- 718 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
PAZARCI AYHAN (2)
Haftanın her günü Pazar açılıyordu. Genellikle;Belediyenin tahsis etmiş olduğu belirli genişlikteki boş alanlarda sebzecilerle birlikte oluyorlardı. Belirli bir ölçüye göre nizami olarak sebzeciler olsun, giyimciler(korucular) olsun tezgahlarını kurmak zorundaydılar.
Sebzecileri çoğunlukla Kürtler oluşturuyor,onlar da kendi aralarında gruplara ayrılıyorlardı.Zaza, kırmançi .v.b. Bir de geldikleri şehre göre gruplaşmalar yapıyorlardı.Yani hemşerilik. Karslılar,Diyarbakırlılar,Vanlılar,Haymanalılar gibi.Çoğunlukla Karslılar hakimdi pazarlara.
Bir kavga anında bütün sebzeci kürtler, atmacı gibi çullanırlardı. Dövecekleri kişi bir kişi de olsa fark etmezdi. Ellerine ne geçerse demir, kasa,kilolar dövülenin vücudunda paramparça oluncaya kadar inip kalkardı.Giyimcilerin kavgaya müdahale etmeye cesaretleri olmadığı gibi kafalarını bile kavganın olduğu tarafa çevirmeleri mümkün değildi.
Sebzeci Kürtlerin kamyonlarından yankılanan kürtçe şarkı ve türküler,pazarın havasını curcunaya çevirse de dinlemek zorundaydın(On sene önce öyleydi,şimdi kendileri dinlemekten bıktılar sanırım.)
Pazarın ilk saatlerinde sebzeciler, erkenden gelip tezgahlarını kurarlar. Yazın ve kışın tezgahların üzerleri sebzelerle dolu dolu olur.
Yazın;domates,biber,patlıcan,maydonuz,marul,
Mevsimin ortalarına doğru karpuz,kavun,üzüm bir ahenk içerisinde dizilir tezgahlara.Kışa doğru;lahana,patates,meyvelerle yine dolup taşar tezgahlar. Sabahın ilk saatlerinde fiyat yüksek olmasına rağmen, akşama doğru tezgahlarda malın kalmaması için fiyatlar,aşağıya doğru inmeye başlar.
Günün ilk saatlerinde zabıta noktasından sürekli anonslar yapılır:
“ Pazarcı esnafının dikkatine! Tezgahlarınızı nizami olarak çizgi üzerinde kurunuz.Etiketleri,kilogram fiyat üzerinden yazıp,emtialar üzerine koyunuz.Yarım kilo olarak yazmayınız.İş önlüklerinizi giyiniz.Müşterilere kaba muamele yapmayınız.Nazik olunuz.Bağırarak satış yapmayınız.Kurallara uymayan esnafın yeri tespit edilip,tezgah yerleri kapanacak ve cezai işlem uygulanacaktır."
Anonslar yapılmaya devam etsin.Uyan kim. Akşama doğru müşterinin yoğun olduğu saatlerde curcuna hat safhasında oluyordu.
“Kız Feride Feride
Niye galdın geride
Hele bir yaklaş,olsana beride”
Giyimcilerin bu cılız bağırtısına karşılık, sebzecilerden gelen sesler daha etkin oluyordu:
“Garpuzu kestim gan çıktı
İçinden al yanaklı yarim çıktı”
Diğer tezgahtaki esnaf, elindeki limonu sıkarak suyunu akıta akıta bağırmaya devam ediyor:
“Mersin yafası mübarek,
Sanki petrol fışkırıyor”
Diğer taraftan balıkçı, bayat balıklarının üzerine su serpeleyerek,onlara taze görünümü vermeye çalışırken:
“ Hamsi koydum tavaya
Başladı dansöz gibi oynamaya”
Böylece pazarın curcunası devam ediyordu.
Ayhan, pazarın bu atmosferini çok kısa zamanda algıladı.Memur iken mesai bitiminde pazara uğrarsa uğrar,o da ucuz ucuz almak içindi. Pazarın atmosferinin böyle ahenkli olduğunu nereden bilebilirdi.Şimdi ise bizzat yaşayarak öğreniyordu her şeyi.
Pazara yeni girenlere “çaylak” denirdi,usta esnaflar arasında.Genellikle sebzeciler,bu çaylakları avlamasını iyi bilirlerdi. Ayhan’ın tezgahına gelen bir sebzeci:
- Hayırlı işler gardaş! Çocuk kazağı yedi yaşına göre,çorap,iç çamaşırı,pantolon var mı?
Var
-Peki alıyom bunları.Al sen şu parayı geri galanını da haftaya veririm.Esnafız gardaş.Paran galmaz bizde.
Ayhan,düşünür; “Öyle ya hepimiz esnafız.Kimse kimseye madik atacak değil ya burada.Nasıl olsa haftaya parası gelecektir"
Sigara tiryakisi değildi ama arada bir otlakcılık yapmaktan kendini alıkoyamıyordu bir türlü.Yanındaki Kamanlı Ahmet’in yaktığı sigaranın dumanı,uzaktan ciğerlerine doğru hücum edince dayanamadı.
- Abi ya,sigaram kalmadı,bir sigara verir misin?
- Ne demek ya!Sigaranın lafı mı olur.
Öğleye doğru canı yine sigara çekti.Ahmet efendinin sigarasının dumanı yine kendisinden tarafa doğru bulut gibi yayılmaya başlayınca:
“Acaba bir sigara daha istesem,nasıl olur” diye iç geçirdi.Kendi kendisiyle savaş verdi. Dayanamadı. Ahmet efendinin yanına gidip.
- Ahmet abi ya bir sigara daha verebilir misin? Canım çekti de.
Ahmet efendi,bakışlarını ona doğru çevirdi, kayıtsız tavırlarla paketi uzattı.
“Başının çaresine bak.Büfe uzak yerde değil.Cebinde akrep mi var! “ der gibiydi.
Ayhan,yavaş yavaş kendini yenilemeye ,farklı bir Ayhan olmaya doğru gidiyordu.
DEVAM EDECEK!...
YORUMLAR
Ayhan Bey ; güzel oluyor doğrusu yaşanmışlıkları yazmak da okumak da. Fakat bir şeye dikkat ettim de ; yengeyi kızdıracak en ufak bir ayrıntıya dahi girmemeye özen gösteriyorsun ! Bu konuda benden tecrübelisin galiba..
Fırsat buldukça okumak isterim. Devamını bekliyorum.