- 839 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kültür ve Sanatın Aydınlığı
Aydınlığı yaratabilen insanların kültürel birikimle bu güce ulaştıklarını söyleyebiliriz. Sağlam bir dünya görüşü, insani değerler, dürüstlük ve insan sevgisi aydın olmanın öncelikli koşuludur. Bu değerler ışığında insanları ve çevreyi gözlemleyip eleştirmesi, “nasıl daha iyi oluru” düşünmesi umulur. Ayrıca yurt ve dünya sorunlarına toplum çıkarı açısından yeni yorumlar getirebilmesi aydın olmanın gereğidir.
Ülkemizde aydın olarak tanınmış, ancak yaşamıyla hiç de öyle olmadığı, bazı çıkar çevreleri
için çalışmayı görev edinenlere de tanık olmuşuzdur. Kültür birikimi olan gerçek aydın, insanların
acılarına ve karşılaştıkları baskı ve hukuksuzluğa kayıtsız kalamaz.
Sokağa atılan bir çöpü önce o fark eder. Her şeye rağmen aydınlık bildiği yoldan sapmaz,
kendini satmaz. Aklı bağımsızdır. Tarihte alanında çığır açmış öncü sanatçılar, yazarlar,
düşünürler egemenlerle uzlaşmayı asla aklından geçirmemiş; gerçekliği önde tutarak yaşamlarını
öylece biçimlendirmiş; doğruluğu inatla sürdürerek ölümsüz isimler olmuşlardır.
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bizde de düşünürler, yazar, şair, müzisyen, sinema-tiyatro sanatçısı aydınlar, egemen yöneticilerce ideolojik bir bakışla yıpratılmış, bozguncu gibi görülüp suçlanmış ve haksızca cezalandırılmıştır. Ülkemizde bunun sayısız örnekleri vardır ve olagelmektedir. Gerçekten aydın olmak, kurulu paracı sistemle ilişkisi ve en önemlisi de iktidar oyunlarına karşıtlığıyla bir anlam taşır.
Doğru birikimli aydın, savunduğu düşünce, değerler anlayışı ve bu doğrultudaki ürünleriyle insanları etkileyen, yönlendiren, bilgisine güvenilen ve bireysel çıkarcılığı olmayan kişidir.
Kendini sanatsal ürünler vermeye adayanlar da düşünsel bir sonuç ortaya koyduklarından
gerçek bir aydın olabilmeli; toplum için aydınlatan sanat yapmalıdır. Sanat, toplumun yaşamıyla ilgili düşüncelerin insancıl bir zeminde yoğunlaşmasını sağlar. Toplumu etkileyip yönlendirerek özgürleştirir ve bağımsızlaştırır. Böyle bir toplum da ancak kültürel birikimli yöneticilere lâyık olup ona kavuşabilir.
Toplumda öne çıkıp tanınmış birileri, oyuncu, türkücü, gazeteci ya da politikacılar aydın insan görünümünde olmaya özeniyorlar. Toplumu eğlendiren, ancak geleceği konusunda düşündürmeyen ve haksızlığı doğal karşılayanlar nasıl aydın sayılabilir ki?
Egemen yönetimlerce birçok sorunun unutturulduğu, eğitimin bilime kafa tutanların eline geçtiği, önemli bilimcilerin sansürlendiği, cehaletin devlet kurumlarını ele geçirerek baskı kurduğu ve cemaat ilişkilerinin siyasette yoğunlaştığı bir toplumda aydın olarak yaşamak kolay değildir. Üniversitelerinde özgür bilim üretemeyen ülkenin sanatçısı ve aydını da keşfetme, yorumlama ve ürettiğini yayma konusunda kıskaca alınmıştır. Düzen, kendinden yana olmayan ve eleştiren sanatçıyı dışlar; gereksiz ve yararsız göstermeye çalışır. Aydın kimliği yaşatmak artık aydının kendi kişisel sorunu olur. Oysa aydın toplum için aydındır.
Toplumcu bir sanatçının çevreciliği ve insanlar için fedakarlıkları “sen mi kurtaracaksın”
alaycılığı ile tanımlanıyorsa, insanlar sadece kendi çıkarlarının kulu olmuş ve aydınları anlamıyor hale gelmiştir. Toplumunda kendi iyilik ve doğru özellikleriyle barınamaz olan bir sanatçı verimli bir etkinlik yaratabilmek için daha çok çaba gösterecektir. Ancak diğer taraftan, doğru ve aydınlanmacı yolu terk ederek egemen çevrelerin ödülü için çalışan sahte aydın ve rüküş sanatçılar ortalığı doldurmaktadırlar ne yazık ki. Döneklikle adlandırılanlar da vardır aralarında. Kendilerini öldürmüşlerdir. Ölüler ise doğruları görüp dile getiremezler.
Böyle bir toplumun bireyleri ise artık kurtuluşlarını ilahi kahramanlar, beşinci boyut aksakallıları, yatırlar ve mesihlerden beklemeye başlar. Bütün bu mistik duygular ise dinsel faaliyetlerle sarmalanır durur. Egemen yönetici ise böyle bir topluluğu rahat rahat yönetir.
Ancak, şairlerin varlığı unutulamaz!
Mehmet BÜYÜKÇELİK
YORUMLAR
'' Egemen yönetimlerce birçok sorunun unutturulduğu, eğitimin bilime kafa tutanların eline geçtiği, önemli bilimcilerin sansürlendiği, cehaletin devlet kurumlarını ele geçirerek baskı kurduğu ve cemaat ilişkilerinin siyasette yoğunlaştığı bir toplumda aydın olarak yaşamak kolay değildir. ''
Güncel ve çok anlamlı bir yazı..