- 4695 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Yüreğimin Masalısın
Kulağımda ezgimiz;
‘’düşlerde sevdim seni, söyleyemedim,
Sessiz öptüm nefesini, söyleyemedim,
Sana ben şiirler, sözler büyüttüm...’’
Parmaklarımda seni yazan sözcükler...
Hiç gidemediğim sevgilim, sana, bize geldim yine...
En büyük korkularımdan biri ne biliyor musun; yalnızken ölmek... Bilmiyorum neden ama öyle işte... Çok korkuyorum... Hep bir veda bırakmalıyım geride diyorum... Ve müziğimiz hep yeniden çalıyor geceye... Sensizliğime... Korkularımı yeniyor biraz olsun... Seni, kokunu getiriyor bana... Korkuyorum; ölmekten değil inan... Sensiz ölmekten... Vedasız ölmek çok zor geliyor bana işte...
Çok yavaş ve çok hızlı geçen bir hafta yaşadım... Çok yavaş aktı sensizlikte zaman... Korktum hep kendimle kalmaktan... Ne zaman kendimle kalsam, ince bir sızı saplanıyor içime... Özlüyorum nefesini, ellerini... Tenim tenini özlüyor işte... Ne kadar çok ayrıntıyla, başkalarıyla, işlerle ilgilenirsem sanki yaşamayacaktım o yoksunluk duygusunu... Yapamadım sevgilim... Beceremedim yine...
Evet, bir hafta önce, sadece bir hafta önce bu gece yanımdaydın... Göğsüne uzandım ve ‘’ağır mıyım, canın acıyor mu’’ diye sorduğumda; başını kaldırıp, öyle hızlıca ellerinle başımı kavrayıp’’hayır hayır, çok hoşuma gidiyor böyle yatman’’deyişin vardı ki... Unutamıyorum... Öyle sahiplenici... Ve aşk kokan bir sesle bıraktın ki başımı göğsüne... Ve neden ölüm korkusu düşmez ki içime o an... Neden... Kelimeler, nasılda yetersizler, cansızlar şimdi... Öylece bakıyorlar bana ve geceye... Anlatmakta zorlanıyorlar sana olan sevgimi işte...
İçime, yaşadıklarıma dönüp bir bakıyorum da, ne çok olmuş yaşama dair ertelediklerim... Seni yaşamayı ertelemeyeceğim ama... Ne varsa yaşanılacak, istiyorum hepsini...
Ne bileyim; birlikte bir filmi izleyip gülsek mesela... Zaman kaygısı olmadan hani... Ben dizine uzansam, kitap okusan bana saatlerce... Nefesinde uyusam... Güne birlikte merhaba desek olmaz mı sanki... Önce minik minik, sonra kocaman öpücükler sarsa tenimizi... Hem söz; sana kahvaltı da hazırlarım... Masaj da yaparım... Güzel bir omlete ne dersin sevgilim... Çok beceremiyorum yemek pişirmeyi, kahvaltı hazırlamayı da biliyorsun... Ne olacak; en çoğundan yanar tavanın ve tencerenin dibi işte...
Seninle sevişmek istiyorum... Korkmadan... Tırnaklarım sırtını çizer kaygısı olmadan... Dokunmak, okşamak istiyorum seni... Kokuna kokumu katıp, biz yapalım istiyorum her şeyi... Ve evet itiraf ediyorum, bir çocuğumuz olsun... İkimizin... Sanki biz devam eder o zaman gibi geliyor bana... Saçma biliyorum ama öyle hissediyorum işte...
Seni çok özledim... Hem neden bu kadar zor ki iki insanın birlikte olması... Hiç bir suç işlemedik ki biz... Başkalarının tırnağına zarar vermedik, savaşlar çıkarmadık, adam öldürmedik... Hep daha çok insan olabilmenin yollarını aradık birlikte... Öyleyse nedir bu özlem... Sabahsız gecelerin, yarınsız dünyaların endişesiyle yaşanan bu duygu hangi suçun cezasıdır... Hiç ama hiç bilemedik...
Seni seviyorum... Ne olursa olsun, lütfen unutma bunu olur mu... Sana ne kadar teşekkür etsem yetmez, hayatımın hiç bir döneminde bu kadar insan, bu kadar kadın olmadım ben... Hep bir gün elimden alınır korkusuyla, buruklukla, sızıyla yaşadım bu güzelliği işte...
Geceme bir kadeh şarap ve kapıda gitmeden önceki son on saniyede, bana bakan gözlerin eşlik ediyor şimdi... Biliyorum uzun bir gecenin eşiğindeyim yine... Ve sabaha çok, çok var... Hadi eşlik et bana... Seninle bir ‘an’ için; kalan ömrümü veririm inan...
Sonbaharda, lütfen Kurtuluş parkına git, göm ayaklarını sarı yapraklara... İzin ver bir bardak çayın elini, içini ısıtmasına... Unutma bunu da olur mu bir tanem...
Aşkımızı, yaşadığımız geceleri çoğaltıp, kendimizi sıyırmalıyız bu dünyanın gürültüsünden... Bazen kalbine sızmak, ne hissettiğini anlamak istiyorum... Ne öğrendiysem bugüne kadar, hepsini unutarak, seninle yeniden başlamalıyım istiyorum hayata... Herkes payına mı düşeni yaşıyor yoksa... Bencilim biliyorum... Sen aldırma bana işte...
Hep bir yol vardır derdin, hatırlıyor musun... Ben, sana ve yollara inandım... Hadi dön yüreğine, bak, biriktirdiğin ne çok güzel insan var yaşamında... Bir merhaba ile ne güneşler açtırıyorsun sen... Zamansız bir dünyanın iki yolcusu olalım birlikte olmaz mı... Sana ve güneşine ihtiyacım var... Korkuyorum inan... Ölmekten... Sensiz ölmekten... Bana ihtiyacın olursa, buradayım derdin ya hani... Bir nefeslik mesafede hani... Nefesinin sıcaklığına, gecenin sessizliğinde, kocaman bir nefese ihtiyacım var işte...
Yüzündeki her bir çizginin kıvrımlarını görüyorum şimdi... Yıllarca yaşamak gerekmiyor, hissetmek için bazı duyguları... Üzüntüme dokunabiliyorsun... Görüyorum, hissedebiliyorum bunları işte...
Seninle her birlikteliğimde bir parçamı bırakıp, sanki senden alıyorum yerine... Biraz daha sen oluyorum böylece... Hücrelerimiz yer değiştiriyor bir bir... Sen de ister miydin şu an benimle olmayı... Seninle sevişip, kokunda uyumak için neler vermezdim şimdi inan...
Birazcık olsun gelebilsen, bir ses göndersen bana... Ve içine bir his doğsa ve kalkıp bir el sallasan gecenin karanlığına... Ne güzel olurdu bir tanem... Ne güzel olurdu bir bilsen... Özledim seni, kocaman özledim... Hadi tüm aşkını al, topla dudaklarında ve öp beni doyasıya... Saatlerce öpüşebilirim seninle... Evet kocaman... Kokuna, dokunuşlarına ihtiyacım var... Sevmelisin beni, içimde hissetmeliyim sıcaklığını... Yine yüz yıl oldu seni görmeyeli...
Ve iki gündür bölgeyi ve yüreğimi kasıp kavuran yağmur var... Düzensiz ve sık sık, elektrik ve su kesintisi... Rüzgâr... Evleri ve iş yerlerini basan yağmur sularının boşaltılmasındaki işbirliği... Bedenen çok yorulduk bir tanem...
İki servis aracımızın kaza yapması, aşırı yağmurdan... Herkes hafif yaralı... Ama yaşanılan korku... Ailelerin endişelerinin giderilmesi, yatıştırılması... Resmi formaliteler işte...
Ve onca kalabalığın ve karmaşanın içersindeki yalnız ben, ağlayan çocuk yanım... Çok, çok üzgünüm... İçim darmadağın...
Yağmurumsun benim... Her yağmur yağışında, damla damla düşen özlemin oluyor tanecikler... Korkuyorum sensizlikten, karanlıktan korkan küçük bir çocuk gibi işte...
An’da birlikte olmak istedim seninle, takvim değişmeden... Ama bu sefer evren de, sende duymadınız beni... Olsun...
Biliyor musun, bu gün çok özel bir gün... Benim için... İlk kez beni sevdiğini söylediğin tarih bu gün... Bir erkeğin bir kadını sevmesi gibi seviyorum seni demiştin... Yıldönümümüz kutlu olsun aşkım... Sevgimde ve bende kal olmaz mı hep...
Teşekkür ederim, verdiğin, yaşattığın yağmur gibi aşk için... Sevgi için... Hayatımın en güzel yılı için... Olağanüstüydü, harikaydı...Tıpkı senin gibi...
Artık korkmuyorum inan... Bak; bir veda bıraktım geride... Beni... Yani; seni işte...
Seni seviyorum bir tanem... Hoşça kal...
YORUMLAR
Sevgili arkadaşım,sanki sevgiliye yazılmış düz bir yazı değilde,sevgiliye yazılmış şiir tadındaydı mektubun,sevgiliye verilecek kadar değersiz olan ömür ve onsuz darmadağın yaşanılan bir hayat,insanı sıkmadan sona sürükleyen bu güzel mektubu yazan dostuma selam ve sevgilerimi bıraktım.Yazılarınızın takipçisi olacağım.Saygılarımla.........