73 saniye
- Sevgili gözleyiciler, iyi günler, bu günkü konuğumuz,
El - Ezber Üniversitesi Kadın-Erkek ilişkileri Ana Bölüm Bilim Dalı
emekli öğretim üyesi Sayın Prof. Hayrullah Höykürten..
Sayın Höykürten programıma hoşgeldiniz efendim..
- Hoşbulduuk, hoşbulduk, Sayın Zulabula..
- Sayın Höykürten, başta hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarının,
medyanın, belediyelerin, Temizlik İşleri’nin Su İşleri’nin, özellikle
Elektrik İdaresinin ee, ıı, üü..
sonra ; Leyla Yavşar, Aysel Arman gibi toplum önderlerinin,
ya, "Aman bana ne." düşüncesiyle, ya da - haberdar olmamaları nedeniyle
eğilmedikleri bir ’yurdum derdi’ var..
- "Yurdumun derdi, beni mi gerdi.." demişlerdir ayol.. Hah hay..
- Efendim, bu gün sizinle, gün geçtikçe süratle artan,
’Eşler arasındaki geçimsizlik, uyumsuzluk ve gün geçtikçe artan boşanmalar..’
konusunu masaya yatıracağız..
- Sayın Zulabula, öncelikle size, kanalınıza, kanalın arkasındaki tarlalara,
ee.. ovalara yaylalara, kuşlara, bulutlara, şu güzelim bahar günlerinde
yeni sevdalar gibi açan çiçeklere, ıı..çiçeklerle sevişen üretken arılara.. uu..
memeleri bereketli ineklere, çayırlarda zıpzıp zıplayan hareketli kuzulara, buzağılara..
hipodromlarda yarışırken; "Ulen, serhat boylarından nerelere düştük,
parasına tükürdüklerim.." diye dörtnala koşan yağız atlara.. aa.. uuu..
yine bahar gecelerinde mehtabın ışığıyla yıkanan aşıklara..
oo üü.. "mırrnaaww.. mırrnaaww. deyu, damlarda kiremit cırmıklayan kedilere....
- Köhh hoo.. Sayın profesör.. Hooo!..
- Yaa, siz uyuyun buralarda stüdyolarda.. habire dizi çevirin..
- Aman efendim estağfirullah, reca ederim.. girizgahınız enfes idi,
güzergahınız harika idi, hatta gözlerimi kapatmış, stüdyodan kaçıp gitmiş
çadırı baharın orta yerine kurmakta idim ki, yönetmenim şeyetti..
- ’Reklamlarr’.. dememi mi istedi?
...........
- Sayın Profesör, son araştırmaya göre 73 saniyede bir ’boşanma başvurusu’
gerçekleşiyor, efenim şimdi müsadenizle;
’Eşler arasındaki geçimsizlik nedenleri ve boşanmalar.." konusunda
düşüncelerinizi gözlemlerinizi gözleyicilerimize aktarmanızı reca ediyorum..
Nedir bu eşler arasındaki uyumsuzluk ve boşanma çılgınlığı, insanlarımız
ne arıyor ne istiyor da bulamayıp şak diye boşanıyor ve böyle ortalarda bir
’Yarımyamalak Çocuklar’ ordusunun oluşmasına katkıda bulunuyor?..
Neden insanlarımız her 73 saniyede zırt pırt boşanma başvurusunda bulunuyor?..
- Evet Sayın Zulabula, bir de ’başına vurulduğu için başvuramayan’
kadıncağızlarımızı da katacak olursak bu 73 saniyelik rakam daha da küçülecektir.
Maalesef bu derdin de çocukcağızlardan başka kimseyi gerdiği yok..
Buyurduğunuz gibi ortada bir "Öpücüksüz Çocuklar" korosu var ve
bu koronun seslendirdiği
"Anne, bu amcaya baba diyebilir miyim.."
şarkısını kimse duymuyor. Bu şarkı, "demürcüler demür düver ocakta,
şindiki gızlar ne hoş olur gucakta.." türküsü kadar duyulmuyor..
Oysa ki, ey kucağına danalar yuva yapasıca, türküye tempo tutacağına,
şu güzelim yavruyu al yüreğine, şunun gözlerine bir bak hele..
"Aannee.. Baabbaa.." diye meliyor adeta kuzu gibi yahu!.
Şimdi efendim, yapılacak ilk iş acilen bir ’Ç.Y.K.’ Bakanlığı kurulmalıdır.
- Nedir ÇYK hocam ?
- Çocuklar Yarım Kalmasın Bakanlığı.. Başına da Aysel Arman,
meclis dışından atanmak suretiyle getirilmelidir.
- Neden bir seçilmiş değil de, bir okunmuş üflenmiş ünlenmiş?
- Sayın Zulabula, bir seçilmişi nasıl nerede ne zaman görecek duyacak,
dinleyeceksiniz, ha? Okunmuş üflenmiş ünlenmiş olacak elbette ki,
’Hişt!’ dedimiydi yankı yapacak sesi;
Bakanlığın ötesinden, tee derelerden, göllerde yüzen yeşil başlı ördeklerden,
gümüş pullu balıklardan, allı turnalardan.. kuyruğunu kaybetmemiş kurbağalardan,
ölen eşinin başında ömrünü yiyen angut kuşundan...
- Sayın Höykürten.. Sayın Höykürten..
- Sayın Zulabula zırt pırt kesme sözümü!.. dinleyeceksen dinle, yoksa
kalkar giderim ha! Yönetmen mi şeyetti gene.. Hişt! Yönetmeenn!..
Bakk karrdeş.. Harikalar derinde gizlidir.. derinleri gezmek yaşamak için
derin olmak giz olmak gerek.. Derinleri denizde sanan, tende gezen sinek gibidir..
Günül ilacını tende arayan, zerzevat kamyonunda tente gibidir..
Bala kaymağa da bulasan ten kırışıır.. ten buruşurr..
- Tamam Dayı.. pardon, Sayın Höykürten.. Sevgili gözleyiciler
kısacık bir reklam arası.. az sonra yine huzurlarınızdayız efendim..
.......
- Sayın Höykürten, dilerseniz önce, evli çiftlerin birlikteliğin başlamasından
kısa bir süre sonra boşanmanın eşiğine gelmelerinin nedenlerini irdeleyelim..
- Bakınız bu konuda Üniversitemiz üyelerinden Sayın Dr.Chivanim’in
bir laboratuar tezi yayınlandı. Kendilerine buradan el sallıyorum, eğer bizi izliyorsa..
Hangi kamera?.. Doktorr.. Akşam yemeğine sendeyim ha!.
Sayın Chivanim’in tezine göre; ’Bir evliliğin rayına girmesi için,
25 yıl, tıngır mıngır yol alması için de 35 yıl gerekiyor..
Yani sabır, sabır, sabır ve sabır ve sabır.. Kaç oldu?
- Saat taam on ikiye beş var..
- Hayır sabır kaç oldu?
- Bir, ki, üç.. beş.
- Evet tam beş kere sabredilecek;
Bir: Mutfakta, İki: Yatakta, Üç: Kavgada, 4: Ekonomide, 5: Aldatmada..
- Nee diyorsunuz. Hocaam.. ootuz beeş yıl bu, dile bile zoor..
Yani siz diyorsunuz ki; Otuzbeş yıl sabreden eşler, kompartmana yerleşmişler,
evlilik treni çuf çuf edip gider..
- Gidiyor ama lokomotifin dingili yamuluyor, "of çuf of çuf.." diye gidiyor.
- Peki Sayın Höykürten süremizi verimli kullanmak adına detaya girmeden
sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir efenim.
- Sayın Zulabula, size ’İzdivaç Destisi’ programlarından bir örnek vermek istiyorum;
Daha önce iki destiyi kırmış gelmiş, bakınız ne diyor gelin adayımız;
"- Döşü kıllı olacak, dudakları dolgun olacak, ağzımı dolduracak.."
Buyurun buradan seçin.. Şimdi, efenim insanın şöyle diyesi geliyor; "Aman efendim
buyurun Gülhane’ye.."
Sayın Zulabula maalesef insanımız, köfte tarifi verir gibi eş arıyor.
- Hocam ne yapmalı insanlar, nasıl eş aramalı, nasıl anlaşmalı, nerede buluşmalı?
- Bütün mesele "Adem’in Bademi’nde".. Bakınız, bizim üniversiteden arkadaşım
Dr. Chivanim’ın yaptığı deneylerde, Amigdala Bademi’nde bulunan
’Duygusal Repertuar Kaynağı’ nın, ikili ilişkilerde lokomotif rol oynadığı ortaya çıktı.
İşte bendeniz de buradan hareketle, ’ABA’ ve ’HAA’ yani birleşik sunumla
’ABAHAA’ sistemini geliştirmiş bulunmaktayım.
- Sayın Höykürten nedir bu ABAHAA, acabaa?
- Aman Sayın Zulabula, siz de hiç bir şey bilmiyorsunuz habire bana soruyorsunuz..
kaç para maaş veriyorlar kuzum size? Korkmayın, espri yaptım.. Ee, şimdi efenim
ABA; Adem Bademini Arıyor.. HAA; Hava Ademini Arıyor, demek olmuş oluyor.
- Haa!..
............
- Sayın Höykürten nedir ne değildir neye iyi gelir şu Sisteminiz?
- Sayın Zulabula, ’ABAHAA’ Sistemi, önce doğal olarak -ham halde- bulunan
’Adem’in Badem’ini yani -Amigdala’yı- olgunlaştırıyor.
- Anladım, sonra da Hava’nın Badem’ini..
- Anlamadınız işte, Hava’nın Badem’i olgun zaten. Bir kadın yaratılıştan olgundur.
- Hadi ordan Sayın Höykürten, ee..
- Bana bak!.. seni bir höykürtürüm.. Balkabağı değil, O bir ’Kadın’..
anladınız mı? Sayın Zulabula dangalağı..
- Pardon Hocam..
- İşte ’Adem Bademi’ dediğimiz ’duygusal repertuar kaynağı’ işlevini gören
’Amigdala’ üzerinde yapılan laboratuar çalışmalarında; (bakınız: ’Kadın Eğri midir’)
Adem Badem’inin teknolojik gelişme ve ekonomik koşuşturma nedeniyle yumuşadığı
şallak mullak olduğu görüldü.
Adem’in Bademini laboraturda yarıp baktığımızda "Kaynak repertuar"ın ;
"Dam üstünde un eler, tombul tombul memeler.."
"Yakalarsam cuk cuk.."
gibi antin kuntin parçalardan oluştuğunu görüyoruz, genellikle..
- Vay zavallı adeem .. ABAHAA Sistemi ne işe yarıyor burada Hocam?
- Sistem, Adem Badem’ine eğitim süresince telkin ve tembihte bulunuyor;
"Evlilik misafirlik gibidir Aadeemm.. umduğunu değiil.. bulduğunuu..
Sonra, Amigdala repertuarına damardan şırınga ile yeni parçalar enjekte ediyor sistem..
"Ah sular akmaz gadınım sensiz sensiz.." örneğin.
Ancak, ’ihanet gen’i maalesef tamamen yok edilemiyor, dedelerden gelegelen bir gen bu..
fakat sistem bunu %73 oranında masumlaştırıyor..
İhanet dürtüsünü %73 oranında gözlerde kafada düşüncede tutup eyleme geçirtmiyor..
- Geri kalan %27 oran, aynen ’tombul tombul’ devam yani?
- Evet, o %27 lik oran sisteme girmeyenlerde %97 lerde seyrediyor..
Hem bu da zaten - fire payı- olarak kalmalı ki, Adem’in oynayacak bir bahçesi olsun..
- Oh, rahatlattınız bizi Sayın Höykürten..
- Yoo sevinmeyin.. Hemen yan bahçeye dalıp armudu ham yapmak yok, sistem eğitiyor,
programlıyor o tarafını da..
- Nasıl bir programdır bu efenim?
- Efenim sitemizde detaylı bilgi mevcut, dilerseniz adresi verelim.. Reklama girmezse..
- Aman, kredi kartı borcunu ödemekten alışverişen mi kaldı, ver Hocam ver..
- "www. ABAHAA. com. Sitemize elli kozmik kontör karşılığı üye olanlar
sistemin bütün nimetlerinden faydalanıyorlar..
- Sayın Höykürten, toparlayacak olursak; ABAHAA Sistemi, Amigdala’yı yani
’Adem Badem’ini %73 oranında iyileştirmeye yönelik bir program uyguluyor. Hava’nın Badem’i zaten olgun, Amigdala’sı yani ’duygusal repertuar kaynağı da esasen billur gibi’.. diyorsunuz..
Böylece eşler arasında, uyum doyum sayım suyum tesis ediliyoor.. Çok yaşa ABAHAA..
- Vic dan sız Sabuhaa.. Sayın Zulabula, sistemin bu kadarıyla çıkamazsıniz sabaha..
- Eksik kalan yön nedir Hocam?
- ’BEYNİK’ yapılacak daha.
- Beynik?..
- ’Beyni Nikah’ yani..
- Aman Sayın Höykürten, ’medeni nikah’ı kaldırıyor musunuz yani?
- Hayır, ama o medeni dediğiniz nikahın, ’Madeni ve Bedeni’ kısmını kaldırıyor Sistem..
- Yaa! Ne biçim bir nikahtır bu Hocam?
- ABAHAA Sistemi, Badem’i ermiş Adem ile, Adem’ine ermiş Hava, arasında,
’HİPOHAT’ yani ’Hipotalamus Hattı’ döşenmesini sağlıyor.
- Uyy.. (bu herifin yerine Leyla Yavşar’ı mı çağırsaydık ki programa)
- Amigdala (adem bademi), Hipotalamusun gönderdiği ham maddeyi işleyip,
’Duygusal Repertuar’a çeviriyor, dolayısı ile ne kadar temiz ham madde gelirse,
Badem’in işi o oranda kolaylaşıyor. ABAHAA sistemine giren eş adayları
bunu öğreniyorlar zaten eğitim süresi içinde. Akıl ve mantık kısmısına ise
zaten kapasitesi yetmiyor sistemin. Hem de o kadarcık zahmet etsinler diyoruz.
- Hocam hem zamanımız bitiyor, hem de ben bu 3 bölümlük yazıyı yazana dek anam ağladı,
hemi de, okuyan takip eden var mı şüpheliyim, bu sizin ’BEYNİK’ dediğiniz ’Beyni Nikah’
kıyılıyor mu basbayağı?
- Evet Sayın Zulabula, ’ABAHAA’ Sistemi, eğitimi tamamlayan adaylara 75 kozmik kontör karşılığında
bunu da yapıyor Allah rızası içün, ve "yemin"lerini ettirip yallah birliğe dirliğee.. iki yastıkta bir gönül..
- Yemin mi? hastalıkta sağlıkta.. iyi kötü günde falan filan gibi yani?
- Hayır, öyle bayat köftelere yer yok Sistemde, ’BEŞTAŞ’ yemini var..
- Kaç taaş?
- "1- Mutfakta Sabır, 2- Yatakta Sabır, 3- Kavgada Sabır, 4- Ekonomide Sabır, 5- Aldatmada Sabır...
Sabredemeyen yallah, pırr.. dökülürüz sapır sapır..
- Çok teşekkürler sayın Höykürten.
...........
Sayın gözleyiciler, efenim, konu gerçekten acı, ciddi, trajik, dramatik, travmatik..
Devletin çöreğinden ısırık kapmak için - anlaşmalı boşanmaların küçük bir payı vardır
73 saniye içinde..
Küçük ufaktefek amatör bir mizah yazıcısı olarak işledik meseleyi..
Ne yani, bana ne mi deseydik..
Beşeriz şişeriz.. insandır, laklakası sürçü lisandır, affola...