Akşam ve sabahla koyu bir muhabbet..
Akşamlar, sabahlar..
Peşi sıra doğan ama kıskançlıkta at başı yarışan ikiz kardeş misalisiniz. Kavgalı duruşunuzun sebebini çözen olmadı. Halinizi de pek anlayan yok alemde. O kadar farklısınız ki arzla feza kadar aranızdaki mesafe. Fakat mesafesizmişsiniz gibi biriniz diğerine hep yer verdiniz, saygı da kusurunuz yok, zamanı gelince itiraz etmeden yer değiştirirsiniz.
Alem zıtlıklar üzerine kurulu. Yaratıcının sanatındaki icraatı bu. Belki de kudretinin gösterisini sunuyor. Umutla, mutsuzluk; iyilikle, kötülük; güzellikle, çirkinlik; sevdayla, ayrılık…vs. Hep iç içe. Ve siz akşamlar, sabahlar bu zıtlıklar içinde hep farklı taraflardasınız. Birinizin, adı umut diğerinin, karamsarlık ya da mutsuzluk. Birinizin, duruşu aşk ya da kara sevda öbürünüzün, kahrolası yalnızlık ya da (gün yüzü görmez inşaallah) ayrılık . Biriniz, dudaklarda sıcak mukabilini bulan dua diğeriniz, haykıra haykıra karanlık kokan beddua. Zamanın haylaz çocukları. Bir birinize ne kadar zıtsınız.
Her şey zıddıyla bilinir bu alemde ondan olmalı ki siyah ve beyaz olmanıza rağmen bir birinizi tamamlıyorsunuz. Yok canım korkmayın ikiniz de seviliyorsunuz. Sevdikleriniz de farklı ama ne önemi var mühim olan şu ki; size de aşk derecesinde bağlananlar var..
Şiişt beni boş verin şimdi… Sizi konuşuyoruz…Ya ısrar etmeyin…Hayır söylemeyeceğim…Peki peki tamam:
_ Valla ne yalan söyleyeyim, darılma sabah ben, akşamı daha çok seviyorum…
_ Niye mi?
Niyesi şu:
_Şair rolü üstlenmiş ve torbasında ısrarcı ve esrarlı kelimeler taşıyan biriyim. Rolüm gereği karanlıklara gebeyim. Beni saklamalarına ihtiyaç duyuyorum. Bir de güpe gündüz bohçamdan çıkaramam ki sırlı kelimeleri mi? Ya sevdadan anlamaz vefasız kalpler çözerse sırlarını ya da ifşa ederse beni şair kılıklı, kelime cambazı, ağzı kafiyeli, manasız söz dizerleri, çizerleri.
_Sadece o da değil, aşktan yoksun ya da mecazdan bıkmış biri olarak, yalnızlık çemberinde geceden geceye dönmeye ihtiyacım var. Saklıyor beni akşamın karanlıkları, içi sadakatsiz ve materyalist aşk görünümüne bürünmüş histerik duygulardan. Üzerime çevrilen, kalbimi hedef alan gözlerden beni koruması da cabası…
Bak şimdi içim kabardı birden…Seviyorum seni lan akşam..Valla.!
_ Ha bir de marifete ermek için bu dünyaya gelen (gönderilen) biri olarak zamanım boşlukların ardında hikmet arama peşinde geçti. Gençlik sermayemi, layıkından fazla sevmeye, menfaatini düşünmekten öteye gidememe gafletine, arsız yüzlerde güzellik emareleri aramaya ve daha bir çok marifetsiz olguya yatırdım. Tabiki iflas bayrağı çekmiş bir müflis olarak, karanlığın bekçiliğine sığınıyorum. Şu alacaklılar varya ( marifet, erdem, zamanın kıymetini bilme, hakiki aşk, hatta sadakat vs) ardımdayken nasıl çıkayım şimdi senin aydınlık yüzüne be sabah kardeş, azıcık anlayışlı ol hemi.
Ayrıca şunu da belirtmeden geçemeyeceğim:
_ Yalnızlık çekiyor ruhum. Kendini yozlaştıranlara da beddua etmek ve rahatlamak istiyor uzun zamandır. Gecenin bağrında yalnızlıkla diz dize, göz göze, yürek yüreğe oturup hiç konuşmadan sessiz sessiz iki çift lafın belini kırmak varken şimdi ne diye çıkayım insan içine. Sabah sabah yalancı yüzler, tüm alemin gıybetini yaparak boğacaklar yine beni. Maskeli maymunlar, yılanlar, kurtlar görecek yine insan kılığında ruhum. Riyakarlık yapacak belki de yüzlerine gülecek onların istemeye istemeye…ve sabaha çıkar çıkmaz pişman olup geceyi sayıklayacak durmadan…Hadi öğle, hadi ikindi, hadi akşam üstü aha
da akşam….
Neyse ya nereden nereye geldik, ya bak sizi konuşacaktık hani.. Ulen var ya nasıl da değiştirdiniz konuyu sizi gidi zamanın haylaz çocukları… Hayalimde bile bu kadar zor gelmişken bir araya, bir daha ki sefere sizi nasıl getireceğim ki yan yana… Tüh be..Neyse kendinize iyi bakın…
( Pişşt akşam! Hey! Her zaman görüşelim, arayı çok kaptırma şu sabaha…)
YORUMLAR
Muhteşemdi. Kimi zaman gülümseyerek, kimi zaman dalarak okudum. Ve kesinlikle şair ruhlar geceden yana oluyor. Daha bir sırlı, daha bir arkadaşça oluyor gece. Mis gibi yalnızlık kokuyor. İnsanı zorla bağlıyor kendine.
Geceyi sevenler kervanından biri olarak, bu güzel yazıdan ötürü tebrik ve teşekkür ediyorum.
Şair rolü üstlenmiş ve torbasında ısrarcı ve esrarlı kelimeler taşıyan biriyim. Rolüm gereği karanlıklara gebeyim. Beni saklamalarına ihtiyaç duyuyorum. Bir de güpe gündüz bohçamdan çıkaramam ki sırlı kelimeleri mi? Ya sevdadan anlamaz vefasız kalpler çözerse sırlarını ya da ifşa ederse beni şair kılıklı, kelime cambazı, ağzı kafiyeli, manasız söz dizerleri, çizerleri.
.....................
Ben de geceye aşığım A OĞUL... Hele bir de o Sultanlar Sultanı ile hasbihaller, cilveleşmeler, nazlar yok mu.... Değme keyfime işte o zaman.