- 779 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TARAF OLMAK
Taraf olmak ama neye ve nasıl? Takım tutarcasına mı yoksa hak ve hukuka uygunluk nokta’i nazarından mı taraftarlık? Hakka, hukuka ve insan haklarına uygunluk taraftarlığımızın nokta’istinadı olursa sonucunda tahammül, saygı, sevgi, anlayış, duygudaşlık ve hoşgörü gelişir. Taraf olmamızın nokta’i istinadı Takım tutma şeklinde tezahür ederse kuvvetle muhtemeldir ki ‘taraf olmayan bertaraf olur’ anlayışı hâkim olur.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 Tarih Ve 217 A(Iıı) Sayılı Kararıyla ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Türkiye’de Bakanlar Kurulunun aldığı kararının 27 Mayıs 1949 Tarih Ve 7217 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanması ile yürürlüğe girmiştir.
İmza koyarak taraf olduğumuz ve bağlayıcı olan İnsan hakları evrensel beyannamesi şu girişle başlar; İnsan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksulluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak kabul ve ilan etmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğu vurgusunu yapmıştır. Bildirgenin tamamı dikkate alındığında, insan haklarına tahakküm değil, insan haklarının teminat altına alınması anlayışının egemen olduğu açıkça görülecektir.
Beyannameden hareketle bazı maddeleri nazarı dikkatlerinize sunmak istiyorum.Beyannamenin; ;
3. Maddesinde; Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır, 5.maddesinde; Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez,
18.maddesinde;- Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkı vardır, 19.maddesinde; Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar,
21/2.maddesinde; Herkesin ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı vardır.
26/1. Maddesinde; Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. Yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır. Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içer.
Yukarıdaki maddeler, insan hak ve özgürlükleri bağlamında avurtlar kabartılarak yapılan tartışmaların ne kadar yersiz olduğunu gözler önüne sermektedir. Temyiz kudretine haiz yetişkin bir insana hala saçını, sakalını şöyle uzat, şöyle tara; giysilerini kısalt, uzat veya başını örtme, yarım ört veya kapat; böyle düşünme, şu şekilde düşün; şunu yapma bunu yap nevinden dayatmaların, abesle iştigal olduğuna ruhu canımla inanmaktayım. İnsana yapılan haksızlıklarda, insan hakları ile ilgili düzenleme yapılamaz, teminat altına alınır. Yaratılırken doğuştan getirdiğimiz haklarımızı düzenlemelerle kısıtlamak, mevlanın verdiği hakları elimizden almak anlamına gelir ki bu hal insanın varlığına yapılan müdahaledir. Haklar anlamında bir kısıtlamadır.
Herkesin üzerine, demokratik hakların kullanımında görevler düşmektedir. İnsan hak ve özgürlüğümüze müdahale edilmeden, bir başkasının insan hak ve özgürlüğüne de müdahale etmeden karşılıklı anlayışı temin etmek zarurettir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.