- 2200 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
okullarda söylenen andımız (1)
VAH BU HALİMİZE VAH 3
Değerli okurlar okullarda söyletilen andımızdan örneklemelerle yazıma devam edeceğim. Andımızın ilk mısrasının ilk kelimesi Türk’üm bu kelimenin bir ulusun oluşumundaki en önemli tespitlerinden biridir Atatürk bu kelimeyi söylerken ülke topraklarında yaşayan diğer unsurları ortadan kaldırmayı amaçlamadı aksine bir üst kimlik oluşturarak bu kimlik altında bir ulus oluşturdu buda tüm etnik grupları bir dil bir ülkü etrafında toplayarak bir bayrak altında tek bir ulus devleti oluşturdu ama bu demek değil ki diğer unsurları yok saydı anlamı taşımadığı gibi böyle bir düşünce hiçbir zaman literatürümüzde yer almamıştır almayacaktır da böyle düşünenler büyük gaflet içerisindedirler bunun böyle bilinmesi gerekir.
İkinci kelimesi Doğruyum evet ne kadar güzel bir tespit Türk ulusu tüm etnik gruplarıyla bir kimlik altında dünyada bir ilki başararak tüm dünyada doğruluğunu dürüstlüğünü ve millet olmanın hazzını yaşayarak insanlığın hizmetine sunmuştur, buda bizi riyakar bir toplum olmaktan çıkarıp doğruluk üzerinde birleştirerek yalan değil doğruya yönelmek, yanlış değil doğruyu bulmak tüm ulusa bir ülkü olarak benimsetmeyi amaçlamıştır bunda da bu güne kadar başarılı olundu ancak son yıllarda git gide doğruluk yerini yanlışa bırakmaya başladı artık doğru kişileri mumla aramaya başladık bu ülkede yanlış yaparak soygun düzeni kuranlar el üstünde tutulmaya başladı bu toplumun git gide çürümüşlüğe ve çöküşe doğru hızla ilerlemesine yol açmaktadır işte burada diyorum ki kendimize gelelim beyler ne oluyor bizlere nereye gittiğimizin farkında mıyız artık ülkeye ve bu ulusa sahip çıkma zamanı gelmedi mi önce kendi ailemizden başlayarak bu değerlerimizi kaybetmenin nelere mal olacağını onlara anlatmalıyız ve geriden gelen nesil’e eskide olduğu gibi bu değerler etrafında toplanmanın ne kadar gerekli olduğunu ve ulus olmanın temel direkleri olduğunu onlara aşılamakla başlayalım yoksa iş işten geçmiş olacak çok geç kalmış olacağız.
Üçüncü kelimesi çalışkanım Allah aşkına bundan daha iyi bir kelime olur mu bir ulusun çalışkan olması o ulusun müessir medeniyetler seviyesine çıkmasında en büyük etken değimlidir öyleyse Atatürk bu tespiti çok yerinde yapmış tüm ulusun beynine yer etmesi için de her gün söylenen bir andın içerisine koymakta çok isabetli bir şey yaptığı ve halen tüm dünyada geçerliliğini koruduğu gerçeğinden bakarsak çalışan uluslar şimdi refah içerisinde sanayisini tamamlamış gelir düzeyini yükseltmiş vatandaşlarına eşitçe paylaştırarak refah toplumları yaratmışlardır, ya bizde böyle mi hayır tam aksine biz her zaman hazır yemeği adet haline getirmeyi bir marifet sayarak o yolda koşar adımlarla ilerlemekteyiz şu son zamanlarda toplum artık hazır yemeye o kadar alıştırıldı ki artık çalışmak ikinci hatta üçüncü plana düştü herkes devlet kumanyamı versin kiramı versin kömürümü alsın bunun yanında da para olmayınca dilenmek meşrulaştı nasıl olsa birileri üç beş kuruş avucuma atıyor o halde çalışmaya ne gerek var gibi düşünenlerin sayısı gittikçe artmaktadır beyler bundan fazla değil 15 yıl önce Kızılay tarafından gerçek ihtiyaçlılara yılda bir kez giyim ayakkabı gibi şeyler verilirdi bu ihtiyaçlı insanları da muhtarlar tespit eder Kızılay a bildirirdi ancak Kızılay dan ihtiyaçlarını o vatandaşlar gidip almaya utanırdı almazlardı ya şimdi her gün Banka önleri Sosyal hizmetler binasının önleri kuyruklarla dolu artık galiba ar perdesi yüzümüzden kalktı o derece kalktı ki eskiden yaşlı ve engeliler dilenirdi şimdi artık onların yerini gençler aldı birde öyle bir aldı ki pervasızca senin emeklin var çalışıyorsun bunların sadakasını bana vermek mecburiyetindesin diyebiliyorlar saygısızca insanlar türemeye başladı artık dilenmeği bir hak olarak görmeye başladılar ki işte en büyük tehlikede budur. İnsanlar yıllarını verecek bu ülke için emek sarf edecek sonra emekli olacak ama parasını yemeden bir başkasına vermek zorunda kalabilecek günler çok uzakta değil şu anda emeklinin durumu ortada artık emekliye Hükümetler bile zam vermiyor ama gel gelelim ki sokakta dilenen adam emeklinin aldığı paradan kendinin de hakkı olduğunu iddia edebiliyor bu yazdığım şeyler bir yerden alıntı değil bilhassa yaşadığım şehirde 40 yaşlarında iki genç benden aynı şekilde ekmek parası istediler dilenmeye utanmıyor musunuz dediğimde bana cevaben oh sen emeklisin tuzun kuru bunu söyleyebilirsin ama bizimde aldığınız o maaşta hakkımız var bize ekmek parası vermeye mecbursun diyince tabii sinirlenip ikisini de kovdum çevrede ki insanlarda buna tepki gösterince kaçıp gittiler işte beyler kendimize gelelim çevremizde olup bitenlere ilgisiz kalmayalım çok çekmez yakın bir gelecekte sokaklarda yürüyemez hale geleceğiz unutmayın lütfen artık toparlanma zamanı geldi biz millet olarak bu tür hareketlere yol vermemiz lazım insanları üretmeye çalışmaya yönlendirmemiz gerek yoksa iş işten geçecek üretkenlikten çıkıp dilenci bir toplum haline geleceğiz. Bizler ki istiklal harbini yapmış bir toplum olarak bununda altından kalkarız yeter ki toplum olarak karar verelim.
Dördüncü kelimesi Yasam demek uyulması gerekenler anlamı taşımaktadır, çünkü yasalar insanların uyması geren kuralları belirler toplumlarda bu kurallara uyarak, kimse kimsenin hakkına hukukuna müdahale etmeden birlikte huzurlu bir şekilde yaşamak içindir, yasalar toplumun yapısına zarar vermeyecek şekilde belirlenir ve bir yasa etrafında toplanır bu günkü bizim uymak ve onu korumak zorunda olduğumuz Ana yasa gibi yasalar toplumların bir hiyerarşi düzeni içerisinde yaşamalarını temin eder, işte toplumların uyması gereken kurallarda böylelikle belirlenmiş olur bunun adına da yasa denir ve mutlak uyulması geren kurallardır, burada ATATÜRK’TE bu nu belirterek uyulması gerenleri and içerisinde sıralamıştır ve ulusa en derin mesajlarını vermiştir. DEVAM EDECEK
MİDAYET KARA
Gazi Şair Yazar