İstanbul
Evet,
Evet gitmek istiyorum o gidilir ama bilinmez diyara. Başı ve sonu belli olmayan, kulaktan kulağa gelen, ama nefes alan hiç kimsenin görmediği mekana. Amacım seni terk etmek değil, hayatta ki yek dostum. Her derdimi bilen sessizce beni dinleyen, biricik sırdaşım, İstanbul’um. Sıkılıyorum, bunalıyorum ama sebebi sen değil seni kullananlar, kullanıpta değerini bilmeyenler, çiğneyipte geçenler. Gitmeliyim belki bir silahla, belkide bir bıcakla veya ilaçla yada ... Ama son dakikalarımı, son saniyelerimi senin yanında geçirmek istiyorum. Kız kulesinin yakınlarında Galata kulesine uzaktan bakarak, senin güzelliğini yansıtan boğazda boğularak, ahh, ne hoş seni düşünmek, seninle vakit geçirmek, seninle sevişmek, seninle ölmek ne hoş be İstanbul’um. Sevdalıların azalıyor gün battıkça, dünya döndükçe ama olsun sen bende kal isterim, benim ol, yalnız benim tekelimde, mahremimde, hayalimde, İstanbul, yıllanmış sevda!
M. Yadigar