- 676 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞOVENİSTÇE
İnsan düşünen bir varlıktır düşünüp tasarlayan tasarladıklarını insanlarla paylaşan ve kendini öylece geliştiren bir varlıktır.İnsan doğasında olmadan doğduğu günden beri onda olan şeyler vardır akıl, cinsiyet ,rengi yaşayacağı toplum anneden babadan beli olacaktır yada nerede dünyaya gelmişse oradaki topluma katılacak o toplum gibi yaşayacaktır annesinden anadilini babasından kültürünü alacaktır onun aslında doğuştan sahip olduğu şeyler ve bu şekilde büyücek ve yine bu şekilde mutlu olacaktır onun için en güzel en iddaal yaşam, yaşadığı coğrafya ailesi ve toplumu olacaktır. Başka bir yerde yaşatmaya kalkarsanız rahatsızlanacak doğasına ters gelecek ve oradan uzaklaşmak isteyecektir yani insan kısacası özgür bir bireydir kendi içinde sonrada topluma ayak uyduran bir toplumsal varlıktır onun değerlerini kimse zapt edemez ve hiç kimse onu kendi kültürü içinde zorla da endegje edemez, ancak bu isteğiyle olur buda zor bişey zaten.
Şimdi asıl konuya gelelim yıllarca soykırıma uğratılmak istenilen asimilasyon çalışmalarıyla asimille edilmek istenilen ve öldürülmekle bitirilmek istenilen Kürt halkı ve realitesi işte konu bu oldu mu sancılar başlamaya yara kanamaya beyin tranvaylar geçirmeye başlar devlet organizmasında hep inkar ve red edilmek istenilen acı gerçekler bir tokat gibi çarpıp yerinde durmuştur yapılan onca isyan direniş hep yalanmış küçük gruplar olarak görülmüş eşkiya denilmiştir. Oysaki Anadolu’nun kapılarını açan Arpaslandan beri süre gelen bir beraberce mücadele vardı taki kurtuluş savaşının sonuna kadar ipler işte bu kurtuluş savaşından sonra kopmakta farklı bir buyuta gitmekte Kürt realitesi ölüm kalım meselesinde kabul edilmiş Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat özerk verilmesi Kürtlerin yaşadığı yerin Kürdistan olarak anılması ve söylenmesi kararlaştırmış birinci mecliste daha sonraki meclis bunun inkarlığına ve düzenbazlığına gitmiştir bunun başınıda ismet inönü çekmiştir sonuç büyük bir hüsran ve taki bugüne kadar gelen Kürt sorunu Lozanda satılan bir halk inkar edilen kandırılan bir halk hikayesi gün geçtikçe kangerene dünüşmekte ve büyük kayıpların yaşanmasına sebebiyet göstermektedir şimdilerde olduğu gibi Kürtlerin yaşadığı topraklar resmen istilaya uğratılmış Kürtler topraklarından sevdiklerinden ayrılmak zorunda kalınmış kimisi Avrupaya göçmen olarak yerkleşmiş kimisi Anadolu’nun metropol şehirlerine yerleşmiş sonra perişanlık şepazelik işsizlik kültürel şok yaşamıştır. Ve iyice asimilasyona uğramıştır. Kendi dillerini konuşamaz olmuştur konuştuklarında tepkiler almıştır artık zamanla aşağılanma korkusundan Türkçe konuşmaya zorlanmıştır toplumsal bir tepki çünkü vardır ve devletin koydu yasaklar vardır tek dil tek millet tek bayrak...Bunun dışına çıkanlar ağır cezalarla cezalanmış sürgün yada zindan yada kör kuyularda acımasız ölümler.. Köyleri yakılan göç eden Kürtler dağma dağın bir hale düşmüşlerdir kalanların hayatı zehir olmuştur ev baskınları yataklar olduğu gibi yığılır silah aranır dağdakileri besliyorsunuz denilip eziyet göz altı göz altında kayıplar cesetleri bile bulunmaz artık.
Bunların hepsi yaşandı Kürt halkı hata az bile anlatmışımdır çocukların yüreğinde asker korkusu yerleşmiştir bunun en güzel örneniğni ben kendim yaşamışımdır bizim dediğim askerlerin korkusunu yıllarca anlamsız bir şekilde taşıdım ve taki orta okulda gerçeğimle yüzleşene kadar gerçeğim neydi benim ulusal bilincim kazanışıydı devlet denilen gücün benim karşımda celatlaşmasıydı ve ben artık olaylara farklı bakıyor farklı yorumluyordum doğrusu buydu çünkü şovenizmin üst sınırlara kadar geldiği bu ortamda yaşam şansı zorlanıyordu Kürtçe bir kelime okuldan seni atırabiliyordular işinden edebiliyor ve bunlar dünün hikayesi değil bugünün trajedik bir durumudur Ahmet Kaya sadec iki kelime kullandı sonuç hüsran linç mahalle baskısı sürgün..Ve yirmi birinci yüzyılın en güzel örneği hemde iki binli yıllarını yaşarken artık insanlar uzay çağı demekteyken insanlar uzaya gitmeyi düşünürken biz halla dilimizi konuşamıyoruz böyle bir mantık var mı ki bir ırk senden daha üstüm diyecek en barbar kavimlerde bile böyle bişey yoktur.
Ve şunu ekleyerek bitirmek istiyorum her insanın kendi kültüründe kendi inaçlarında yaşama özgürlüğü hakkı vardır ve hiç bir kuvvet güç bunu engeleyemez karışamaz tek dileğimiz çağdaş bir dünyada özgürce erdemli birer bireyler olarak yaşamak yaşatmaktır yeni nesiller yetiştirmektir...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.