sahte aşklar yargılanıyor..................
Hüzün 1. Kalb Mahkemesi"ne
Esas no :2010/123
Celse :
Celse Tarihi :22/10/2010
Hakim :Vicdan 5643
Katip : Zaman 4879
Belli gün ve saatte celse açıldı.Katılanlar davacı Fatma( gerçek aşık)ile sanık günü birlik aşk yaşayan Ali hazır,başka gelen yok açık duruşmala devam olundu.
Davalı Fatma :
_ Ne çok ’Seni seviyorum’larımız var. Her yere yazıyoruz. Herkese söylüyoruz. Her zaman kullanıyorsunuz. Sevgimizden çok ’seni seviyorum’larınız. ’Sen’ diye hitap edebildiklerimizden bile çok. O kadar kısa ki sevgilerimizin ömrü, ard arda ekleseniz dahi, kelebek ömründen kısa kalıyor.
Sevgimizi saklamıyoruz güyya. Ama sevgi ile olan mesafemizin uzaklığını ’Seni seviyorum’larımız ele veriyor. Ortaya ’çok’ ekliyoruz, ’gerçekten’ ekliyoruz. Başına ve sonuna mahzunluk ekliyoruz. Ekliyoruz ki, milyonlarca ’Seni seviyorum’dan farklı olsun bizim söylediğimiz. Ama olmuyor.
Herkesi ’Seni seviyorum’ demeye davet ediyoruz. Suç ortağı arıyoruz. Ancak herkesin maske takmasıyla hayatı maskeli baloya çevirip, vicdanımızı rahatlatmakda bir nevi rolü oluyor.
Sadece bizim ve sahte sevgilini değerini düşürmüyoruz. ’Sevme’nin değerini de yerle yeksan ediyoruz. Öyle bir cümle kuruyoruz ki, ’sen’ gerçekten ’sen’ değil, başkalarını kastediyoruz. ’Sevmek’ gerçek ’sevmek’ değil, başka duyguları anlatıyoruz. Birinci tekil şahıs eki de bizi anlatmıyor, belki başka yüreklere tercüman oluyoruz. Kalp şekillleri arasında olması neyi değiştirir ki? Taş gibi soğuk. Gülümseyerek söylememiz ne farkeder ki? Takım elbiseden daha resmî. Buğulu gözlerle telaffuz etsek ne yazar? İçten olmadığı besbelli.Aşikar sevilmediği.
Tamam, yüreğimizde bir yerlerde sevmeye karşı bir iştah, bir açlık var. Ama, bu açlığın reçetesi bol bol ’seni seviyorum’ demek mi? Kalp resimleri mi? Hüzünlü şarkılar mı? Ayrılık ağıtları mı? Dağlara, taşlara yazdık ama yine de sevmiyoruz, değil mi? Sevginiz tükeniveriyor... Kalmıyor... "Sevgim bitti, hâkim bey" diyoruz bükük bir boyun ve kısık bir sesle. Tutunamıyor kalbimiz, böyle kaygan zeminlerde, böyle küçücük maskelere, böyle acemice...
’Seni seviyorum’larımız bol, herkese yetip de artacak kadar bol. Ama ’seni seviyorum’larımız bol, çok bol geliyor sevgimize.
Belki dil ile değil kalp ile söyleme vakti gelmiştir.
Sözüm, gerçekten sevenlerin meclisinden dışarıdır .
gordion (gül özkan)
YORUMLAR
İlginç bir tarz deniyorsunuz. Karşılıklı konuşmalar halinde biraz daha sürseydi ya da karşı tarafında savunması alınsaydı mesela ve sonra Hakim bir karara bağlasaydı yahut başka bir celseye erteleseydi davayı. Davalı Fatma konuştu ve konuşması biter bitmez perde indi. Eksik kaldı bana kalırsa.
Cümle seçimleriniz, minik harf hatalarının dışında son derece başarılı. Akıcılığı sağlayabilmişsiniz. Tebrik ediyorum. Saygımla...