- 516 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
heyay olsun
Ellerimle yüzümü kapamış ağlıyordum ve sen sihirli sözcükleri söyledin: heyay olsun…
Kartopu oynuyorduk. Tete’nin suratına ilk karı sen atmıştın, tetenin çok hoşuna gitmişti. Sıra bana gelince küçük bir taşa rastladın. Kartopunun arasına girmişti ve yüzümü buldu… Köşesinden kan sızan, küçük bir iz oldun alnımın ortasında. Ellerimle yüzümü kapamış ağlıyordum ve sen “heyay olsun” diyordun…
Zaman geçti, bir adamla tanışmıştık. Sen güzeldin, bense en az senin kadar güzel… Gülüşüp eğleniyorduk sonra ikiniz tek parça oldunuz. Bense ellerimi yüzüme kapamış ağlıyordum ve sen şunu söylüyordun: ”heyay olsun, heyay olsun…”
Sonu bulmamıza az kalmıştı, Tete ölmüştü, senin yakışıklı da elveda demişti hayata… Karşılıklı iki koltukta oturuyorduk. Boş boş bana bakıyordun ve sadece nefes alabiliyordun. Bense elimde kahve seni sana anlatıyordum. Duyuyordun ama dinlemiyordun, anlamıyordun. Ellerimi yüzüme kapamış ağlıyordum ve sen içinden “heyay olsun…” diyordun.
Heyay olsundu, tabi, heyay olsundu…
Mezarına bir gül bırakıyorum ve gelecekte büyük ihtimalle benim gömüleceğim boş alana bakıyorum. Aklıma bir söz geliyor, tam çıkaramıyorum. Heyay mı olsun?
Heyay olsun!...