NEDEN SEN
NEDEN SEN
Dün yağan yağmurun ardından ıslak bir toprak kokusu kaplamış İstanbulu
Bu sabah hava bugün sanki bir başka
doğan güneşi selamlıyor Beşiktaş tan Adalara doğru esen bir rüzgarla ve ben bu sabah birden durdum Beşiktaş iskelesinde çektim arabayı kaldırıma ceza yazarlarsa yazsınlar dedim oturdum dün akşam yağan yağmurdan ıslanmış ve hala kuramamış banklardan birine denize baktım geçen vapurlara vapurdan simit atanların simidini kapmak için yarışan martılara, koşan insanlara ve sanki bir kartpostal gibi senin o güzel yüzünün arkasında boğaz köprüsünü düdük öttürerek giden vapurları ,emektar galata köprüsünü ve yedi tepeli kentin muhteşem Sultanahmet camiini gördüm seni düşündüm içime bir huzur doldu neden içim bu kadar huzurlu biliyormusun neden bu kadar mutluyum biliyormusun yaşamdan bu kadar zevk almamın nedeni ne biliyormusun sen senin varlığın seni düşünmek seni düşünmekten büyük bir keyif alıyorum
Hep seni beklemişim hep seni aramışım başka yüzlere başka kollara sen diye sarılmışım milattan evvel diyorum ne kadar eski geliyor bana senle tanışmamız bana seviyorum demeni milat kabul ettim ben hiç bir kimse sana benzememiş senin gibi olamamış hiç birine o tatlı sesleri ne o tatlı gülüşleri onlar sadece bir hayalde kalbi ruhu olmayan birer hayal çok kızdım dün akşam kendime seni yeterince anlamadığım için kendime
İnan bir tanem bir gün karşıma çıkacağını biliyordum çıktın işte
Şimdi çok huzurluyum mutluyum
Yepyeni tadını bile ilk kez duyduğum şeyler yaşıyorum bunun tek sebebi sensin
Onun için bir tanem seni çok seviyorum
Seni huzur bildim yıllardır aradığım mutluluk bildim .Bizim birlikteliğimizin tek sebebi huzur. Etraf kendisini birbirine aşık zanneden insanlarla dolu.1 ay sonrada birbirini yiyen insanlar Ama biz senle çıkarsız,menfaatsiz arkadaşlığımızı dostluğumuzu beraber huzuru yaşıyoruz Demişsin son yazında bırak her şeyi bağışla bir yerlere sadece gel bana benim riyasız çıkarsız olduğumu gör hep derdim tüm yazılarımda vurgulardım benim kelimelerimin zenginliği yanında fakir kalırdı bu cümle şimdi önem kazandı derdim ki hep ben yakışıklı, karizmatik , paralı ,kültürlü sosyal olacağıma kel ,şişko ,işsiz , kaba saba. bir adam olsam ve beni o öyle sevse beni o halimle seven saygı duyan kızın kölesi olurum derdim.
Kimse anlamaz satır aralarında bu isyanlarım ve dileklerim kaybolur giderdi .Bak yazıyoruz konuşuyoruz senle sen Ankarayı anlatıyorsun bana benim altı yılımın geçtiği ilk kez aşık olduğum ilk kez kalbimin çarptığı ilk kez mutluyum dediğim Ankara yı sonra beni çok mutlu edenleri kaybedip bi rdaha sadece iş için geldiğim ve anında İstanbula döndüğüm Ankayı ı şimdi Ankara yı yine seviyorum gelmek hatta işi gücü bırakıp oraya yerleşmek istiyorum, ben den çok uzakta o kara güzel gözleri göremedim bugün yine içimdeki o his ne güzel baktığını söylüyor o gözlerin ta kalpten çıkıp bakıyor bana bakmaya doy deyip içimi eritiyor sen çok önemlisin diyor o gözler den süzülen bakışlar Şimdi bıkkın dertli gibi konuşuyorsun benle gidiverirsen ben ne yaparım şimdi sensiz kaç gündür senle uyanıp senle uyuyorum kaç gündür 24 saatimi dolduran bir tanemsin
Bak aşık olmak çok kolay bak yollar dolu beğen beğen aşık ol o kadar çok ki bu yaşamda ama arkadaşlıkla huzur bulmak o kadar zorki hep aşık olduğumuz insanların huzuru veremediğini görünce çok üzülsekte bitirmedikmi aşkı şapşal adamın biriyim ben ben çok anlamam bu güzel sözlerden çok bilmiş zannediyorsun beni değilim ne zaman tanımıştım seni o günden bugüne bir öğrettiklerine baksan ben hiç birşey bilmiyormuşum insan kalbini nasılda şartsız açıveriyormuş 100 lerce km uzaktan her gece seni düşünüp uyumanın huzurunu bilirmisin sana sarılıp saçalarının kokusunu içine çekmeyi bilirmisin sabaha kadar uyumadan seni düşünüp sabah ezanını duyup azıcık için geçip uyuduktan sonra kalkıp sanki hiç düşünmemiş gibi yeniden düşünmeyi bilirmisin sen işe gidip o karmaşa telaşe arasında küçüçükte olsa anlar yaratıp arkana yaslanıp seni düşünmeyi bilirmisin sen gidecek gibi konuşuyorsun bazen bıkkın üzgün yorgun git bırak beni senin yokluğun ben den gitmeyecek ki ben gideceğim benden ve kaybolacağım. Neden hep sen gidiverecekmişsin gibi bir korku var içimde neden tam elimi uzatıp senin elini tutacakken seni kaybedeceğim korkusu içimde ben korku nedir bilmedim ki hiç ne aşkta ne işte üstüne üstüne gittim hep şimdi korkuyorum seni üzecek yanlış bir iş yapacak seni kıracak diye ödüm patlıyor sana kıyamam ben seni incitemem ben kendimden bile sakınıyorum seni
İkimizde huzur istiyoruz kimselerin sorumluluğunu istemiyoruz
Sen benim için huzursun anla sesim sana ulaşamıyor çok uzaktasın gitme bırakma beni zaman ver acele etme ki sana göstereyim huzurlu bir aşkın ne olduğunu yüreğin titriyor biliyorum kal ve mücadele etki gösterelim İşimiz zor engeller var manialar var yollar dikenli pat diye bugün aşamayız bunları ama aşarız elini elime verirsen ben o eli hiç üşütmem ve bırakmam ve sonunda cümle aleme huzurlu bir aşk nasıl olurmuş şimdiki gibi saklamadan bağıralım ama acele etmeden sindirererek kaybetme risklerini ortadan kaldırarak hep mutlu yaşayacak şartları hazırlayarak , her anın tadını çıkararak
Bizim yüzümüzden kimseleri üzmeden hep hedefli programlı ama sonunda mutlu sona varalım ne kaldı şurada
Dinledim seni daha başka bir şey deme
Senden başkası yalan
Bu huzur senle geldi bana bırak kalsın anladınmı şimdi
Neden sen.? Kara gözlüm neden sen ?Anladın mı şimdi.
YORUMLAR
Sayın Kartals, eserlerinizde noktalama işaretlerini kullanmıyor olmanız okumayı oldukça zorlaştırmakla birlikte okur bunu kendine sunulan eser için yazarın okura duyduğu saygısızlık şeklinde anlayabilir. Dili kullanma yeteneği kadar imlaya dikkat etmek, edebiyat eserleri için ciddi önem taşır. Çok özgün çok kıymetli bir eser verdiğinizde bile okur sizinle olmayı reddeder. Beni anlamıyorlar dinlemiyorlar diye düşünür pek çok eser sahibi bu yüzden. Halbuki asıl mesele, ortaya konulan esere öncelikle yazarının önem vermediğini görmüş olmasıdır.
Şiir yazıp yazmadığınızı bilmiyorum. Ama şiir de yazan nesircilerin yaşadığı durumu yaşıyorsunuz. "Beşiktaş iskelesinde çektim arabayı kaldırıma" bu cümle "Beşiktaş iskelesinde kaldırıma çektim arabayı" şeklinde düzeltilmeliydi. Kelimenin yanlış yerde bulunmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu var. "Bu sabah hava bugün sanki bir başka" bu cümle de "Bu sabah hava sanki bir başka" denilip bırakılmalıydı. Bu sabah dedikten sonra yeniden aynı cümle içinde bugün kelimesi kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olmuş.
Çalışmalarınızda başarılarınızı diliyorum. Saygımla...
asran tarafından 10/27/2010 9:45:06 PM zamanında düzenlenmiştir.