- 477 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beðeni
ÝNSANOÐLU HER ANINDA VE HER ADIMINDA ÖÐÜDE MUHTAÇTIR
ÝNSANOÐLU HER ANINDA VE HER ADIMINDA ÖÐÜDE MUHTAÇTIR
Dün, (26.10.2010 günü) bir Hastanede “hastalara moral olsun” diye tertiplenen türkülü bir eðlence programý vardý. Bir Dernek adýna gerçekleþtirilen o programa ben de katýldým. Hastalar için çok eðlenceli oldu. Doktor ve hemþireler de, “böyle bir programa, en az hastalar kadar bizim de ihtiyacýmýz varmýþ” dediler. Hastalar, doktor ve hemþireler eðlence yönünden bu tür etkinliklere ihtiyaçlarýný ifade ettiler. Ben de bir türküde geçen sözlerden etkilenip bu eðlenceler yanýnda, bu tür öðütlere de ne kadar ihtiyacýmýz var diye düþündüm. Þahsýma öðüt veren türkü; “gel ha gönül havalanma, engin ol gönül engin ol, dünya malýna güvenme, engin ol gönül engin ol” isimli türküydü. Türküyü dinlerken çok etkilendim ve duygulandým. Dedim ki, “bu tür öðütlere ne kadar da çok ihtiyacýmýz varmýþ.” Þu içerisinde bulunduðumuz hayat, ne olduðumuzu ve ne olacaðýmýzý unutturuyor ve sanki dünyaya “çivi çakacak” gibi uzun emel taþýyoruz. Bir de kibir ve gurur denilen o meþum illet, Þeytanýn da dürtmesiyle her zaman baþýmýza bir beladýr.
O anda, hem hastalarýn durumundan ve hem de kulaðýmda yankýlanan o türküden ders ve öðüt aldým. Ýnsana gerek ki, her anýnda ve her adýmýnda ders ve öðüt alsýn. Ben çok þükür o dersi ve öðüdü aldým.
Evet, insanoðlu her adýmýnda ve her anýnda öðüde muhtaçtýr. Zira, dünyanýn binbir telaþý ve hengamesi bizi bir girdabýn içerisine çeker gibi alýp götürüyor. Ýþte bu tür öðütler o girdaplardan kurtulma için gereklidir. Madem dünyada insaný içine çeken girdap çoktur, öyleyse biz her anýmýzda ve her adýmýmýzda öðütlere muhtacýz ki, o öðütler girdaptan kurtulmamamýz için bir aðacýn kökü olsun ve o köklerden tutup da dýþarý çýkalým.
Bu tür öðütleri gönlümüze ve zihnimize nakþetmeli ve her adýmýmýzda uygulamalýyýz.
Ýnsan için gerekli en güzel ve en anlamlý öðütler Kur’an-ý Kerim’de mevcuttur. Bu öðütlere hepimiz sarýlmalýyýz ve yukarýdaki örnekte verilen “aðacýn köklerine tutunan kiþi gibi sýkýca tutunmalýyýz”.
Kur’an-ý Kerim’deki tüm öðütler insan içindir. Bunlar arasýnda bir üstünlük kýyaslamasý ve “þu daha önceliklidir” diye bir kýyaslama yapmam ve yapamam. Hepsi de ayrý bir öneme sahiptir. Ancak, Lokman Suresinin 13-19. ayetlerinde geçen öðütleri þahsým adýna çok çok önemli ve mânâlý bulurum. Bu öðütleri mümkün olsa “alnýmýn ortasýna çiviyle çakar” öyle dolaþýrdým. Herkes görsün ve okusun diye. Herkesin görmesi ve okumasýndan çok, elbette “nefsimin bu öðütlere daha çok ihtiyacý vardýr.” Bunun için, bu öðütleri mümkün olsa da, gözümün önüne “bir tablo hâlinde çaksaydým ve o tablodan bu öðütleri her zaman okusaydým” Bunlar mümkün deðil, ancak þu mümkün en az 15 günde bir, Lokman Hekimin Oðluna verdiði bu öðütleri Kur’an-ý Kerim’den okumak gerekir.
Zira, yaþadýðýmýz her anda ve her zamanda Lokman Hekimin Öðütlerine muhtacýz.
Gelin bu öðütleri mealen okuyalým: Hani Lokmân oðluna öðüt vererek þöyle demiþti: “Yavrum! Allah’a ortak koþma! Çünkü ortak koþmak elbette büyük bir zulümdür.” Ýnsana da, anne babasýna iyi davranmasýný emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düþerek karnýnda taþýmýþtýr. Onun sütten kesilmesi de iki yýl içinde olur. (Ýþte onun için) insana þöyle emrettik: “Bana ve anne babana þükret. Dönüþ banadýr.” “Eðer, hakkýnda hiçbir bilgi sahibi olmadýðýn bir þeyi bana ortak koþman için seninle uðraþýrlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüþünüz ancak banadýr. Ben de size yapmakta olduðunuz þeyleri haber vereceðim.” (Lokmân öðütlerine þöyle devam etti:) “Yavrum! Þüphesiz yapýlan iþ bir hardal tanesi aðýrlýðýnda olsa ve bir kayanýn içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çýkarýr getirir. Çünkü Allah en gizli þeyleri bilendir, (herþeyden) hakkýyla haberdar olandýr.” “Yavrum! Namazý dosdoðru kýl. Ýyiliði emret. Kötülükten alýkoy. Baþýna gelen musibetlere karþý sabýrlý ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiþ iþlerdendir.” “Küçümseyerek surat asýp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” “Yürüyüþünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini herhalde eþeklerin sesidir!” (Lokman Suresi, 13-19. Ayetler)
Evet tekrar ediyorum. Lokman Suresi’ndeki öðütlere hepimiz muhtacýz. Dünyanýn hengamesine kapýlmamalýyýz ve bu öðütleri her zaman hatýrlamalý ve uygulamalýyýz. Bu öðütler en az 15 günde bir okunmalýdýr.
Bunlarý okuduktan sonra, tefekküre dalmalýyýz. Öncelikle içimizi saf ve duru kýlmalý, riyadan kaçýnmalý ve ihlasa ulaþmalýyýz. Ýhlas içerisindeki bir kiþi, elbette mütevazi olur. Yürüyüþüne özen gösterir. Söz söylerken ne baðýrýr ne de sesini kýsar, orta derecedeki bir sesle konuþur. Ýnsanlarý dinlerken içten ve gönülden dinler. Ýyilikleri de sýrf Allah rýzasý için yapar. Böyle kiþilerin iyilikler hiçbir zaman zayi olmaz. Ýhlaslý kiþi, Ana Baba hakkýna sonsuz bir saygý gösterir. “Allah’ýn rýzasýnýn, Ana Babanýn rýzasýnda olduðu gerçeðini” asla aklýndan çýkarmaz. Tabi, burada þu hususu hatýrlatmak gerek, “Ana Baba’ya her durumda ve kayýtsýz itaat diye bir kural ve ilke yoktur.” Ana Babaya bir durumda itaat edilmez. O da insaný þirke çaðýran ve Allah’a isyaný emreden bir Ana Babaya asla itaat edilmez. Bu durumda bile, yine iyi geçinmek gerek.
Dünyanýn telaþýndan ve hayatýn girdabýndan kurtulmak için, ibadet ve taat içerisinde ve sabýr ve þükürle yoðrulmuþ bir hayat yaþamalýyýz. Tüm öðütlerin sýnýrýný çizdiði çerçeve bu olsa gerek. Vesselam.
Ahmet SANDAL
Þair Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapýlmamýþ.