DUALI SU!

• 19 Ekim 2010 Salı 00:02:33

Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.

Çocukluktan çıkalı yıllar oldu. On beş gün gecikmeli olarak askerlikten de teskereyi alıp geldim. Yaptığım bir vukuat sonucunda ne yazık ki hapis yatmak zorunda kalmıştım.

Evlenmek için bir engel yoktu önümde. Devletin memuruyuz nasıl olsa. Bu arada kısa kısa flörtlerim oluyor ama; içime sinecek gelin adayı ile bir türlü karşılaşamıyorum.

Anam:

- Yok mu oğlum, çalıştığın dairede eli ayağı düzgün biri?Beni bu yaştan sonra sağa sola koşuşturma.

- Var ama var demekle olmuyor ki ana. Hele bir gönlüm bir güzele tutulsun alır, kaçırırım valla.

- Aman oğlum senin gönlünden bir şey anlamadım.Bu, nasıl gönülmüş? Sen bu gidişle kız falan beğenemezsin. Bekar kalıp tohuma kalacan nerdeyse soğan gibi.Benim bir ayağım çukurda;sağlığımda mürüvvetini görem de torunlarımı kucağıma alayım be!

- Dur ana sabret. Gelin adayına belki rastlarım.

Aslında gelin adayları çoktu, çalıştığım dairede . Çocukluk arkadaşlarımdan da takılanlar oluyordu:

- Ayhan, dairendeki kızlardan birisiyle evlenirsin ya.

- Nasip diye geçiştirirdim.

Aynı iş yerinde günde sekiz saat bayan arkadaşlarınla birliktesin.Aynı atmosferi paylaşıyor,aynı havayı teneffüs ediyorsun.İlk zamanlar,cazip gelen taraflar,zamanla etkisini yitirip sıradanlaşıyor.Beklediğin, yüreğini hoplatacak aşk,bir türlü oluşmuyor böyle ortamlarda.Aşkın olması için hasretlik,ayrılık ve acı olmalı,konuşamadıklarını yüreğinde hissedebilmelisin.Bunların hiç biri yoktu bende.Bayan arkadaşlarla birlikte çay kahve içip,bu tip konuları da tartışma ortamının içine dahil edince gizemli bir şey kalmıyordu.Her konuya neşter vuruluyordu.

Ben ağırdan alıyordum yine. Evlenen bayan arkadaşların bir yıl sonra çocukları olduğunda bakım sorunları ile karşılaşmaları ve çektikleri sıkıntılar canlı olarak gözlerimin önündeydi.Üç dört sene sonra bütün bekar bayan arkadaşlar evlendiler.Anamın dedikleri hep doğru çıktı.

“Bekar kalıp tohuma kalacan nerdeyse soğan gibi”

Yaş otuza yanaştı. Hala bekarım. Acelem de yok.Bir, iki kız arkadaşım oldu.

Birisi:

- Benimle oynaşıp durma, ciddiysen ananı gönder istet.Yoksa senin yüzünden diğer taliplerim elden gidecek dercesine imalı sözler etmez mi.!

Kızcağız haklı. Belli bir süre sonra evde kalma riski de var.

Birisinde gözüm var ama fırsatını kolluyorum; göz göze gelip elektriklenme olması için. Beklemeye devam ederken ilginç bir durumla karşılaşmayayım mı:

Her gün işten çıkışta eve gitmeden önce bir esnaf arkadaşımın dükkanına gider oturur, biraz sohbet ederdim. Yine öyle yaptım.Dükkana adımı atmıştım ki;gülmekten yerlere yatıyor.

- Ne oldu arkadaşım?

O hala gülüyor.Sanki gülme krizine tutulmuş. Bir süre sonra sakinleşince başladı anlatmaya:

- Ya, Ayhan sorma. Şu dairede çalışan bir bayan var ya ;orta boylu,balık etli,sarışın çakır gözlü biri.

- Eee?

Benim göz göze gelmek istediğim kızdan bahsediyordu.

- Bu kızı ailesinden istedim . Olmaz dediler.Bende de inat var ya.İlla bu kızı alacam diye tutturdum.

- Eee?

Birkaç defa daha dünürcü gönderdim ama yine olumsuz yanıt aldık. Ben de, bizim mahallede kuvvetli bir üfürükçü hoca var.Ona akıl danıştım.O da; bir şişeye su doldurdu.Suyu bir güzel dualadı ,okuyup üfledi.Sonra da; “ Bu şişedeki suyu,istediğin kız senin dükkanın önünden tam geçecekken karşıdan karşıya yere serpele,üstünden geçsin.Böylece dualı suyun etkisiyle kız sana kaçacaktır.

- Eee?

- Ya sorma Ayhan! Ben suyu aldım geldim, dükkana. Masanın üzerine koydum. Kapağını da açtım.Kızın geçiş saatini beklemekteyim.Üfürükçü hocanın dediklerini uygulayacağım ya.

Bendeki merak da hat safhasındaydı doğrusu.Bakalım benim de göz koyduğum kızın başına neler gelecekti.

Arkadaşım anlatmaya devam ediyordu:

- Dualı su şişesi masanın üzerinde dedim ya.O sırada dükkana müşteri geldi.Ben müşteri ile ilgilenirken;muzip bir arkadaşım var,Selami. Hava da sıcak zaten. Bizim Selami,oflaya puflaya dükkana girer girmez,şişeye sarılmaz mı! Ben, müşteriyi bırakıp; “Selami şişeye dokunma” demeye kalmadan,kafaya dikip lıkır lıkır içti. Ardından da :

“Oh be ferahladım valla.Az daha susuzluktan yanacak mışım!”

Bizim Selami,suyu içti içmesine ama ben yerlerde gülmekten kırılıyorum.Şimdi; kız yerine Selami bana kaçarsa, ben ne yapacam, bilemiyorum.

Ben de başladım kahkahayla gülmeye…

- Sahi ya ne olacaktı bu işin sonu?

Sonunda olanlar oldu! Ben de havamı aldım, arkadaşım da.Kız,başka biriyle evlenip gitti.

Uzun bir süre daha bekarlığa devam ettim.