Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Göktürkmen
Göktürkmen
@gokturkmen

EDEBİYAT ve OTORİTE ÜZERİNE

24 Ekim 2010 Pazar
Yorum

EDEBİYAT ve OTORİTE ÜZERİNE

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1385

Okunma

EDEBİYAT ve OTORİTE ÜZERİNE

EDEBİYAT ve OTORİTE ÜZERİNE

Ezilmişliğin bin yıllık acı iniltilerini çıkaran Doğu kafası, yine düşünme organını kâlp olarak belirtip gitmiş.

Mana derken, anlam demeyi zül addetmiş. Bu kadar savruk ve dağınık...

Dayanakları bölümsel, yani dinsel bakış.. ötesini bilemiyor.

Hep söylüyorum kızıyorlar; insan kalp değil, kâlp sahibi olmalı diye…

Kalp edebiyat, kâlp/b(i) edebiyat değildir, demek ki !

Edebiyat’ı üst yapı bir dinsel dayatma ve doğmalar bütünü olarak önermiş.

Bilmiyor ki, bütün parçalardan veya bölümler bütündendir.

Dinsel söylemliliğinde bir toplumsal yapısı ve bu içeriğin de bir sınıfsallığı var.. düşün(e)mez, bence işine gelmiyor...

Birileri onun adına düşünmüştür, bunu yeterli ya da kâfi görür veyahut, bilemiyorum artık...

Mesela, hep getirip getirip dayadığı dinsel sembol ve olaylardaki sınıfsallığı dahi görmez, az Edyaniyat (Dinler Tarihi) bilse bunları yazmayacak !

Neden Birtengri’nin Saygın Elçisi Muhammed Yalavaç: Kureyş’in en yoksul ve karabudun aşireti olan "Haşimi" kabilesinden çıkmıştır?

Buradaki hikmeti, "mana"yı, anlamı anlamaz, anlamaya zahmet buyurmaz !

Bakar mısınız bana, neler de diyorum "anlamı" anlamak...

Güzel bir önerme olur bundan sanırım.

Yine, niye O’ndan ( peygamberden) sonra gelen Hilafe-i Raşidin dizgesindeki ilk üç kişi, Kureyş’in daha üst sınıfsal yapılardan gelmiştir?

Buna bağlı olarak Osman ve Muaviye çizgisi ile ayrışmış, bölünmüş sunni ve şii İslam’a sebebiyet vermiş El Ümeyye veya Emeviye ile Hz. Peygamber- Hz.Ali çizgisindeki El Haşimiye arasındaki sınıfsal çelişkiyi görmez, belki de göremez, kimbilir?

Niye Hz. İsa’sı, Hz. Musa’sı hep ezilmişlerden seçilmiştir?

Niye Birtengri dinleri hep zalimlere ve ezenlere haddini bildirmek için indirmiştir?

Herşeyi (anlam) manadır. Tekildir, bölümdür...

Ama ben sanmıyorum ki, basit çöl urban estetiği ile tüm dünyayı ve olanı biteni de açıklayabilsin...

Oysa, "mana" dizgenin öncül bir elemanıdır.

Önemliliği; bulunduğu dizge veya sıralamadaki, kendinden evvel ve sonra gelen (kavram ve tanım) elemanlarca belirlenir.

Ben, oturup, önemli ile öncül arasındaki soyutluk ve somutluğu dahi -düşün-sediğini sanmıyorum, kuvvetle muhtemel -duyum-samayı yeterli görmüştür.

Anam/atam böyle yapardı, öyleyse bu nedenle ben de öyle yaptım yaklaşımı ise, kendilerine uygundur: Nakli ve taklidi Eş’ari şafiliğin edebiyata yansısını vurgulamak istiyorum.

Annem makarnayı böyle yapardı, öyle yapmalı (mı) , şehyhim, pirim bunu böyle yapardı, böyle yapmalı (mı) ya da üstad bunu böyle yapardı, öyleyse bizde hadi şöyle yapalım gibi bir muâllak sonuçlamada bırakılmışlığı da, bendeniz bu kadar açıklama yapılarak bırakıyorum izninizle...

Yeterli midir peki?

Düşünsenince ve duyumsanınca çıkacak sonuçlar farklı gibi görünüyor ?

Kuralları ihlal etmeye veya bazı şeylere isyan ederek değiştirme (inkılap/devrim demektir) meselesine gelince ?

Keşke bunu yapabilseydiniz; ama bu doğal, dinsel, sosyal, tarihsel ve edebi yasaların dizgelerini fütursuzca hiçe saymak mıdır peki ?

Bu konu, üzerinde önemle düşünmeden verilecek bir isyankâr tepkinin, arabesque edebiyatı basitliğinde de olamayacağını, bilebilmektir öyleyse...

Edebiyat sadece ve her şeyi "mana" ya indirgemek değildir, hiç bir şey de; tekil ya da tikel öncüllük ve önemsemelikte değildir...

Yine hiç bir şey; bölümden ibaret sanılmamalıdır, bölümler diğer bölümlerle birlikte tümel anlamda bir bütünselliğe erer. Tamamlanırlar.

Demek ki, düşünsel dizge elemanı olan "mana" ya da anlamın, dahil olduğu düşünsel dizge sıralamasındaki, kendinden önce ve sonra gelen bütünselleyici diğer kavramsal dizge elemanlarına da bakmalı !

Neydi bunlar; algı ve kavram...

Demek ki, dinseli sadece üstyapıcı bir kıssa-hisse edebiyatçılığı sanmamalı !

Dinselinde içinde bulunduğu toplumbilimsel dizgenin, temel/çelişki elemanı olan sınıfsallığa da bakılmalı.. zamanemiz asal/çelişkisi olan ulusallığa da bakılmalı !

Hepsinden önemlisi, ’Edebiyat’ın bütün anlamlardaki toplumsal amacını ölçütlerken, bütünsel olarak taklitçi ve sömürge tipi mi, yoksa özgün ve özgür bir içerikle vucut bulmuş bir durum ve konumda olup olmadığına bakılmalı !

Ondan sonra "allame-i cihanlık" ile "kamus-u ahkâm"lıklar eylemeli...

A.Kutlu Ayyüce
Göktürkmen

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Edebiyat ve otorite üzerine Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Edebiyat ve otorite üzerine yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EDEBİYAT ve OTORİTE ÜZERİNE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
19.11.2010 10:37:36
...

"bölümler diğer bölümlerle birlikte tümel anlamda bir bütünselliğe erer. Tam(am)lanırlar."

...

"Hepsinden önemlisi, Edebiyat’ın bütün anlamlardaki toplumsal amacını ölçütlerken, bütünsel olarak taklitçi ve sömürge tipi mi, yoksa özgün ve özgür bir içerikle vucut bulmuş bir durum ve konumda olup olmadığına bakılmalı !

Ondan sonra "allame-i cihanlık" ile "kamus-u ahkâm"lıklar eylemeli..."




özgün özgüre yol aldıkça varoluş...:)
kutladım yürekten hayata kattığınız eşsiz özgün güzellikleri A.Kutlu Ayyüce Göktürkmen dost....
sevgim saygımla hep selamlar...




Mehmet ORTA
Mehmet ORTA, @mehmetorta
24.10.2010 23:56:11
tebrikler..sevgimle..
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
24.10.2010 16:31:34
İlginç bir yazı okudum.

Bir şeye isnat yazılmış.

Keşke mukayese cümleleri ya da paragrafları olsaydı.

Yine de yazıdaki fikirler gayet derinlemesine ele alınmış. Dava sıkı savunulmuş.

Yazarın konuya hakim bir tarzı var.

Fon ve yazı biraz uyumsuz gibi. Gözüm yoruldu.

Baki selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.