HEMŞERİLERİME...
EĞRİSİYLE DOĞRUSUYLA
Merhabalar sevgili Ürgüplüler, değerli hemşerilerim…
Bugün sizlere seslenebildiğim ve yaşamı ortak duygularla sizlerle paylaştığım için mutlu olduğumu söyleyerek yazıma başlıyorum.
Mutluyum, çünkü doğup büyüdüğüm güzel Ürgüp’ümüzün güzel insanlarına, basın-yayın ve kültür alanında yıllardır yorulmadan hizmet veren bu güzide gazetesi ile sizlere konuk oluyorum ve umuyorum ileriki gün, ay ve yıllarda da birlikteliğimiz sürecek.
Bu girişten sonra kısaca sizlere kendimi tanıtayım ki, iletişimimiz daha damardan ve sağlıklı zeminde kurulmuş olsun: Bendeniz, Selanik göçmeni, - 6o yaş üstü olanlar çok iyi bilir ki özellikle sevgili büyüklerim Palancı Ahmet Kürkçü ve Bahri Öney amcalar, Ahmet Bilir ağabey, değerli milletvekilimiz Sn. Cemal Seymen v.b babamı iyi tanırlar- bir dönem Ürgüp’te, köylerinde ve Nevşehir’de İnşaat ustası dendi mi akla ilk gelen ustalardan biri olan rahmetli Elmas Usta’nın oğluyum ve emekli banka müdürüyüm.
1968 de orta okulu bitirdikten bu yana gerek tahsil, gerekse de iş yaşamım nedeniyle sürekli gurbette kaldığımdan, sizlerden ve memleketimden de ayrı kalmış oldum… Tabii bu sebeple de, güzel Ürgüp’ümüze ve sizlere dile kolay 41 yıl ve 1771 sayıdır yılmadan ve yorulmadan hizmet veren “Peri Bacaları Diyarı Ürgüp Gazetesi” ve değerli kurucuları ile, bu güne değin tanışıp, sizlere yıllar önce naçizane şiir ve yazılarımla ulaşma fırsatını kaçırmış olduğum için kendime az kızmıyorum da! Gazetemizin kurucu ve emekçilerine hiç olmazsa ve de geç de olsa bugün, ilçemiz yayın hayatına katkılarından ötürü huzurlarınızda teşekkür edeyim de bir borçtan kurtulmuş olayım.
Değerli hemşerilerim her yıl olduğu gibi bu yılda, sebze, meyve ve yerli ürünlerin en bol olduğu ay olan Eylül’de hasret gidermek üzere memleketime gelip, istemese de ömrünü sıla hasreti ile geçirmeye mahkum biz gurbetteki Ürgüplüler için ruhen doyurucu, rüya gibi bir on beş günü aranızda geçirmek nasip oldu. Bunun için çocukluk anılarımla dolu her bir köşesi, kayası, sokağı, ayakta kalmış çeşmeleri ve siz değerli insanları ile memleketime teşekkürler ve tanrıma şükürler diyorum…
Bu sürede anne, baba ve ebediyete intikal etmiş tüm büyükler ile arkadaşlarımı istirahat gahları başında defalarca ziyaret etmek de yaptığım en güzel şey oldu… Hepsi nur içinde yatsın.
Yine aklıma gelip de yaptığım en güzel işlerden biri, baba evimizin 2 kapı ötesi kapı komşumuz; yaşayan tarih, Ürgüp’e elektrik işlerinde büyük emeği geçmiş, Kore Gazisi, çok değerli insan ağbimiz, Sn.Nafi Hastürk’ü ziyaret etmem oldu. Beni dinleyip, edebiyatla ilgilendiğimi öğrendikten sonra da, burada yazmamı salık veren de Nafi Ağbi oldu. Kendisine teşekkür ederim.
Bu kadar güzelliği anlattıktan sonra, bu haftaki yazı konusu olarak da, son yıllarda bence dünyada yaşanan en güzel olay olan, Şili’de 69 gün 700 metre yerin altında yaşadıktan sonra, hümanist Şili yönetiminin ve Cumhurbaşkanlarının üstün çabaları sonucu tekrar hayata kavuşturulan 33 madencinin kurtuluşlarını seçtiğimi söylemeliyim.
Keşke bizde de bu tür yüksek emellere dönük yüksek çabalar gösterildiğini görebilsek… keşke bizdeki madenciliğin fıtratında da ölüm değil; insana değer, teknolojiyi kullanma, kardan önce insan için tedbir almayı düşünme ve bu tür kurtuluşlar olsaydı!
Kalın sağlıcakla değerli hemşerilerim… 14.10.2010
Saygılarla.
Yalçın Öner
YORUMLAR
Merhabalar Yalçın Bey,
Geçtiğimiz iki yıl boyunca yaşadığım Ürgüp'ü misafir etmişsiniz sayfanızda. Hassaten teşekkür etmek istedim. Sayın Gamze Toybıyık vasıtasıyla, yaşadığım dönemde benimde Ürgüp'ün yerel gazetesinde şiirlerim yayınlanmıştı gerçek ismimle. Döndükten sonra ihmal ettim. Bilvesile yeniden çalışmalarımı göndermeyi sürdürmeliyim diye düşündürdünüz. Sevgilerimi gönderiyorum Ürgüp'ün taşına toprağına. Saygımla...
Ürgüplü
Yazınızdan anladığım kadarıyla şimdi Ürgüp'te yaşamıyorsunuz.
Sanırım memur ya da öğrenciydiniz ve ayrıldınız.
Ürgüp'ü sevdiğiniz için özellikle svg. ve syg.