YOLUMUZU AYDINLATAN "GÜNEŞ Tİ " EBEVEYNLERİMİZ
Öyle hissediyorum ki değerli dostlarım, doğduğumuz gün Annelerimiz avuçlarımıza birer taze güneş kondurmuştu. “Bütün enerjinizi bundan alacaksınız! Yaşamınız boyunca gelişmeniz, adam olmanız, tüm iyilik ve güzelliklere aşina insanlığınız bu güneşi sıkıca tutup kavramanıza, onu ellerinizden kaçırmamanıza bağlıdır” demişti sanki. Bu nedenle, erişkinliğe adım attığımız günlerde de, “Anneler – babalar evlatlarının önünde bir güneştir” sözleri çınladı kulaklarımda. Hergün yeniden hatırlıyorum, gelişip adam olmamız için çırpınan, gerçekten de bir güneş gibi hep önümüzü aydınlatan rahmetli ebeveynlerim ve bu özlü sözlerinii.
Bu günün ebeveynleri artık o güneşlik görevlerini yapamıyor, maalesef ebeveynlik rollerini oynayamıyorlar. Böyle söylüyoruz diye tüm ebeveynler darılıp kızmasınlar. Sözümüz görevlerini unutanlar içindir, elbette bunda günlerin getirdiği olumsuzlukların, imkansızlıkların payı da vardır.
Ebeveynlerimiz “Güneşlik” görevlerini gerektiği gibi yapabilseydiler, bu denli acımasız ve duyarsız insanlar yetişmezdi bu toplumda. Kedi, köpek, kuş öldürmeleri de, insanları öldürüp konteynırlara, derelere, ormanlara, denizlere, hülasa rastgele her yere atmak gibi feci olaylar bu denli yoğun yaşanmazdı. Bunların korkunç acımasızlık ve insanlıktan çıkmışlık örnekleri olduğunun farkında olunurdu. Giderek artıyor bu acımasızlık ve bilinçsizlikler.
DAHA DA ACISI ŞUDUR Kİ; TOPLUMU YÖNETENLER BU KORKUNÇ BOZULMA VE YOZLAŞMAYA MAALESEF KAYITSIZ KALIYORLAR. BU VE BENZER BİR ÇOK KÖTÜYE GİDİŞİ ADETA ÖTELİYORLAR. HAYLİ ZAMANDIR BU KONULARA DİKKAT ÇEKİYORUZ, İRKİLİYOR, DEHŞET İÇİNDE KALDIĞIMIZI HAYKIRIYORUZ, AMA YETERİNCE ETKİLENEN, DUYUP DA DÖNÜP BAKAN ETKİLİ VE YETKİLİ YÖNETİCİ GÖREMİYORUZ.
Böylesine bir duyarsızlık, toplumsal çöküşün başlıca sebebi ve nedenidir. Ekonomik çöküntüler, hak ve hukukların tayininde ve dağıtımında adalet gözetilmemesi, bireylerin ekmek parası kazanacak bir işlerinin olmaması, insanların birbirlerine ve yöneticilerine güven duymaması, devlet varlığının ve gücünün hissedilmemesi, suç işleyenin, gerektiği gibi cezalandırılmaması, mütecavizlere, hırsızlara, kuralsız yaşama yanlılarına cesaret vermekte, adeta suç işleme imtiyazı sağlamaktadır.
Politika ve siyaset bezirganları, kafalarının içindeki gizli gündemleri gerçekleştirmek için bütün bu olumsuz gidiş ve sakıncaları, daha da kötüsü korkunç gidişi ve çöküşü görmezden, duymazdan geliyor imajı veriyorlar, topluma ve bireylerimize.
Sanki bu ülke de doğmadılar! Bu ülke toprakları ecdatlarımızın kanları ile sulanmadı! Bu ülke nimetlerinden ve imkanlarından yararlanarak bu günkü imkan ve mevkilerine kavuşmadılar. Bu ülke insanları sayesinde, makam ve mevki sahibi vekil, bakan, başbakan, olmadılar. Bu ülke insanlarının güvenleriyle
EN ETKİLİ VE YETKİLİ SAYGIN GÖREVLERE GETİRİLEREK, ÜLKE SORUNLARININ ÇÖZÜLMESİ için,
MAĞDUR OLMUŞ TÜRK İNSANLARININ MAĞDURİYETLERİNİN GİDERİLMESİ, ÇAĞDAŞ BİR TOPLUMUN OLUŞTURULMASI İSTENMEDİ Mİ BİZİ YÖNETTİKLERİNİ SÖYLEYEN YÖETİCİLERİMİZDEN?
KEMAL POLAT
YORUMLAR
Çok teşekkür ederim değerli dost Serpil Vural hanım. Her zaman duyarlı ve değerli Toplum sever bir insansınız. Yerginiz de, övgüleriniz de gerçekçidir, dobra - dobra ve fakat kelebek narinliğinde.
Ne kadar güzel ve anlamlı, aynı zamanda tutarlı, tamamen gerçeklerle bezeli bir yorum yapmışsınız deneme yazıma. Size takdirlerim, düzeyli insani sevgilerim sonsuzdur.Yetkin Şairliğinizle, kendini mükemmel geliştirmiş bir çağdaş ve erişkin saygın kadınımız olarak bu saygı ve sevgilerin çok daha fazlasına layıksınız.
Serdettiğiniz önemli ve gerçek fikir ve düşünceleriniz, toplumumuzun bu günkü durumunu adeta devasa bir aynada gösterircesine seyrettirip düşündürüyor bizleri. Ne kadar doğru teşhisler koymuşsunuz. Yurtdışında olmanıza rağmen ne kadar insan ve toplum canlısı ve duyarlısınız ki, toplumumuzun içinde bulunduğu kaotik ve sakıncalı durumu oralardan görüp takip ediyorsunuz, bunları düşünmek ve dile getirmek sorumluluğunu hissediyorsunuz, ne mutlu size, özge insanlığınıza değerli dost.
Lütfen şu sözlerimi ayıplamayınız: Sokakta gezinirken gencecik 20 li yaşlarda , hatta daha da aşağılarda her on genç kadınımızın henüz kızlık çağını yaşaması gereken, "hamile " olduğun görüyoruz. Bir ülkede bu yılda asgari % 5 - 10 doğum olayı demektir. Nüfusa artış etkisi de hiç bir surette % birin altında olmaz.
Bu durumda 75 milyonluk Türkiye nüfusuna yılda asgari yedi yüz elli bin insan ilavesi demektir ki bunun beş yıl sonraki toplamı üç buçuk milyon insan artışı demektir.
Böylesi bir nüfus artışı ve yoğunluğu oranı sanırım HİNDİSTAN da bile yoktur. Görüyorsunuz değil mi, Serpil hanım bizdeki ebeveyn sorumsuzluğunu?
Bunun için gündeme taşıdım; ülkemizdeki Ebeveynlerimizin sorumluluk konusunu.
Hadi bunu ebeveynler düşünmüyor, şaşkınlık ve bunalım içindeler, belki anlaşılır sorunları ve problemleri, değişimin kırbaç etkisi var diyelim; "olmaması gerekir ya" bir ülkeyi yönetenler düşünmezler mi bu korkunç sakıncayı? Üstelik doyuramıyor, eğitemiyor, insan gibi yaşatamıyorsun ve de erişkin milyonlarca gencine iş bulup çalıştıramıyorsun....daha ne diye "her aile en az üç çocuk yapmalıdır" önerisinde ve tavsiyesinde bulunuyorsun? "Size demiyorum bunu sakın yanlış anlamayınız"
Yine çok doğru ve fevkalade beğendiğim bir teşhisi koymuşsunuz değerli şairim. Bu olumsuzlukların İslami inancı gerektiği kadar doğru yorumlamamakla da çok yakın bir ilişkisi var. İslam yüksek bir medeniyet, ahlak ve terbiye dinidir. Bu din de insanın kendini terbiye etmesi esası vardır. Bu konuda Müslüman a her türlü yardımı ve yol gösterici medeni ve çağdaş bilgileri de açıklıkla bünyesinde toplamış ve sunmuştur, İslam inancı. Ama gel gör ki, bizde hep hurafelik yönü ağır basmış, İslam ın en önemli öğesi ve öğretisi olan "VİCDANİ DÜŞÜNÜŞ ve AHLAKİ SORUMLULUK" yönü gerektiği gibi öğretilmemiş insanlarımıza.
Bu yüzden ahlaki çöküntüler oluşmuş, insanlarımızın vicdan ve merhamet duyguları yeterli ve gerektiği hassasiyetle takip ve telkin edinmediği için, birbirlerine zulmeden, düşman olan, mala ve cana kıyan, namus, şeref ve haysiyet gözetmeyen insan tiplerinin yetişmesine sebep olunmuştur.
Siyasi ve politik avantajlar elde etmek, kafalarında düşledikleri toplum tipini yaratmak için, İslam ın son derce yararlı ve önemli toplumsal düzen
sağlamaya yönelik insancıl ve çağdaş yönü, böylesi amaçlarla korkunç zaaflara uğratılmıştır. Bu nedenle içinde bulunduğumuz kaotik durumun doğuşu hiç ama hiç de sürpriz değildir.
Evet değerli dost, belirttiğiniz gibi bunlar yazılmakla, söylenmekle bitecek konular değildir; ama bizler madem ki insanız ve bu toplumun bireyleriyiz; söylememiz gerekeni de söylemek sorundayız. Çünkü en azından, insan olarak bir ebeveynlik rolümüz ve görevimiz vardır. Doğru bildiklerimizi yazmak zorundayız. Eğer yanlış yazmışsak, bilenlerde uyarsınlar, memnuniyetle hatalarımız varsa, kabul eder, düzeltir, doğrulara uyarız.
Çünkü amacımız, doğru - insani, vicdani düşünmek ve davranmaktır.
Size sonsuz şükran duygularımla, kardeşlik sevgi ve saygılarımı sunuyor ve esenlik dileklerimle selamlıyorum, değerli dost şairimi
Kemal Polat
kempol tarafından 11/6/2010 2:41:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
Anneler – babalar evlatlarının önünde bir güneştir
Ebeveynlerimiz “Güneşlik” görevlerini gerektiği gibi yapabilseydiler, bu denli acımasız ve duyarsız insanlar yetişmezdi bu toplumda.
Henüz kendi kisiligini bulmadan evlenen coluk cocuk sahibi olan insan toplulugu oldukca yüksektir diye düsünüyorum bizim toplumumuzda.Ailelerin de sucu cok büyük burada.bir siirim vardi kisa bir bölümünü paylasmak geldi icimden.
Anlatan yok mu ?
Köprü altlarında kaç çocuk var yatan...
Anlatsanıza
İslam ülkesinin milleti
Kaç yüzbin kadın genelevde ?
Kızını kurda kuşa bırakan
Eşini ortalıkta bırakan
Kim dedi kaderine terket
Söylesene hangi Bakan ?
Insanlarin ahlak yapisindan aile sorumludur.
Cocuk dogurmak hic mesele degil ne varlik ne de yokluk sorumluluk sahibi Anne ve Babayi iyi bir evlat yetistirme cabasindan
alikoyamaz.
Sonucta hicbir cocuga sorulmuyor dünyaya gelmek istiyormusun diye.
Ama bakiyoruz ki henüz 18 i ne gelmemis biri hayatini biri ile birlestirmis.
Henüz kendini gecindirmekten aciz birinin evlilik neyine.
Kacinci cagda yasiyoruz ama bugün bile iyi bir yer bulsak da kizimizi versek düsüncesi var.
Ama hersey insanlar icin bugün varlikli bir aile yarin herseyini kaybedebilir.
Ailede baglar önemli.Herseyden önce eslerin birbirine olan destegi güveni önemli.
Saglam temel üzerine kurulmus olan evlilikler önemli.
Ancak bu sekilde kurulmus olan ailelerin cocuklari topluma faydali bir insan olabilir.
Ülkemiz aslinda örnek bir toplum olmaliydi seref ahlak merhamet vicdan bizim insanimizda daha da ön planda olmaliydi.
Cünkü inancli insanlariz yeri geldi mi müslümanliktan bahsederler
Hic müslüman ülkesine benzemiyor desem hic abartmis sayilmam.
Özentiler batakligi ülke.
Yine cok uzun konular bunlar
Yüreginize saglik sevgili Kemal Polat
Sonsuz saygimla
kempol
Nekadar güzel ve anlamlı, aynı zaamnda tutarlı, tamamen gerçeklerle bezeli bir yorum yapmışsınız deneme yazıma. Size takdirlerim, düzeyli insani sevgilerim sonsuzdur.Yetkin Şairliğinizle, kendini mükemmel geliştirmiş bir çağdaş ve erişkin saygın kadınımız olarak bu saygı ve sevgilerin çok daha fazlasına layıksınız.
Serdettiğiniz önemli ve gerçek fikir ve düşünceleriniz, toplumumuzun bu günkü durumunu adeta devasa bir aynada gösterircesine seyrettirip düşündürüyor bizleri. Ne kadar doğru teşhisler koymuşsunuz. Yurtdışında olmanıza rağmen nekadar insan ve toplum canlısı ve duyarlısınız ki, toplumumuzun içinde bulunduğu kaotik ve sakıncalı durumu oralardan görüp takip ediyorsunuz, bunları düşünmek ve dile getirmek sorumluluğunu hissediyorsunuz, ne mutlu size, özge insanlığınıza değerli dost.
Lütfen şu sözlerimi ayıplamayınız: Sokakta gezinirken gencecik 20 li yaşlarda , hatta daha da aşağılarda her on genç kadınımızın henüz kızlık çağını yaşaması gereken, "hamile " olduğun görüyoruz. Bir ülkede bu yılda asgari % 5 - 10 doğum olayı demektir. Nüfusa artış etkisi de hiç bir surette % birin altında olmaz.
Bu durumda 75 milyonluk Türkiye nufusuna yılda asgari yediyüz elli bin insan ilavesi demektir ki bunun beş yıl sonraki toplamı üçbuçuk milyor insan artışı demektir.
Böylesi bir nufus artışı ve yoğunluğu oranı sanırım HİNDİSTAN da bile yoktur. Görüyorsunuz değili mi, Serpil hanım bizdeki ebeveyn sorumsuzluğunu?
Bunun için gündeme taşıdım; ülkemizdeki Ebeveynlerimizin sorumluluk konusunu.
Hadi bunu ebeveynler düşünmüyor, şaşkınlık ve bunalım içindeler, belki anlaşılır sorunları ve problemleri, değişimin kırbç etkisi var diyelim; "olmaması gerekir ya" bir ülkeyi yönetenler düşünmezlermi bu korkunç sakıncayı? Üstelik doyuramıyor, eğitemiyor, insan gibi yaşatamıyrsun ve de erişkin milyonlarca gencine iş bulup çalıştıramıyorsun....daha ne diye "her aile en az üç çocuk yapmalıdır" önerisinde ve tavsiyesinde bulunuyorsun? "Size demiyorum bunu sakın yanlış anlamayınız"
Yine çok doğru ve fevkalade beğendiğim bir teşhisi koymuşsunuz değerli şairim. Bu olumsuzlukların islami inancı gerektiği kadar doğru yorumlamamakla da çok yakın bir ilişkisi var. İslam yüksek bir medeniyet, ahlak ve terbiye dinidir. Bu din de insanın kendini terbiye etmesi esası vardır. Bu konuda müslümana her türlü yardımı ve yol gösterici medeni ve çağdaş bilgileri de açıklıkla bünyesinde toplamış ve sunmuştur, islam inancı. Ama gel gör ki, bizde hep hurafelik yönü ağır basmış, islamin en önemli öğesi ve öğretisi olan "VİCDANİ DÜŞÜNÜŞ ve AHLAKİ SORUMLULUK" yönü gerektiği gibi öğretilmemiş insanlarımıza.
Bu yüzden ahlaki çöküntüler oluşmuş, insanlarımızın vicdan ve merhamet duyguları yeterli ve gerektiği hassasiyetle takip ve telkin edimediği için, biribirlerine zulmaden, düşman olan, mala ve cana kıyan, namus, şeref ve haysiyet gözetmeyen insan tiplarinin yetişmesine sebep olunmuştur.
Siyasi ve politik avantajlar elde etmek, kafalarında düşledikleri toplum tipini yaratmak için, İslamın son derce yararlı ve önemli toplumsal düzen
sağlamaya yönelik insancıl ve çağdaş yönü, böylesi amaçlarla korkunç zaaflara uğratılmıştır. Bu nedenle içinde bulunduğumuz kaotik durumun doğuşu hiç ama hiç de sğrpriz değildir.
Evet değerli dost, belirttiğiniz gibi bunlar yazılmakla, söylenmekle bitecek konular değildir; ama bizler madem ki insanız ve bu toplumun bireyleriyiz; söylememiz gerekeni de söylemek sorundayız. Çünkü en azından, insan olarak bir ebeveynlik rolümüz ve görevimiz vardır. Doğru bildiklerimizi yazmak zorundayız. Eğer yanlış yazmışsak, bilenlerde uyarsınlar, memnuniyetle hatalarımız varsa, kabul eder, düzeltir, doğrulara uyarız.
Çünkü amacımız, doğru - insani, vicdani düşünmek ve davranmaktır.
Size sonsuz şükran duygularımla, kardeşlik sevgi ve saygılarımı sunuyor ve esenlik dileklerimle selamlıyorumum, deperli dost şairimi
Kemal Polat
SİZİN ÜSTÜN EBEVEYNLİK YETENEĞİNİZ TARTIŞILMAZ HAZAN HANIM.
BÜTÜN UMUDUM VE DİLEYİM HÇ OLMAZSA BUNDAN SONRA, EBEVEYNLERİMİZ SİZİN ANLAYIŞINIZDA OLSUN. SİZİN KADAR YETKİN ETKİN VE SEVGİ İNSANI OLSUNLAR. O ZAMAMAN BAKILIP GÖRÜLSÜN; TOPLUMSAL ÇALKANTILARIN OLMADIĞI, GENÇ VE TÜM ERİŞKİNLERİMİZİN ANLAYIŞ BİRLİĞİ İÇİNDE OLDUKLARI.TOPLUMSAL ÇALKANTILARDA EBEVEYNLERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUK PAYI AZ DEĞİLDİR. HERKES BUNUN BİLİNCİNDE OLMALI, BÜTÜN EBEVEYNLER BU VATANA SADIK VE LAYIK İNSANLAR YETİŞİRMELİLER. BU EBEVEYNİN KAÇINILMAZ, İHMAL EDİLEMEZ BİR SORUMLULUĞUDUDR.
Çok teşekkür ederim HAZAN hoca hanım. Bütün şiirlerinizde, yazılarınızda ve yorumlarınızda som derece yetkin ve üstün performans sahibi değerli bir aydınımızsınız. Cumhuriyetimizin yetiştirdiği mefkure sahibi örnek bir toplum insanısınız. Toplumsal çabalarınız ve çalışmalarınız hep dikkat çekmiş, örnek birikimli Türk kadınlığı ve fedekar analık rolleriniz, dostlarınız ve sizi tanıyanlar tarafından saygıyla, taktirle izlenmektedir.
Deneme yazılarıma başladığımda da sayfamı hep şereflendirdi çok anlamlı ve doyurucu içeriklere sahip harikulade güzel yorumlarınızı sayfalarımda esirgemediniz. Bu denli düzeyli ve yüksek birikimli eğitim ve öğretim konularını uygarca özümsemiş, çalışmalarında hep mantık ölçüsünü gözeten, yanlış ve doğruyu adilce saptayan, sizin gibi bir CUMHURİYET aydınının güvenini ve taktirini kazanmak mutluluk ötesinde bir ayrıcalıktır.
Şiir, yazı ve tüm edebi çalışmalarınızda, tüm eserlerinizde toplumsallığın, insan sevgisinin, insanlara ışık gibi rehber oluşunuzun vefakar ve cefakar çalışmalarını hayranlıkla izlerim. Çocuklar, gençler, genç kızlarımız, mutlu mutsuz insanlarımız hep gündeminizde, takibinizde olurlar. Onlara ulaşmak, onlara yararlı olmak için çabalarınız her türlü taktirin üzerindedir. Çoğu kez bu çabaların, kendi öz evlatlarınıza gösterilmesi gereken ihtimamların da üzerinde gerçekleştiğini görmek, size gösterilmesi gereken saygı ve taktiri fazlasıyla gerekli kılmaktadır.
“Türban Konusu” VE BU YAZIMA DA yaklaşımınız, değerli ve narin genç kızlarımıza verdiğiniz önem, değer ve öğütler – tavsiyeler, toplumsal çalışmalarda hiç birimizin yalnız olmadığını çok güvenli bir biçimde anlattı hepimize.
İşte Türk toplumunun beklediği ve özlediği, ön yargıları olmayan, toplumunu, insanını, vatanını seven, çağdaş düşünen, insaf ve izan sahibi, ALLAH ın varlığını hiç unutmayan, bilgi ve birikimi paylaşan, akıl ve mantık ölçülerinde hoşgörü sahibi olan, her şeyin en az kendi varlığı kadar değerli olduğunu kabul eden aradığımız, görmek ve yüceltmek istediğimiz TÜRK İNSANI TİPİ.
Bunları sizde ziyadesiyle görüyor, mutlu oluyorum değerli Şairim HAZAN HOCA HANIM.
Esenlik ve mutluluk dileklerimle, saygılarımla selamlıyorum sizi.
Kemal Polat
Ebeveynlerimiz “Güneşlik” görevlerini gerektiği gibi yapabilseydiler, bu denli acımasız ve duyarsız insanlar yetişmezdi bu toplumda. Kedi, köpek, kuş öldürmeleri de, insanları öldürüp konteynırlara, derelere, ormanlara, denizlere, hülasa rastgele her yere atmak gibi feci olaylar bu denli yoğun yaşanmazdı. Bunların korkunç acımasızlık ve insanlıktan çıkmışlık örnekleri olduğunun farkında olunurdu. Giderek artıyor bu acımasızlık ve bilinçsizlikler.
DAHA DA ACISI ŞUDUR Kİ; TOPLUMU YÖNETENLER BU KORKUNÇ BOZULMA VE YOZLAŞMAYA MAALESEF KAYITSIZ KALIYORLAR. BU VE BENZER BİR ÇOK KÖTÜYE GİDİŞİ ADETA ÖTELİYORLAR. HAYLİ ZAMANDIR BU KONULARA DİKKAT ÇEKİYORUZ, İRKİLİYOR, DEHŞET İÇİNDE KALDIĞIMIZI HAYKIRIYORUZ, AMA YETERİNCE ETKİLENEN, DUYUP DA DÖNÜP BAKAN ETKİLİ VE YETKİLİ YÖNETİCİ GÖREMİYORUZ.
Böylesine bir duyarsızlık, toplumsal çöküşün başlıca sebebi ve nedenidir. Ekonomik çöküntüler, hak ve hukukların tayininde ve dağıtımında adalet gözetilmemesi, bireylerin ekmek parası kazanacak bir işlerinin olmaması, insanların birbirlerine ve yöneticilerine güven duymaması, devlet varlığının ve gücünün hissedilmemesi, suç işleyenin, gerektiği gibi cezalandırılmaması, mütecavizlere, hırsızlara, kuralsız yaşama yanlılarına cesaret vermekte, adeta suç işleme imtiyazı sağlamaktadır.
Ebeveynlerin rolü çok fazla elbette Kemal bey.Bir çocuğu dünyaya getirmekle iş bitmiyor.Onları yedirip içirmekle de iş bitmiyor.Sadece ekonomik sıkıntıların yarattığı etkenler de değil ebeveynlerin çocuk yetiştirmede duyarsız kalmaları.Bazı varlıklı aileleri de görüyoruz .Bir çok değerlerden uzaklar ve çocuklarına ne şekilde örnek olduklarını da görüyoruz.Elbette, o ebeveynleri yetiştiren aileler de sorumlu.Bunun evveliyatı gerilere dayanıyor.Öylesine yaşıyor insanların bir kısmı.Duyarsız ve dar bir çerçeveden bakılıyor olaya.Bir çocuk bizim en belirgin modelimizdir.Doğduğundan itibaren kopyalamaya devam ederler bizleri.Onları eğitirken özenle,tüm erdem ve faziletleri,tim değerlerimizi öğreterek geleceğe hazırlamalıyız.Temel eğitim aileden başlar.Üzülüyoruz gördüklerimşiz,duyduklarımız karşısında.İnsanlarda vicdan,merhamet,duygu kalmamış.Bunları düşünmek bile ürkütüyor.İnsanlık nereye gidiyor diyoruz.Fakat maalesef sonuç ortada.Nasıl düzelecek..? Toplumun tümüyle bilinçlenmesi gerekir.Bu da kolay değil.Çünkü zincirleme bir kavram.En üst kademeden itibaren çok duyarlı ve hassas olmak ,çok çaba göstermek gerek.Kaldı ki o adar çok sorunlarla karşı kaşıyayız ki.Bunu sağlamak büyük başarı.Öncelikle anne ve babalara çok görev düşüyor.Önce kendileri bilinçlenmeleri gerekiyor.Belki yadırganacaktır ama,anne babalığa hazırlanan eşlere de önce anne baba eğitimi verilmeli,bu zorunlu hale gelmeli.Bir sektöre kalifiye eleman alınırken,diploma veye sertrifika isteniyor.Peki topluma birey yetiştirmeye aday anne ve babalar neden bilinçlendirilmiyor.Hem evlilik hem anne baba eğitimi şart.Duyarlı nesillere ,merhamet ve vicdan sahibi bireylere çok ihtiyacımız var toplum olarak.
Tüm yazılarınızda olduğu gibi yararlanarak okudum.Toplumun her kesimini bilinçlendirecek geniş bir bakış açısıyla yazdığınız yazınızı ve sizi gönülden kutlarım.Siz yazın,biz okumaya devam edelim.Saygı ve selamlarımla efendim,var olun..
kempol
BÜTÜN UMUDUM VE DİLEYİM HÇ OLMAZSA BUNDAN SONRA, EBEVEYNLERİMİZ SİZİN ANLAYIŞINIZDA OLSUN. SİZN KADAR YETKİN ETKİN VE SEVGİ İNSANI OLSUNLAR OLSUNLAR. O ZAMAMAN BAKILIP GÖRÜLSÜN; TOPLUMSAL ÇALKANTILARIN OLMADIĞI, GENÇ VE TÜM ERİŞKİNLERİMİZİN ANLAYIŞ BİRLİĞİ İÇİNDE OLDUKLARI.TOPLUMSAL ÇALKANTILARDA EBEVEYNLERİMİZE DÜŞEN SORUMLULUK PAYI AZ DEĞİLDİR.
Çok teşekkür ederim HAZAN hoca hanım. Bütün şiirlerinizde, yazılarınızda ve yorumlarınızda som derece yetkin ve üstün performans sahibi değerli bir aydınımızsınız. Cumhuriyetimizin yetiştirdiği mefkure sahibi örnek bir toplum insanısınız. Toplumsal çabalarınız ve çalışmalarınız hep dikkat çekmiş, örnek birikimli Türk kadınlığı ve fedekar analık rolleriniz, dostlarınız ve sizi tanıyanlar tarafından saygıyla, taktirle izlenmektedir.
Deneme yazılarıma başladığımda da sayfamı hep şereflendirdi çok anlamlı ve doyurucu içeriklere sahip harikulade güzel yorumlarınızı sayfalarımda esirgemediniz. Bu denli düzeyli ve yüksek birikimli eğitim ve öğretim konularını uygarca özümsemiş, çalışmalarında hep mantık ölçüsünü gözeten, yanlış ve doğruyu adilce saptayan, sizin gibi bir CUMHURİYET aydınının güvenini ve taktirini kazanmak mutluluk ötesinde bir ayrıcalıktır.
Şiir, yazı ve tüm edebi çalışmalarınızda, tüm eserlerinizde toplumsallığın, insan sevgisinin, insanlara ışık gibi rehber oluşunuzun vefakar ve cefakar çalışmalarını hayranlıkla izlerim. Çocuklar, gençler, genç kızlarımız, mutlu mutsuz insanlarımız hep gündeminizde, takibinizde olurlar. Onlara ulaşmak, onlara yararlı olmak için çabalarınız her türlü taktirin üzerindedir. Çoğu kez bu çabaların, kendi öz evlatlarınıza gösterilmesi gereken ihtimamların da üzerinde gerçekleştiğini görmek, size gösterilmesi gereken saygı ve taktiri fazlasıyla gerekli kılmaktadır.
“Türban Konusu” VE BU YAZIMA DA yaklaşımınız, değerli ve narin genç kızlarımıza verdiğiniz önem, değer ve öğütler – tavsiyeler, toplumsal çalışmalarda hiç birimizin yalnız olmadığını çok güvenli bir biçimde anlattı hepimize.
İşte Türk toplumunun beklediği ve özlediği, ön yargıları olmayan, toplumunu, insanını, vatanını seven, çağdaş düşünen, insaf ve izan sahibi, ALLAH ın varlığını hiç unutmayan, bilgi ve birikimi paylaşan, akıl ve mantık ölçülerinde hoşgörü sahibi olan, her şeyin en az kendi varlığı kadar değerli olduğunu kabul eden aradığımız, görmek ve yüceltmek istediğimiz TÜRK İNSANI TİPİ.
Bunları sizde ziyadesiyle görüyor, mutlu oluyorum değerli Şairim HAZAN HOCA HANIM.
Esenlik ve mutluluk dileklerimle, saygılarımla selamlıyorum sizi.
Kemal Polat