21.yy en büyük şairinden "tiyatral şiirler"
21yüzyılın en büyük şairiymiş…… Şiirleri akademi çevresinde, elden ele dolaşıyormuş… Şimdiden fanları bile oluşmuş…muş. Hadi bunları anladık ta,
Dünya Edebiyatçılar Birliği tarafından nasıl olur da uluslar arası “ sır ” unvanı verirler…İşte bunu anlamak zor… Onlara sormak lazım, acaba şiirleri, böylesi bir uluslar arası ödülü, gerçekten hak ediyor mu? Diğer bir husus, bildiğim kadarıyla bu unvan, İngiltere’de egemenlerle tam bir uyum içinde olanlara verilir… Halk için yazdığını söyleyen biri için bu ödülü almak biraz tuhaf değil mi?
Prof. Dr. Sinan Susam ( sokak şairlerini esirgeme derneği as başkanı )
******************************************************************************************************************
Pırasa Gazetesi’nin 26.08.2009 tarihli “ Edebiyat Söyleşileri “ adlı yazısından alınmıştır.
Onur Sezgin’den ’ Tiyatral Şiirler ’
1.perde 2.kısım “ Gökkuşağı gibiydi ”
Birinin bana “ Üstat! ” diye seslendiğini sandım
Ve “ Efendim! ” diye yanıtladım onu
Neden mi?
Sonsuzluğu gördüm dün gece
Saf ve tükenmeyen bir kaynaktan,
Her türlü rengin bir araya geldiği
Büyük bir gökkuşağı gibiydi
Parlak olduğu kadar dingin
Onur Sezgin 27.08.2009
1. perde 2. kısım “ 11 yaşındaki bir çocuktan - Kumarbaz babaya öfke ”
Tanrı seni korusun,
Aklı şaşmış ve bunamış babam,
Sana böyle eziyet eden kemirgenlerden!
Nedir bu halin?
Lazım olur diye
Sakladığım oyuncak tabancamla
Vurdum işte bütün kumarbazları!
Onur Sezgin 27.7.1977
1. Perde 2. kısım “ Küskünüm benim! ”
Küskünüm benim!
Ben ona böyle derdim çünkü
Kabul ediyorum biraz hassas ve kırılgandı
Küstürmüşüm onu…
Ve bir gün…
Kopardılar onu benden
Makasın bileşen uçları,
Kesip ayırdı kutsal saçı bedenimden
Sonsuza kadar…
Ve o zaman, onun (Seval’imin)
Gözbebeklerinden şimşekler çaktı
Ve karanlık gökyüzünden yağmurlar boşaldı
Hiç bitmeyen…
Varsın bu hava, bu su,
Bu yeryüzü kargaşalığa düşsün
İnsanlar, hayvanlar, kurtlar, kuşlar mahvolsun!
Sonsuza değin lanetli olsun,
Bu nefret edilesi gün
En güzel, en çok sevdiğim varlığı
Kapıp gittiği için
Onur Sezgin 30.11.2008
2.perde 2.kısım ” Tam o anın koordinatları ”
Işıksız bir yerde,
Dört yanımda tehlike
Labirentin tam ortasındayım
Üstümde de garip bir ağırlık
Bir ad veremiyorum buna
Eğer çaresizlik demezsem,
Ne diyebilirim bu duyguya
Onur Sezgin 04.09.2009
1.perde 2.kısım “Anılar “
Nöbet tutma sırası, bana geldiğinde;
Kaskatı buzlar, zincirleriyle
Sımsıkı bağladılar ayaklarımı
Hiç bir şey duymuyordum orada
Durmadan esen poyrazın ulumasından başka
Kızıl renkli sonbahar ağaçlarına bakıyordum
Ölümden hiç korkmuyorlardı
Tek Tanrılı dinlerin;
Belli ki, onlara kazandırdıkları
Ruhun ölümsüzlüğü umuduyla avunuyorlardı
Onur Sezgin 09.08.2009
Aşk bitti
Heyecan da öyle
Evlilik bir ölümdür artık bu şekilde
Oysa “ Heyecandı “ çok önceden
Bize bu nikâh yeminini ettiren
Bitti, hepsi bitti
Onur Sezgin 3.08.2008
1.perde 2.kısım “2008 Türkiye’si”
Üstü örtülü gerçekler,
Bir bir açığa çıkıyor şimdi
Doğanın yasaları,
Gecenin karanlığına gizlenmişti ya,
Tanrı “Edison doğsun” dedi
Ve ışığa boğuldu her şey
Onur Sezgin 23.11.2008
2.perde 2.kısım “ Yaş 45 “
Ayak tabanlarında oluşan her nasır;
Bir acı verir insana
Tüketilemeyen bazı arzulardan mı?
Yoksa boşa çıkan umutlardan mı?
Bilinmez ya,
Ak düşmüş her saç telinin ardında
Bir gözyaşı saklıdır
Çıkmakla işlediği suça üzülüp ağlarcasına
Onur Sezgin 21.07.2008
2. perde 1. kısım “ Metafizik Usulü Ayrılığın Koordinatları “
İkimiz de tek başına kaldık şimdi
Ama ben,
Daha büyük bir şehirde,
Daha kalabalık bir caddede kayboldum
Çevremi saran bu uğultu,
Beni hiç bilmediğim bir yöne sürüklüyor
Başımda hafif bir ağrı,
Ayaklarım yorgun
Pusulam kayıp!
Onur Sezgin 8.12.2008
1. perde 2. kısım “ Bir Mutluluk Şarkısı “
Dünyayı bir su damlasının içinde görmek
− Ne güzel!
Ve bir kır çiçeğinde cenneti
Zamanı kum saatinin içinde sıkıca tut!
Bak, sonsuzluk ellerinde işte!
Yaşlılık korkutmasın artık seni
Açlık ve ölüm de
İstersen güneşi verebilirim sana
Eskiden bahçede oynadığım yerde
Ama bana inanmadığını söyleme
Ben bir mutluluk şarkısı yazdım
Her çocuk dinleyip sevinsin diye
Onur Sezgin 12.10.2008
1.perde 3.kısım “ Tragedya usulü sitem etmenin koordinatları ”
Öfke ve hüzün,
İçime işliyor
Bir virüsün bedeni istila etmesi gibi
Kader Tanrıçaları, beni işe yaramaz sandılar
Böylece yanılarak hepsi
Alın yazıma razı oldular
Öyleyse gökyüzüne doğru çekmesinler ruhumu
Sürünerek gitmeliyim ateşe
Kısa bir yolculuk olmayacak zaten bu
Yanarken alevler içinde,
Bir tek aşağılık gözyaşı dökmeyeceğim
Korkudan değil, acıdan kızaracak yüzüm, eğer kızarırsa
Ey ruh, kül tanelerine dön;
Akan bir derenin, bulanık sularına karış ki,
Seni bir daha bulamasınlar
Ve bu şekilde dağılsın
Evrenin insafına kalmış o küçük parçacıklar.
Onur Sezgin 02.09.2009
1.perde 2. kısım “ Soylu geçinenlerle alay etmenin koordinatları ”
Benim oldukça eski ama soylu
Ya da soysuz kanım,
Nebula denen gaz kütlesinden beri
Kurt ve kuşun kanatlarında mı?
Uçup gitti yani?
Buna şaşmamalıyız
Namuslu doğa bizi aptal yarattıysa
Daha çok destan yazar tarih kitaplarımız
Onur Sezgin 11.12.2008
2.perde 1.kısım ” İltifat etmenin entelektüel koordinatları ”
İnan ki, çok merak ediyorum,
Senle ben ne yapardık
Birlikte yaşamadan önce?
Öyle denk gelmişiz ki… Bir pergelin iki ayağı gibi
Bunu anlatabilmek için,
Henüz cilalanmamış, pürüzlü dizeleri seçtim
Konuşmaya en uygun,
Düz yazıya en yakın olduğu için
Onur Sezgin 26.08.2009
1.perde 2.kısım ”Arabesk bir aşk filminin koordinatları”
Seni ateşe atsalar, ben yanmaz mıyım;
Senin kalbin kırılsa, ben inim inim inlemez miyim?
Sen sitem etsen, neşeden eser mi kalır bende?
Biz bir bütünüz
Zorluklar bizi ikiye böldüğü halde
Onur Sezgin 29.08.2009
1. perde 2. kısım “ Bırakıp gitti işte beni ”
Olympos dağının eteklerinde,
Merdiven yıkardı harçlığı çıksın diye
İşte ben böyle bir kızı sevdim
Meğer Venüs bile kıskanırmış onu
Geç uyandım
Ve o gün
Uçan bir kuşun kanatlarından nem kapmış
Ya da sarhoş bir bulutun rüzgârına çarpmış
Ne fark eder ki?
Bırakıp gitti işte beni
Yavaş yavaş gözlerini yumarak
Bir daha açmamacasına hem de
Şimdi yalnızca
Rüyalarımda yeşeren o fidanın
Küçücük yeşilini yağma eden kutsal keçiler,
Duyun sesimi!
Ey Olympos dağında yaşayan Tanrılar!
Ya, hepten yok edin evreni
Ya da bırakın sonsuza dek yaşasın âşıklar!
Ve sen ay dede, karanlık gecelerime ışık tutan
Silinip gitme unutuluşa
Boşuna değil her gece yeniden uyanışın
Onur Sezgin 21.02.2010
2.perde 2. kısım “ Ayrılış “
Otobüs durağında ağlıyor genç bir kadın
Boyun atkısına gizlemiş
Gözyaşının göz farına karıştığı yüzünü
Üşümüş parmaklarını hohluyor
Tek başına dönecek evine belki de
Karanlık sokaklarda adım adım yürüyerek
İlk adım ilk ayrılıştır
Telefondaki o ayrılış
Ilık akan bir gözyaşı
Hayal kırıklığının ilk gözyaşlarıdır.
Onur Sezgin 17.02.2010
1. perde 2. kısım “Okul Yılları”
Bir sigara paketinin içine
Şiir yazarken yakalandım
Aldığım cezaya mı?
Yoksa yazdıklarımın
Fark edilmediklerine mi yanayım?
“ Sigara sağlığa zararlıymış “
Öğrenmiş oldum
Şimdiyse Yüksekten uçan
Alçak gönüllü bir kartalın
Beyaz kanatlarına yazdım
Üstelik sesli harflerle
Körler de bir parça okuyabilsin diye
Onur Sezgin 25.02.2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.