Dostluğa ve Sevgiye Dair
Dostluk ve sevgi maddî boyutları olmayan,insan ruhunun derinliklerinden fışkıran bir artezyen misalidir. Ne zaman nerde tezahür edeceği kestirilemez.
Dostlar, birbirlerini kurak toprağın yağmuru özlediği gibi özler. Seherlerde gül yaprağına düşen şebnem, dostun yada düşmesine benzer.
Yıllar dostu ve dostluğu gönülden silmeye asla muktedir değildir. Yeter ki o dostluk sağlam temeller üzerine kurulmuş olsun…
İnanmış insanlar birbirlerini/yekdiğerini/ Allah için severler. Dünyevi beklenti içinde olanlar zaten dostluk dairesi içine giremezler. Onlar, çıkar zangoçluğu yapan çığırtkanlardır. Menfaatin söz konusu olmadığı yerde görünmezler.
Sevgiyi arayan, her varlıkta bulur. Yaratıcı yaratılana kendinden güzellikler nakşetmiştir. Yunus, bunu “Severiz yaratılanı yaratandan ötürü.”dizeleriyle ne kadar yalın ve çarpıcı dile getirir.
Yaratan, yarattıklarında sevginin tezahürlerini görmekten hoşnut olur.
Kinin , nefretin yıkıcılığı ve yok ediciliği;ancak sevgi katreleriyle etkisiz hâle gelir. Sevgi yoksulu olmak telafisi güç zararlar verir insana.
Sevginin okulu yoktur, o kitaplardan öğrenilmez. Yüreğin en sıcak yerinde demlenir,hayatın bütün kesimlerinde buğusu ve ıtırı hissedilir.
Sevgi yoksulu insan ,bu dünyada da öteki dünyada da gerçek yoksuldur. Veyl onun hâline…
Ankara,21.04.2010 İ.K