- 869 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Günümüz Evlilikleri
Bugün toplumlarda, ‘müessese’ adından da anlaşılacağı gibi evliliğe adeta şirket gözüyle bakılır. Eşler arasında güven sorunu vardır; henüz beraberliğe başlamadan ileriye yönelik tedbirler alınır, anlaşmalar imzalanır.
Evliliğin ‘balayı’ döneminin sona ermesiyle birlikte tartışmalar, aldatılma/terk edilme korkuları yaşanmaya başlar. Yalnızlığı yaşayan ve dost olamayan insanlar evlilikte de dostluk kuramazlar, birbirlerine güven duyamazlar.
Birçok evlilik maddi çıkarlar ve geleceğe dair beklentiler üzerine kurulur. Böyle dünyevi çıkarlara dayanan evliliklerde, eşler birbirlerine karşılıklı olarak tahammül etmeye çalışır. Aslında her ikisi de gerçeklerin farkındadır. Kadın maddi çıkarları nedeniyle onunla evliliğini sürdürmekte olduğunu akledemediğinden kocasına, erkek de onu malıyla etkilediğini ve kaybetmesi durumunda terk edeceğini bildiğinden karısına karşı içinde kin oluşturur. Birbirlerine tahammül etmeye ve ayrıca tahammül ettiklerini de sezdirmemeye çalışırlar.
Tahammül ederken çeşitli yöntemleri dener, birbirlerine hoş gelecek, sevimli görünecek sürprizler yaparlar. Ancak yaşam boyu rol yapmak, gerçekte insana acı veren bir durumdur. Sevmedikleri halde, samimiyetsizce eşlerin karşılıklı sevgi gösterilerinde bulunmaları dünyanın en büyük bela ve azaplarındandır.
Şundan ki: Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları azablandıracak; mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların tevbesini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Ahzab Suresi, 73)
Oysa gerçek sevgide, insan maddi hiçbir çıkar beklentisi içinde olmaz. Maddi beklentiler üzerine kurulan evlilikler, maddi yokluklar başladığında süremez, biter. Yalnızca erkek ya da kadının dış görünümleri/güzellikleri üzerine kurulan evlilikler de güzellikler -yaşlılık, kaza geçirme gibi sebeplerle- yitirildiğinde sona erer. O halde yaşananların –eşler birbirlerini severek evlendiklerini söyleseler de- gerçek sevgi ile alakası yoktur. Yaşanan sahte sevgilerin süresi genellikle çok kısadır; ancak Allah aşkından kaynak bulan gerçek aşk sonsuza dek sürer.
Samimiyetten uzak eşler sürekli birbirlerini dener, açıklarını bulmaya çalışırlar. Kendisine böyle oyun oynandığını, planlar kurulduğunu bilen insan, eşine yakınlık duyamaz. Mümin kadın ya da erkek ise sevgisini son derece dürüst ve samimi gösterir, asla tuzak kurmaz. Allah’ın rızasını gözeten bir insan en iyisini, en güzelini düşünür, eşinin de ona güveni tamdır.
İnanmayan kişiler gerçek sevgiyi hiçbir şekilde anlayamazlar, tarif edilse de fark edemezler; bunu kaybetmiş olmanın onlara verdiği acıyı da hissedecek konumda değillerdir. Çünkü bu derinliği kavrayamamaktan ve boşluktan dolayı ruhları azap içindedir.
Kuran’da, “Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler, kötü kadınlara; iyi ve temiz erkekler, iyi ve temiz kadınlara (yaraşır). Bunlar, onların demekte olduklarından uzaktırlar. Bunlar için bir bağışlanma ve kerim (üstün) bir rızık vardır.” (Nur Suresi, 26) ayetiyle bildirildiği üzere, müşrik erkekler müşrik kadınlara, münafık erkekler münafık kadınlara, mümin kadınlar da mümin erkeklere uygundur. Münafık ya da müşrik kadın ve erkeklerin ruhları zaten kapkaranlıktır. İki karanlık birleştiğinde, daha koyu bir karanlık ortaya çıkar.
Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azablandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür. (Fetih Suresi, 6)
Allah korkusunun ve sevgisinin yaşanmadığı bir evlilikte mutluluk ve huzur yoktur. Böyle bir evliliğin yaşandığı bir ev, adeta ahiretten önce dünyada cehenneme benzeyen bir ortamdır. Sürekli yalan söyleyen, birbirine oyun oynayan, taktik geliştiren bu kişilerin mutlu olması imkansızdır. Bulundukları ortamlar, sürekli oyun, yalan ve aldatmaların yaşandığı bir tiyatro sahnesi gibidir…
Onlarca ilaha kulluğa sürükleyen bu sistemi reddedip, Allah’ın sisteminde gerçek sevgiyi yaşayan kadın ya da erkek, evliliklerini Allah’ın hoşnutluğu üzerine kurmuşlardır. Samimi inananlar sonsuza kadar özgürlük içerisindedirler. Güzel ahlak gösteren samimi inananlar dünyada olduğu gibi, ahirette de en güzel karşılığı alacaklardır.
... Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O’nun Katındadır. (Al-i İmran Suresi, 195)
Fuat Türker, Sivil Düşünce
YORUMLAR
Yine muhteşem bir konu ve yazı.
Bir solukta okudum ve hak verdim.
Televizyonlarda eğitici proğramlar değil; kutu açma ve evlilik dümenleri var.
Bir profösere kelimesini yutturur, sözünü katlederler zaman dar diye.
Cahil çoğunluğun izleyeceği içi boş konulara satler ayırırlar her kanalda.
SENİ KUTLARIM. 10 numara.