9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1268
Okunma
Bu güne kadar pek çok kez yazıldı ve pek çok kez dile getirildi bu konu biliyorum.
Yine biliyorum ki belli bir süre sonra bu konu kabak tadı vermeye başlar. Hoş kabağı sevenler için bunun bir sakıncası olmasa da!
Neyse biz asıl konumuza geri dönelim; yani günün yazısı konusuna.
Günün yazısı ne demektir? Kim veya kimler seçer bu günün yazılarını? Veya şöyle de sorabiliriz; neden seçilir günün yazısı?
Bana göre günün seçilen yazıları okuyuculara yol gösterici ve yön belirleyici olmalıdır.
Öncelikle noktalama işaretlerine uyulmuş mu? Edebi değer taşıyor mu? Belli bir konuda, belli yol göstermeye yardımcı mı? Bu ve bunun gibi pek çok soru sorulabilir.
Bunun yanın da bir de günün yazıları sadece o yazıyı değil, aynı zaman da yazarını da ön plana çıkarmak ve okuyuculara tanıtmak gibi bir görevi olmalı.
Çoğu zaman günün yazılarını hakikaten sevdiğim ve sürekli okuduğum ( elimden geldiğince) arkadaşlarım seçiliyor. Bundan son derece mutluluk duyuyorum. Ama bazen öyle oluyor ki seçilen o yazıdan çok çok daha güzel ve gerçekten övgüyü hak eden bir yazı arada ziyan olup ve çoğu kez okunmadan yitip gidiyor.
Bu durum hem yazan için, hem de bizim gibi edebiyata gönül vermiş insanlar için emeğin boşa gitmesi daha acımasız tabiri ile çöpe gitmesi anlamına geliyor. Gerçekten kaliteli yazılar çöpe gidiyor hissine kapılmasın kimse ama okunması gereken edebi değer taşıyan eserlere yapılan haksızlıklar bu durumu çağrıştırıyor bana göre.
Kedini bilen ve kendinden emin güçlü kalemlerin de tutup ben neden seçilmiyorum, neden okunmuyorum kaygısı asla olmaz ama bu o kişiyi ödüllendirmeyeceğimiz anlamına gelmemeli.
Tüm bunlar göz önünde tutarak ve elimizi vicdanımıza koyarak düşünelim; günün yazısı olmayı ne kadar hak ediyorum?
Ben bugün çok düşündüm! Öncelikle beni seçen arkadaşlarıma ve yönetime saygısızlık yapmak istemediğimi belirterek, yazımı puanlayan herkese tekrar çok teşekkür ederim.
Fakat ben bu yazımla günün yazısı olmayı hak ettiğimi düşünmüyorum. Eğer günün yazarı diye bir bölüm olsaydı orada olmaktan onur duyardım ama günün yazısı deyince….
Aslında aklımda pek çok şey vardı söylemek ve dile getirmek istediğim fakat bugün günümde değilim sanırım aklıma gelenleri dökemiyorum bir türlü!
Son olarak söylemek istediğim eminim ki yönetim de bu konuda çalışmalar yapıyordur, vakti olup yazıların tamamını okuyan arkadaşlar ben sana geliyorum, sen de bana gel mantığı gütmeden ve imkânları dâhilinde tüm yazılara yorum yapamazsak bile puanımızı verelim. Biliyorum pek çok kesim çalışan ve siteye girmeye pek vakit bulamayan kişiler (tıpkı benim gibi) ama bu sürekli kalemler dışında arada farklı kalem arayışlarına girmemizi engellememeli.
Mesela ben yeni “ipekyolu”, “Süreyya eren” ve “-menekşe-“ rumuzlu değerli kalemleri keşfettim. Yazdıkları o kadar değerli yazılar ki ve maalesef arada kaynayıp giden. Onların da elbette belli okuyucu kemik kitlesi vardır, ama neden bizler de o değerli kalemleri daha yakından tanımayalım?
Bu arada laf aramızda benim bugün için günün yazısı seçtiklerim Mehtap Altan’ın “Hayat Tanımla Beni” , Süreyya Eren’in “Klavye Erkekleri” veya Gordion’un “Yalın” yazısıydı. Başka unuttuğum veya kaçırdığım değerli kalem ve yazar var mı bilmiyorum, varsa onlardan da özür diliyorum.
Yani uzun lafın kısası arada da olsa hak edene, hak ettiği değeri vermemiz gerek.
Bu yazı vesilesiyle yazımı "günün yazısı" seçen tüm arkadaşlarıma ve yönetime, her ne kadar hak etmediğimi düşünmüş olsam da çok teşekkür ediyorum.