- 977 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ortak Dil
Ortak Dil
Günümüzde “ana dil” mücadelesi verenler, sonradan öğrenilen yani bebeklik ortamında öğrendikleri dili “ana dil” sanıyorlar. Oysa ana dil, evrensel insan dilidir. Yani nasıl ki hayvan ve bitkilerin kendi türlerinin arasında bir dili var insanın da öyle bir ana dili var. Bu dili unutan insanlar farklı dillerle anlaşmaya çalışıyorlar. Ne kadar anlaştıkları ortada…
“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir” Mevlana
Bütün insanlığın her yerde ortak kullanacağı bir dil belki esas dil olabilir. İletişimi de kolaylaştırır. Ama unutulmamalı ki dil ile sadece sınırlı bir anlaşma söz konusu. İletişim başka anlaşmak başka yani… Anlatmakla anlamak konusu önemli. Her anlatılan acaba anlaşılıyor mu?
Dünya’da kabul görmüş diller evrensel dile aday olabilir mi? İngilizce veya İspanyolca gibi…
Sonuçta bu dilleri de sonradan öğrenenler tam kullanamıyacak. Tam kullananların dahi anlatmak istediğini tam anlayamayacak büyük kitleler. Çünkü anlaşmak için dil yeterli değildir. Duygu aktarımı da olmalıdır. Duygular nasıl aktarılır? Soyut şeyler smbollerle aktarılır. O halde duyguları temsil eden sembol dili de kendiliğinden oluşuyor. Bilgisayardaki ikonlar gibi. :) , :( , <3 …
Asıl olan “ortak akıl” yani insanların hepsinin bir havuza biriktirdiği, ilk insandan günümüze kadar yazılı veya sözlü gelen her türlü bilgi ve nakli şeylerdir. Bunlar teknoloji, felsefe, din ve toplumsal konularda olabilir. Hatta kutsal kitaplar, büyük felsefe üstatlarının görüşleri, masallar, efsaneler bile bu kapsamda… Ortak akıl havuzunda birikenleri insanlar özgürce kulanabilir, kullanmalı. Burada şu sorun her zaman karşımızdadır. Ortak akılın önünde engeldir yani. Dil, din ve ırkçılık. Ortak dilin kullanılmasına dil konusunda tutucu olanlar karşı çıkar. Ortak akılın kullanılmasına din ve felsefe alanında kendini otorite görenler karşı çıkar. Irkçılar ise zaten ortak olana karşıdır…
Duygular madem söz ve sembollerle yeterince anlatılamıyor. Devreye direk ruhsal iletişim girmeli…Telepati yoluyla anlaşanlar direk duygu aktarımı yapabilirler. Söz ve sembole de gerek kalmaz.
Sonuç olarak ; din, dil ve ırksal tutuculuk insanları geriletiyor. İletişim konusunda ise duyguların aktarımında sözler yetersiz kalıyor. Semboller dahi bir yere kadar. O halde insanlık kendi özünü bulmak zorunda anlaşmak için. Dünya’nın farklı yerinden getirilip buluşturulan iki kedi dahi insandan daha kolay anlaşabiliyorsa insanlık kendi arasında anlaşmanın yolunu bulmalıdır.
Selamlar,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.