyle bakıyordu katılırsa kara gözlüsüne ihanet edecekti sana ihanet etmem karagözlüm dedi adam yalnız kalmak istiyorum dedi.
Havaya baktı adam kara bulutlar geliyordu sol yanını lodos sağ yanını poyraz bunun sonu karayele bağlardı bir başladımı dağ gibi dalgalar olurdu adam deniz çocuğuydu bilirdi denizi gençlere dedi birazdan fırtına patlayacak geri dönün yapma yahu dediler ellerinde bira şişeleri gençler yıldızlara bak ne fırtınası adam benden demsi dedi 2-3 saate burada taş taş üstüne kalmaz her şey uçar
Ç,aliştırdı tekneyi adam geri dönmek için ve bastı gaza. O kı teknenin kıçına çıkmış nereye gitme diye bağırıyor diğeri arkadan sana da yer var dı diye sesleniyorlardı….
Adamın aklında sadece karagözlü vardı onun olmadığı hiçbir yerde mutlu olamıyor du onu yaşatan oydu güneşi getirende oydu hayallerinin gerçek olması da oydu
Karagözlümü o anlamazdı aşktan sevgiden saygıdan seviyeden ve KALİTEDEN
Not-İmla kötü cümle düşüklülükleri var çok acele ve kızıltı bir zamanada yazıldığından özür dilerim,birde ben içimden ne gelirse çok ama çok hızlı adeta ellerime beynim klevyede yarışarak yazıyorum bir özür daha.