BİLMİYORUM ARTIK HİÇBİRŞEY
Denizin kenarında küçük bir kasaba burası İstanbul a 2 Ankara ya 3 saat mesafede şirin bir yer geleli 2 gün oldu yosun kokusunu deniz kokusunu alabildiğime içime çekiyorum Artık benim sadece hiçbir mevkim unvanım yok burada alalade biriyim ustalarla konuşuyorum limanda çekek yerinde sıcak tavşan kanı bir çay geliyor ,teknem kışı çekeğinde zor lu geçirmiş hırçın dalgalar kar yağmur fırtına dalgalarla gelen taşlar ezmiş sağını solunu usta anlatıyor kalafat boya temmuza yepyeni teslim ederim diyor ağustos diyorum yok olmaz temmuz diyor birden ayıyor ağustos 1 ay sonra gülüyor alemsin beyim diyor haziranda gelemem temmuz diyorum açık denizlere açılırım demi diyorum oyyyy diyor temel usta ha bunla kaç defa açılmadunmu diyor gülüyorum sen bayağı kibar olmuşsun diyor bana azarlar gibi bakarak yok diyorum çok koptum sizden gelemedim ondandır. Ayakkabılarımı çıkarıyorum ilk kez ceket kravat yok şortmu çekmişim suda yürüyorum sahilde ey uaşağım diyor temel usta sazını unuttun gülüyorum elindeki gitarıma bakıp onu getirecek ne şöför ne hizmetli ne sekreter var üşeniyorum canım çalmakta istemiyor kayaların üstüne çıkıyorum güneş battı batacak mis gibi yosun ve balık kokusu canım ve birden balık ve rakı istiyor arıyorum idris babayı daha yaz gelmedi ama telimde kayıtlı açıkmı baba meyhane diyorum vayy yakışıklı sen burdamısın diyor gel hele gel kapalı da olsak açarız diyor güneş batıyor denizle güneş birleşiyor kırmızılık mavi sularda son buluyor
Seni düşünüyorum her gece sabaha kadar düşündüğüm seni
Özlediğimi hissediyorum iş yok burada toplantı yok brifing yok imzalar yok rekorlar yok
Önümde hazırolda duran ceketini ilkleyen arkamdan atıp tutanlar yok. Yalnızım epeydir yalnız kalamamıştım Adamlarım yok O güçlü adamda yok ama yapayalnızım
Seni düşünmek istiyorum deniz güneş balık rakı ve müzik
Eve gidiyorum yazlık diye almıştım burayı ama hem şehrin içinde ana caddede hemde yolun karşısına geçince kum deniz oteller iyi isabet etmişim balkon sanki denizin üstünde gibiyim dolap bomboş ne rakı ne viski ne bira seslensem kimse yok amma havalı olmuşum hizmetli yok bişi getirecek evin içi rutubet kokuyor 1 yıl hiç gelmezsen böyle olur koltukların üstü beyaz tabaka rutubet duvarlar ıslak gibi tam denizin karşısı kahretsin yine mühendislik damarım kabarıyor arıyorum temeli oğlanı yolla usta oğlu geliyor komple boya badana ve eşine de temizlik yapıp evi tertemiz yapması için anlaşıyoruz temmuz diyorum onada beyim biz 1 haftada bitiririz diyor anlıyorum derdini
Çıkarıp veriyorum parasını şaşışırıyor daha yapmadık olmaz temel demişti paraya ihtiyacı var al al diyorum yapmadan kaçaçakmısın
Elime sarılıyor çekiyorum biz diyor iş yapıp 1 sene paramızı alamıyoruz sen yapmadan veriyorsun ne kadar temiz
Bu evde yatılırmı bu gece rutubet kokusunda aman diyorum.
İdris baba kızını yollamış güllü hoş geldin beyim diyor beyim sen bari deme diyorum peki beyim diyor hay Allah gidiyoruz idris baba istavriti kızartmış kalkanı çıkarmış aslan sütünü suya boğmuş salatalar bahçeden domates salata soğan hormonsız şerefe beyim diyor beyim demeyin diyorum tamam beyim diyorlar hayda içiyoruz güllü sazın diyor teknede kalmış saz değil gitar diyorum 2 ci kadehi fondiplerken kalkan balığı en lezzetli balık derlerdi hele idris baba yaparsa 2 den 3e 4 e ne zaman geçtim bilmiyorum tıngırdat diyor temel bu saz değil siz sevmezsiniz diyorum
Güllü ben severim diyor 14 yaşında daha idris babanın 6 kızından en küçüğü oğlan bulamadı idris baba ama azimle devam ediyor alıyorum elime 5 kadehi yudumlarken ne çalsam Lazca da bilmem ki şarkı aman diyorum, ODTÜ de hemşo öğretmişti cevizin yaprağı, tane tane belleri var belinde gitarla çalındığı kadar a benim söm söm yarim le başlıyorum bunlarda tık yok ben ne yapayım gül senin tenin ve ferhatın tüm şarkılarıını çalıp söylüyorum ümitsiz olurmu nikah masası tahta masa idris ne anlar derken ağlıyor be koca adam üşağım ben bu şarkıları bilmem ama çok be derinden deyiverdin diyor içim parçalandı diyor yok be baba diyorum sonra birden 6 kadeh boşalıyor ben gideyim diyorum erol gelmiş abi evde kalma otele gidelim diyor oranın en büyük oteli onun yok kardeşim diyorum eve gideceğim.
Kalkıyorum saat tam 24 eve gidiyorum yürüyerek arabayı evin önünde görünce arabam olduğunu hatırlıyorum balkona çıkıyorum canım deli gibi sigara içmek istiyor
İçilmez büyük sün sen hep büyük ama bu büyüklük hep 1 numara olmak sana ne kazandırdı hiç koca bir hiç.
Balkonda üşüyorum. Gökyüzü yıldız dolu deniz şıp şıp çarşaf gibi bi tekne geçiyor uzatan işıklarını yakmış bugün Sen büyük büyük adam
Her şeye ulaşmış herkesin yerinde olmak istediği adam
Yalnızın işte diyorum.
Sabah martılar kendi aralarında adeta konuşarak uyandırdı beni ne geveze bu martılar resmen dedikodu yapıyorlar hiç susmuyorlar, balkonda şezlongta uyumuşum her yanım tutulmuş saat daha 05 içeri geçiyorum üstümle uzanıyorum bir yatağa seni düşünüyorum sen bilmemelisin diyorum adam gibi adamsam seni benden uzak tutmalıyım Bugün telofonumu açtım aman Allahım şöyle olmuş böyle olmuş acele çok önemli mutlaka gelemem lazımmış gülüyorum
Önemli adam çok önemli adam
Yalnız adam.
Sen bilmiyorsun ben susuyorum işte senin mutlu olman için diyorum şimdi seni yanıma yaklaştırmadığım aşkına sevgine karşılık vermediğim için bana kızsanda çok kızsanda ilerde bana teşekkür edeceksin diyorum ve neden ben sana takıldım diyorum.
Bu yazıya 29 ekimde ilave:
Tanrı hakkı üç dür aşkta 3 sü sensin yemin ederim sonun cusu olacaksın sana söz veriyorum sana çok kızıyorum beni anlamadan dinlemeden astığın için ama sana kıyamıyorum seni unutamıyorum Şimdi İstanbul yağmur fırtına sel yollar dere gibi 29 ekim törenleri bile iptal edildi deniz köpürmüş dalgalar dağ gibi.
Bak karagözlüm içimdeki ses deli gibi buraya gitmemi kimseye hiç birşey söylememi ve tekneyi bu havada dalgaların arasından deniz e sürmeyi sürmeyi sürmeyi sürmeyi istiyor Karadeniz hırçındır delidir gözü karadır ya alır ya verir.
Ben deliriyormuyum yoksa sensiz ölümü bile gözemi alıyorum
.Bilmiyorum artık hiçbir şeyi bilmiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.