- 1150 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BOŞLUK
İnsan bazen bir boşluğa düşer. Nedenini bulamaz. Çözemez işin sırrını. Çıkılmaz bir hale kendini kaptırır. Ne kendine bir uğraş bulabilir ne de bir işle meşgul olabilir. Hiçbir şey yapası gelmez.
Bu kara delik havasında ne hayatından bir tat alır ne de yaptıklarından bir zevk. Sorduğunda ‘’içimde bir sıkıntı var’’ yada ‘’canım sıkılıyor’’ der. Nedenini sorduğunuzda ise genellikle ‘’bilmem’’ cevabını verir.
Bu durumda insanın hal ve hareketleri değişir. Yüzünü bir asıklık ifadesi alır. Yanındakileri de etkiler çoğu zaman. Odanın içinde volta atar, boş boş oturur. Genellikle böyle zamanlarda insanlar hiçbir şeyle meşgul olmadan kendileriyle baş başa kalırlar. Aslında insanın içinde neden kavgası başlar.
Garip bir havaya bürünen insan kendi içinde bir neden bulmaya çalışır. Çok değerlidir böyle zamanlarda can sıkıntısına bir neden bulmak. Çünkü aynı zamanda nedenini bulması demek çözüm yolunu bulması demektir. Formül geldi mi gerisi gelir.
Bu tür durumlar çoğu zaman günlerce bir işin bitmesi, hedeflenen şeyin elde edilmesi kafanın, gönlün meşgul olacak işi kalmadığı zamanlarda ortaya çıkar. Bunun içinde insanın hep yeni hedefler koyması, hep yeni işler çıkarması yararına olacaktır.
Bu işin temelinde genellikle manevi sıkıntı olur. İnsanın vicdan polisi araya girer. Üzerine düşen bir işi yapmamıştır. Yapması gereken bir işi yapmamıştır. İnançları adına, düşünceleri adına bir vazifeyi yapmamıştır. Bundan dolayı da vicdanla ters düşer.
Boşluk insanı yanlış kararlar almaya itebilir. Özellikle de ileriye dönük kararlarda daha dikkatli olması gerekir. Çünkü boşluk zamanlarında insanlar daha hızlı karar verirler, daha az sorgularlar ve daha çabuk beğenirler. Bundan dolayı daha fazla hata yaparlar. Mesela bir gönül meselesi öncesinde insanın boşluğa düştüğünü düşünün. Bu boşluk döneminde insan gönlüne bir meşgul olacak,gönlünü teselli edecek birilerini arar. İnce eleyip sık dokumaz ise ileriye dönük büyük hatalar yapabilir.
Peki bu işin çözümü nasıl olacak? Bu işin temelinde manevi sıkıntılar olduğu için çözümü de manevi yollardan olması gerekir. Çünkü formül o yoldan gidilmesi gerektiğini gösterir.
En basitinden her insanın yapabileceği şey duadır. İnsan durumunu, halini her zaman en güzel şekilde yaratıcısına anlatabilir. Bu onun hem içini dökmesini hem de rahatlamasını sağlar.
İnancının gereklerini yerine getirdiği zaman, yapması gerekeni yaptığı zaman, içine düştüğü boşluktan kurtulur. Bu dünyaya niye geldiğini, bundan sonra ne olacağını düşündüğü zaman da çıkacaktır işin içinden. Çünkü bu dünyaya bir gaye uğruna geldiğini, boşu boşuna gönderilmediğini anlayacak ve üzerine düşen ne ise yapmaya çalışacaktır.
Bu işin başka bir çıkış yolu da okumaktır. Devre dışı kalan iradesini de zorlayarak bir kitabın başına oturması gerekir. Çünkü okumak insanın beyin hücrelerini harekete geçirir, işlevsellik kazandırır. Zihnini zinde tutar. Doğal olarak bu da düşünmesini sağlar. Düşünen insanda kendine mutlaka bir meşguliyet bulur, yapacak bir iş bulur. Hem kendisi hem düşünceleri harekete geçer.
Sonuç olarak insan bir boşluğa düşer ve bununla birlikte düşünceden, iradeden devre dışı kalır. Bu boşluğu yenebilmenin de tek yolu düşünmektir. Üstüne düşen görevleri yapmaktır. Yoksa bir kara delikte çıkmaza sürüklenip gitmeye mecbur kalır. Bu da intihar gibi sonuçlar doğurabilir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.