KADINLAR ÜZERİNE
kadınlar öyle alışılagelmiş işlevsel serüvenlerden daha ötede, resesyona uğramış trajı komik bir sergüzeştin ürünleri. onları anlamlandırmaya çalışma bahanesi tamamen fiyasko. onları saatlerin vardiyasına göre sevmeli ,yani kaç sularında hangi ruhsal devinimin ihtacında olduklarını önceden düşleyip suretlerimizde yansıtmalıyız. evet konu kadınlarsa kisvelerimizde ipler kadar birer gösterimiz olmalı. peki bunun sonu nereye kadar gider ki ? devamlı değişken olmak da bir sıradanlık değil midir?
önemli günler ayrıcalıklı elbiseler hediyeler ve daha ötesi. bir şeylerin aracı olmaktan kurtulamadığımız ruhsal maneviyatlar yüklediğimiz cisimlerin hükmü, yine kısır döngünün o muhteşem alışkanlığında kalıyor ya da benzerleri gibi davranmanın kutsal bir teorisine, yeni şeyler katmaktan öteye gitmiyor. bizler aşk denen ve kadına endekslenmiş bütün maddelerin birer aracı olarak devamlı kendimizi bırakıp tavırlarımızı yeniliyoruz. aşkın kendisini kadında yenileyenler ayrılmış olanlardır ya da muhteşem bir aşkın cüzzamlı artıklarıdır. duvardaki resmin size ait olmaması ya da kalbinize verilen derin boşluğun sona hiç varmaması sizi daima aşk için dinç tutar. bir yerde kavuştağa varan sevgililer illaki rutin bir hayatın trapleninden yine aynı hayata atlayacaklardır. konuşmalarınızın çoğunu tasvir etmeden sarfediyorsanız alışkanlığın ilk evrelerine varmışsınız demektir.
burada çözüm ne metafiziğin konusu ne de matematiğin. bu sadece iradenin problemi. bütün formüller aşkın evrilmesinde şifa arıyor. bu evrilme genelde toplumsal öğretilerin dirayetinde yürüyor. yani aşkın size eksik görünen sıradan boyutunu dışarıda, kalbinizinde dışarısında buluyorsunuz. bazı ruhsal yörüngeler ve bunları zahiri çizgileri, sorumluluklar, aile kurumunun yüklediği kavgalar ve en önemlisi maddesel bir gelecek. tabi bu kadar meteryalist düşünmemeli sizin en yakınınızda olan eşiniz bütün kavgalarınızın oldukça güç bulunan yoldaşı. sizi vezir kıvraklığına eriştiren bir diyalektiğin karara bağlanacak kuralı.
kadınlar ne kadar anlaşılmaz olsa da noktanın hükmünü veren onlar. çünkü zihinsel reaksiyonlarımızda bir kadın, bize hayatın duygusal penceresini açan gümüşten bir eldir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.