- 471 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYRANGÖNÜLLÜ ÇOCUĞUN KIRMIZI ARABASI
Bir çocuk varmış. Her çocuk gibi oyuncak düşkünü bir çocuk. Mahalledeki oyuncakçı dükkanının vitrinindeki parlak kırmızı arabadaymış gözü. Evde arabası sürüyle. İlle de o arabayı görürmüş rüyalarında. Dükkanın önünden her geçişlerinde annesine babasına tuttururmuş, ille de bu arabayı istiyorum diye. Araba, diğerlerinden biraz daha pahalıcaymış. Artık kırmızı olduğundan mı, uzaktan kumandalı mıymış, bilinmiyor da, çocuk çok çabalamış o arabayı aldırmak için. Günlerce harçlıklarını biriktirmiş, yetecek gibi değil. Babasının elinde oyuncakçı önünden geçerken, yine istemiş, olumsuz cevap alınca yürümemiş, diretmiş, asla vazgeçmemiş hatta yerlere yatmış aldırabilmek için. Baba da ne yapsın, ev araba dolu, sonunda bu da ötekiler gibi bir köşeye atılacak ama, çocuğu bu kadar üzmenin de bir manası yok bir aptal araba için. Almış. Çocuk nasıl sevinçli. O gece ve takip eden geceler, arabasına sarılıp uyumuş. Arabayı aldırmak için çok uğraştı ve aylarca bekledi ya, çok kıymet veriyormuş yeni arabasına. Gündüzleri dikkatlice oynuyor. Oyundan arta kalan zamanlarda hangi baş köşeye yerleştireceğini bilemiyormuş. Geceleri de kaybolmasın diye sarılıp uyuyormuş arabasıyla. Bu durum aylarca böyle sürüp gitmiş. Çocuk zaman zaman eski arabalarıyla da oynuyormuş ama, bu arabanın yeri bambaşka imiş. Yaz tatili gelince hep birlikte dayısına gitmişler. Dayısı ona yepyeni, bambaşka bir model araba almış. Arabalara meraklı ya çocuk. Çok sevinmiş. Tatilde yeni arabasıyla oyalanmış. Tatil bitip eve döndüklerinde de odasında koyduğu yerde hala duran zorlukla aldırdığı kırmızı arabaya şöyle bir bakmış.
Orada duruyor işte, durduğu yerde kırılıp dökülecek hali yok ya, dursun diye düşünerek, yeni arabasının özelliklerini keşfetmeye dalmış...
26 Temmuz 2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.