Ayna'ma
Hiç unutmadım sen’i! Bir an nefret etmedim. Gönlümün soğuduğu oldu evet. Ama daha dün’dü işte, okudum mektuplarını, sabaha kadar. Ne zaman acı düşse içime, hep hatırladım seni. Sen miydin acıyı hatırlatan, acı mıydı seni?.. kestiremedim.
Unutmadım gözlerime bakışını, değmeden sevişini unutmadım. Pek az bildiğim kokunu da…
Ha ne diyordum; evet mektuplarını okudum bütün gece. Küçükken kurtarmaya çalışırken ezdiğin karıncaya oturup ağlayışını… Kendinden büyüklere nasıl s..ktir çektiğini. Beni de s…ktir çeken biri gibi gördüğünü ve sevmeye başladığını. Ben de seni o zaman sevmeye başlamıştımJ
Sonra.. günlüklerimiz… ayrı kaldığımızda yazdığımız mektuplarımız… kutsallarımız… Biz…
Okurken mektuplarını, yaşadığımız o pek kısa ‘an’ları hatırladım. O, höt höt konuşan kızın sesinin içine kaçtığını, heyecandan yiyemeyip yarım bıraktığı ekmeğin kokusunu, konuşamayışlarımızı, çenenin titrediğini heyecandan… Biz’i izledim sevgili dün gece. Biliyor musun, o hani çok kendine güvenen sen, tir tir titriyordun ya karşımda, o ‘an’ işte… beni sana esir eden an’dı. Ben sevildiğimi, hem de nasıl sevildiğimi anladım o gün. Tüm yaptıklarına rağmen, seni affedişlerim işte tam da o an’ın hatrınaydı. Kim ne derse desindi. Ve sen de ne dersen de’ydin. O an ben seni görmüştüm çünkü. ÖZ’ünü!.. Bütün dünya karşımızdaydı; ama olsa da ne yazardı. Biz, biz’dik işte, eleleydik. Bir’dik!.. yoktu ki ötesi.
Kaç ay’dı? 6 ay mı? Her bir gününü güneş yılı takvimine göre yaşadığım 6 ay… Sen de öyleydin. Benden kaçıp kaçıp gitmelerin… Zamanı kısalatmak içndi belki de. Ama olmadı işte. Zaman dururdu, akrep kovalamazdı yelkovanı aşk halinde. Çok uzadı… Biz hayal ettik; Şarabı, ekmeği ve bizi. Hayal ettik uzadı. Uzadı ve hayal ettik. Hiç dokunamadık birbirimize, sevemedik doya doya. Ol’sun’du. Ol’du.
Sonradan inanmadıysam da, “of nasıl da kandım onca yalana” diye kendimi suçladıysam da…Çokça. Daha yeni yeni anladım sevgili; sen benim “ayna’m”dın!. ben senden hiç saklanamadım. Bana en beceriksizliğimi, en kabul etmek istediklerimi gösterendin. ‘Sen’ benim yıllardır bastırdığım korkularımdın; susturduğum çocuğum, beslemeyip boğduğum; nefessiz kalışına kulak vermediğim piç’im. Neysen neydin işte. Ben o’nun sesini sen’inle duydum. Kabullendim ve sevdim. İnsan aynasını sevmişse, gerçekten sevmiştir işte.
Dün aradın. Bu kadar eş zamanlılık fazlaydı. İlk kez… ilk kez ama, sana koşulsuz inandım. Hani sordun ya: “belki ben şimdi bu kadar içkiliyim diye, bu hal’deyim diye küçümsüyorsun beni, halime gülüyorsun belki” diye. Gülünür mü sevgili o hale. “aşk” haline gülnür mü, hiç güler mi Aze? Sen dün yangınını, kanını gösterdin bana. “Bak acıyor çaresi yok. Gitsen de yok, kalsan da. ama… işte gör belki geçer” dedin. Dokunmak istedim, tuttum kendimi, benim değildin. Kanadın, kanadım sevgili. Bir şey diyemedim.
Kendini suçluyorsun hala. Bırak artık suçlama. Böyle olmalıydı. Ne yapsak olacaktı. Belki en güzeli oldu. Belki bir daha asla aşık olmıycaz öyle. Belki eğer hayallerimizi yaşasaydık, bitecekti he rşey. Ne güzel yaşadık… Ben nasıl bittiğini önemsemiyorum artık. Bırak, sen de önemseme. Önemli olan sonuç ve işte ayrıyız.
Ve ben çok değiştim sevgili. Artık kutsallarım yok benim. Tüm ilkelerimi dağıttım sağa sola. İnanmıyorum ilkelere. Yaratıp yaratıp, taptığım değerlere inanmıyorum. Artık mantıklı olma kaygılarım yok. Artık kaygım yok sevgili!.. Artık korkum yok!.. Ve artık ihtiyacım da yok, sevgiye, şefkate, dosta, ilkeye… Bana aşmayı öğrettin sevgili, teşekkür ederimJ şimdi ise dönüp bakmaya geriye, ne isteğim var… ne de gücüm.
Anarşist derdin bana hatırlar mısın? Bakunin okumamıştım hiç:)) Ama buna rağmen, doğal bir düzel yıkıcıydım. Tüm kurumları reddederdim, kızardın. Ki.. sen de benden önce öyleymişsin söylerdin. Ben şimdi yine aynı yerdeyim. Üzülme artık sevgili.. Dedim ya göründüğü gibi değil hiçbir şey.. belki de… aslında her zaman olduğu gibi, düzenimizi yıkan da bendim…
Ve sen, kötü değildin sevgili, sadece olduğun gibiydin.
Bu yüzden…
Üzülme artık! Ne olur... Kan kaybetmeyelim!
Azé Ayşe Gökkaya
YORUMLAR
Anarşist derdin bana hatırlar mısın? Bakunin okumamıştım hiç:)) Ama buna rağmen, doğal bir düzel yıkıcıydım. Tüm kurumları reddederdim, kızardın. Ki.. sen de benden önce öyleymişsin söylerdin. Ben şimdi yine aynı yerdeyim. Üzülme artık sevgili.. Dedim ya göründüğü gibi değil hiçbir şey.. belki de… aslında her zaman olduğu gibi, düzenimizi yıkan da bendim…
güzel ve akıcı tebrikler