- 1393 Okunma
- 28 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
“Eğer hesapların tümü Ahiret’e kalsaydı, mahşer günü çok uzayacaktı. O yüzden Yaratan bir kısmının cezasını dünyaya bıraktı.”
Öyle bir senaryo ki figüranlar hep başrolde. Kimine “altın portakal” kimine kurtlu ayva, kimisine de çürük armut. Armudun hasını yiyenlerin manifestosu “hak değirmende olur”.
Sahi para insanı bozar derlermiş, ne kadar doğru diye sormayacağım, ne kadar “yalan”.
İşte ortada “devrik armut ağacı”. Bu kadar ipucuna, geride bırakılan kanıtlara rağmen bu ne yaman profesyonelliktir ki, zeytinyağı misali, hem de “süzme”
Birbirine zıt iki kavram, “profesyonellik” ve “amatörlük”. Birisindeki “maddi” iddia, diğerinde “manevi” haz ön planda. Birisi ne kadar “özverili ve samimi” ise diğeri bir o kadar “bencil ve gaddar”. Sen hiç “amatör katil” diye bir terim duydun mu, duyamazsın. Bir katil, ya “katil” dir, ya da “profesyonel katil”. Ama “amatör ruh”, "amatör balıkçı" ifadelerini ne kadar çok duymuşsundur. Ne kadar “safiyane”, “masumane” değimli. Lakin ters giden bir işte, içimizdeki “maddeye”, “maddiyata” endeksli “libido” hemen savunmaya geçer. Geçerken de o canım “amatörlüğü” yerden yere vurur. “Kardişimm bu kedar amatürce iş olurrrmu” diyerek “yavuz hırsız” rolüne soyunur.
İnsanlarda “profesyoneller” kısmını “ropdöşambrı” giyenler temsil ederken bizim gibi “Avam kamarası” mensupları da naçizane “amatör” kısmını. Profesyonellerde felsefi derinlik “Akillı adamı severim, amma velâkin benden akıllı olmayacak” deyimin de kendini ifade eder. Amatörler ise “hiçbir karşılık beklemeden, bütün içtenlik ve romantikliğimiz ile” edebiyatı yaparak, nerdeyse yarı “orgazm” olurlar. Bazı yerlerde buna düpedüz “kerizlik” de denilebilir.
Armudun sapı, üzümün çöpü. Sana mı kalmış armut ağacının hesabını sormak. Ba, ba, ba, baaaa. Hem de ahrette. Amaan sende dert ettiğin şeye bak. Ne yani “Sırat köprüsünde” sırtında mı taşıyacaksın, en fazla “Berzah-ı kabir” de kopya vermezsin olur biter.
Saygılar, selamlar ve dolu, dolu tebrikler
Not:Şİmdi oldu işte.Anladun onii :-)
Aynur Engindeniz
Yazıyı daha önce yorumlayacaktım. Okuduktan sonra bir baktım ki yazar eleştiriye kapatmış gibi bir ibare.
Şaşırdın ve başka sayfaya döndüm.
Sonra eleştiriye açık olduğunu fark ettim ve sayfaya tekrar girdim.
Her halde ben yanlış bir işlem yaptım.
Çok güzel anlatım.
Hakkı ile hak ettiği yere gelmiş.
Yorum mu?
MÜKEMMEL.
Kutlarım.
Aynur Engindeniz
Her zaman destek verdiğiniz için teşekkür ederim, size ve tüm arkadaşlarıma...
Selamlar.
Yanakları da üşüyordu. Ama onları sokacak bir cebi yoktu.
Ağladığına şükreder miydi insan, etti işte…
Küflenmiş bir kabuk ekmeğe,
yarısı yenmiş domatese baktı sebepsiz bir biçimde.
İki gündür acıkmıyordu bile…
Ağladığına şükreder miydi insan, etti işte…
Faturası gözyaşlarından ibaret olan ay ışığı,
ne de cömertçe aydınlatıyordu naçarlığını...
“Sonbahar camlardan çaldığı nefesleri soluyor,
Bir çocuk saflığında ben! Ne ağlasam şiir oluyor…”
“Bir dev saksıdan çiçeklerimi yoluyor,
Saklandığım çalının arkasında ben! Ne söylesem şiir oluyor”
“ Ömür dedikleri çuval, ne de erken doluyor…
Nasıl bir sanatım ki ben! Can çekişmem bile şiir oluyor…”
Şiir gibi işte. bu yazı da şiir gibi.
okutuyor kendini.
tebrikler.
ropdöşambrına
bu bir elbisemi yoksa başka bir şeymi acaba sevgili kalemdaşım...pek anlayamdım ben...aklıma takıldı....
tekrar sevgiler....
Aynur Engindeniz
Sana da sevgiler.
Mehtap Yıldız
sözlüğe bakınca öğrendim...(:
sevgimle kal...duada unutma...
Aynur,yazını okumaya okudum da şimdi bana biraz müsade "ne demek istemişsin" onu düşüneyim biraz.Yoksa ellerine sağlık demesi çok kolay de mi.
Selamlar.
Aynur Engindeniz
Nefisti Aynur. Paylaşımın için teşekkürler. Biz amatörlerin okuyup, senden öğrenmesi gereken çok şeyler var. Tebrikler...
Aynur Engindeniz
Bu arada kütüphaneyi oluşturdunuz mu. Sırada neresi var? Haberdar olursak iyi olur. Kütüphaneyi boşaltacağım bu gidişle:) Feda olsun...Ve helal olsun.
Sevgiler.
Nermin Kaçar
Kütüphane Allah nasip ederse ayın 5 inde yönetimden Secaattin abi ve Mustafa sakarya' nın eşleri ile birlikte gelmeleri ile okulda yapılcak. Kendi aramızda sade bir törenle. Fotoğraflar çekilecek, ben yerel televizyonu ve gazeteleri davet edeceğim. Çevrem geniştir Bolu' da sağolsunlar gelirler.
Sonra da, başka illerde, ilçelerde ve hatta köylerde devam edeceğiz. Sağolsunlar yöneticilerimizde, üyeler de çok destek verdiler. Herkese senin aracılığınla teşekkür ediyorum. Zaten resim de çekip, yazı ile duyuracağız.
Aynur Engindeniz
Ben de istesem herkes gibi olurum. Ama içimden gelmeyen ya da bana doğru gelmeyen davranışı yapamam. Dostluk başka yazarlık başlka. Eğer insanlar eleştiriyi kaldıramayacaksa yazmasınlar bence. Çünkü bir kitabınız çıktığında ciddi eleştirmenlerin eleştirileriyle karşı karşıya kalacaksınız. O zaman da alınganlık yapabilir mi bir yazar. Ben ayıp karşılıyorum böyle şeyleri. Beni de eleştirsinler. Hatta yerden yere vursunlar yazılarımı. Ya gereken dersi alırım, ya da yazma hırsım artar, yine deben kazanırım.
Ben dostluk amacıyla girmedim bu siteye. Elbette çok sevdiğim ve abi abla gibi gördüğüm dostlarım var. Kendimi "sivri dilli" olarak görmüyorum.Sivri dillinin TDK daki anlamı " iğneleyici ve kırıcı söz söyleyen (kimse)" dir.Böyle biri olduğumu düşünüyorsanız, diyecek bir şeyim yok. Eleştirmek ve kişilerin hatalarını uygun bir şekilde dile getirmek sivri dillilik değildir.
Bunu söylemekten yoruldum ve artık anladım ki, zorlamanın alemi yok. İnsanlara duymak istedikelri şeyleri söyleyeceksin. (Bu arada eleştiriye açık değerli dostlarımı ayrı tutuyorum)
eLEŞTİRİLMEK KAVGAYI GEREKTİRMEZ. bİZLER ANLATIM GÜCÜNE GÜVENEREK BURADAYSAK EĞER, YAZARAK VE KONUŞARAK ANLAŞABİLİRİZ.
YORUMLARIMDAN ALINDIĞINI HİSSETTİĞİM HERKESE DE YUMUŞAK BİR ŞEKİLDE YAKLAŞMASINI BİLDİM HEP. HATTA AĞIR KONUŞANLARA BİLE ZAMAN TANIDIM. UZAK DURMAMI İSTEDİKLERİ HALDE YAZDIKLARINI TAKİP ETTİM.
Bu kısır döngü eleştiri anlayışları yüzünden en az beş değerli kalem siteyi terk etti. Oysa onlardan çok daha verimli bir şekilde faydalanabilirdik.
Yazık...
6.hissi haddinden fazla gelişmiş bir insanım. İşim gereği de yumuşak yürekli olması gereken bir insanım. Ve haddinden fazla duygusalım. Eleştirilere öyle gülünç tepkiler veriliyor ki, sadece şaşırıyorum.
Yetişkin insanlara yaraşır özellikler sergilemeliyiz. Ben her kimi eleştirmişsem, onlar da gelsin buyursun beni eleştirsin. Bu kadar da açığım işte...
Neyse bu konuda çok doluyum. Dediğim gibi, artık insanlara duymak istediği şeyleri söyleyeceğim.
Hazır konu açılmışken Mustafa Sakarya, Fikret Tezal ve Ayhan Sarıkaya'ya sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum.
Eleştirilerimle her kimi kırdım ya da iğnelediysem de özür diliyorum. Herkesin içi rahat olsun, Aynur Engindeniz kimseyi ELEŞTİRMEYECEK...
Herkese sevgiler...
Nermin Kaçar
Aynur Engindeniz
Herkesin yolu açık olsun...
Sevgiler.