PHONİX…
PHONİX…
“Fırsat, nazlı, cilveli bir kadın gibidir. Bir defa kapıyı kapalı bulursa, bir daha gelmez.”
Bunu bir yerlerden okumuş ve not almışım.
Neden yazdım onu açıklamaya çalışayım şimdi.
15martta çıkan Keban gazetesini okurken bu aklıma geldi…
Neden mi?
Manşette hayırsever Musa Coşkun yeni bir hayır işlemek için haber olmuş.
İkinci sayfada Midran Yokuş hocam yine döktürmüş.
Hem de kadınlar gününe kendi köyünün kadın kahramanlarının öykülerini
En yalın bir şekilde yazarak…
Hulusi Orhan kardeşimizin yazdıkları gerçekten önemli…
Mutlaka ciddiye alınmalı!!!..
Cengiz Ergül hocamızın yazdığı motivasyon herkese lazım bir takviye güçtür…
Zekai Yıldırım Bey ermeni konusunu adeta ulusal bir rapor niteliğindeki makalesi
Takdire şayandı…
Sonra Elif Aydın hocamızın gençlerle ilgili makalesi her gencin, Anne ve babanın tekrar okumasını şiddetle tavsiye ederim…
Özellikle 15 mart tarihli Keban gazetesi okumayanların mutlaka edinmeleri ve tekrar okumalarını tavsiye derdim…
İlk defa olması gerektiğinden fazla bir gazete çıktı.
Onun için Pirhasan beye ve emeği geçen herkese teşekkür ederim…
Şimdi asıl konuya gelelim “fırsat”
Fırsat nedir burada:
Gerek internette ve gerek gazete olarak takip ettiğim yüzlerce gazeteden bu kadar dolu bilgi birikim konusunda bu kadar zengin bir gazeteye rastlamadım şu ana kadar…
Ve bu kadar sahipsiz madden fakir bir gazetede görmedim…
Çoğu kabanlı bu yazdıklarımı ve gazeteyi okumadığı için haberi olmayacak…
Ama o Kebanlı bir derdi olduğu zaman ilk olarak gazeteye geleceğini biliyor…
Yarın öbür gün böyle bir gazete imkânsızlıklardan çıkmazsa bunun sorumluluğu hepimizin haberiniz ola…
Ön sayfada:10000 adet badem fidanı dağıtılmış. Haberi…
Ne kadar güzel…
Bu bir fırsat değilmi?
Ben de 100 adet aldım…
Gözüm doymadı gidip 200 adette tarım il müdürlüğünden aldım…
İlçe tarım müdürlüğü getirip dağıtmasaydı kaçımız badem fidanı dikecektik..
Bu bir fırsat değilmi? Tarım il müdürüne teşekkür etmek bir borç olmuştur…
En önemlisi, arka sayfadaki kaymakamımız Sayın Ahmet Arık ın köy gezileri haberi.
Köy köy yapılması gerekenlerin yazılması.
İnsanlarımızla konuşulması…
Dertlerinin dinlenmesi.
Onlara umut verilmesi…
Devlet adına sahiplenmesi…
Harika ve takdire şayan bir iş olmuş…
Yalnız sayın kaymakamım benim mezrayı atlamışsın…
Bir dahaki sefere bize de bekleriz…
Bu bana küllerimizden yeniden doğmayı hatırlattı…
Yeter ki umut olun motive edin sahiplenin.
Bakın her şey ne kadar kolay olacak…
Gerçi bizim kendi dinimizde, kültürümüzde bunun örnekleri çoktur.
Ben size yunan mitolojisinde PHONİX yani bildiğimiz ismiyle,
Zümrüdü anka kuşunu yazayım…
Önce yok olmuş…
Sonra yine kendi yumurtasından tekrar oluşmuş.
Mitolojiye göre kendi küllerinden tekrar doğmuş ve yaşama devam etmiş.
Bana bu hikaye her zaman insanın kendini yeniden bulmasını,
Yeniden yaratmasını hatırlatır.
Hepimizin kırılıp döküldüğü,
Un ufak olup,
Umutlarını yitirdiği anlar vardır.
Öyle olur ki;
Bir an her şeyden vazgeçmek istersiniz.
Hatta evrende ufacık bir nokta gibi kalmayı düşlersiniz.
Her şey bitti dediğiniz anda;
Birden küçücük bir aydınlık çarpar gözünüze.
Tutunuverirsiniz o mum ışığına...
Şöyle bir silkelenip kendinize gelirsiniz.
Aşamadığınız her şey .
Giderek ardınızda kalır.
İnsan olduğunuzu hatırlarsınız,
Yanlış yapabilme hakkınız olduğunu,
Hataların size ait olduğunu anlarsınız.
Hiçbir şey için geç olmadığını fark edip,
Rahatlarsınız.
Parçalarınızı toplayıp tek tek
Küllerinizden yeniden doğarsınız.
Tıpkı zümrüdü anka kuşu gibi..
Yeniden doğmak müthiştir.
Yenilenmek,
Değişmek,
Farkındalığı yakalamak
Her şeydir...
Çünkü siz kırılıp dökülürken,
Aslında yaşam devam ediyordur.
Belki de kimse farkında bile değildir varlığınızın....
Bütün mesele tutunmaktır hayata...
Sıkı sıkıya hemde...
Arsızca ,
Yaşamayı istemek....
Yok olmayı istemeden,
O noktaya gelmeden,
Küllerinden yeniden doğmak...
Keban’ın küllerinden doğması için bir fırsat değilmi sizce…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.