- 1515 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye Turuna Başladım!
Her insanın hayalleri ve yapmak istedikleri farklıdır. Bana, en çok neyi yapmak istiyorsun dediklerinde ‘’ölüm beni bulmadan, Türkiye turuna çıkmak istiyorum.’’derdim. Hayat beni istemediğim olaylarla karşılaştırınca, hayallerimi bir süreliğine askıya almıştım ama Allah bir şekilde yardım etti. Demek ki bir şeyi canı gönülden isteyince, Allah kısmet ediyor. Benim dileğim kabul oldu, Türkiye turuna başladım. Nasıl mı?
Edebiyat Defteri sayesinde… Türkiye’nin her yerinde arkadaşlarım var. Bütün bu arkadaşlarımı sırayla ziyaret etmeyi düşünüyorum. Bu vesileyle hem arkadaşlarımı ziyaret edeceğim, hem de o şehirleri karış karış gezeceğim. Bir taşla iki kuş yani…
Bu fikir oldukça hoşuma gitmişti. İlk ziyaret ettiğim, beni bu siteyle tanıştıran, Aykırıçiçek rumuzlu arkadaşımdır. Kendisi şiir ve yazı yazmaz, sadece güzel şiirleri okumak için siteye girer. Bana da o tavsiye etmişti bizim siteyi. Kendisine çok teşekkür ederim beni böylesine güzel insanlarla tanıştırdığı için.
Doğal olarak ilk ziyaretim onaydı, o da bana geldi. Hatta bir anımı da anlatmadan geçemeyeceğim. Arkadaşım bana geldiği gün benim bilgisayarımdan kendi sayfasını açmış. Ben de onun farkına varmadım, kendi sayfam sanıp, Toynak arkadaşımızın yazısına yorum yapmıştım. Yorumu kaydet butonuna basınca olayı anlamıştım ama iş işten geçmişti. Hatta Tacettin komutanımdan hemen bir uyarı mesajı almıştım. ‘’Aykırıçiçek sen misin kardeşim’’ diyordu komutanım. Maşallahı var, gözünden hiçbir şey kaçmıyor komutanımın. Ben olmadığımı, arkadaşım olduğunu söyledim. Zaten benim ikinci bir rumuza ihtiyacım yok, elimdeki bana yetiyor.
İkinci ziyaretim, yine site arkadaşımız Erdal Dursun Bey’e idi. Kendisi beni Sakarya Şair ve Yazarlar Derneğinin düzenlediği etkinliğe davet etti, ben de gittim. Sağ olsun Erdal Bey Sakarya’yı bana karış karış gezdirdi. Kendisine çok teşekkür ederim. İlk fırsatta ben de onları ağırlamaktan şeref duyarım.
Sakaryalı arkadaşlarımla tanışmak çok güzeldi. Hele Rabatlıyla tanışmak harika bir duyguydu. O, aklımda hep o kedili resmiyle yaşlı bir adam olarak kalmıştı ama kendisi hiç de öyle değil. Çok hareketli ve candan birisi, sakın sizde benim gibi yanılmayın. Ayrıca, Vuslat05 Esra, Lazuşağı, Ağyar ve Yazgı24’le de tanıştım, bol bol sohbet etme imkânım oldu. Hatta Esra Hanım’ın Hemşehrim olduğunu öğrendim. Hepsi çok candan insanlardı, hepsine çok teşekkür ederim.
Üçüncü ziyaretim Ankara’yaydı. Bu ziyaret biraz mecburiyetten oldu. Çünkü torunumun sınavı için gitmiş, Ayhan Sarıkaya’ya uzunca bir süre misafir olmuştuk. Evinde kaldığımız zaman içersinde, Ayhan Bey bize Ankara’yı karış karış gezdirdi. Bu arada Ankaralı dostlarımla bir araya gelip sohbet etme fırsatı yakalamıştım. Ayhan Bey ve değerli eşine, şükranlarımı sunar, en kısa zamanda onları evimde ağırlamaktan onur duyacağımı bildiririm.
Dördüncü ziyaretim, İzmir Gümüldür de oturan arkadaşım Nilgün Kurt’a oldu. Nilgün’ü siteden tanıyordum, MSN de görüşüyorduk. Kendisini ziyaret etmek istediğimi söyleyince çok sevindi, beni beklediğini söyledi. Cumartesi akşamından işten bir saat izin alıp İzmir’e gittim. Benim otobüsüm İzmir garajına girerken, Gümüldür arabası çıkıyordu. İkinci arabanın yarım saat sonra kalkacağını söylediler. Hemen minibüsün yanındaki kocaman direğe yaslanıp, etrafımı izlemeye başladım.
Öğrenciler, ellerindeki kocaman bavullarla kimisi otobüslerden inerken, kimisi de biniyordu. Bazı hanım kardeşlerim, pardösülerini sürüyerek yürürken, bazıları minicik etekleri, tığ topuklu ayakkabılarla bastıkları yeri inletiyorlardı. Köyden gelen teyzelerim, ayaklarında beyaz lastik ayakkabılar, pembe çoraplar, başlarında sarıklarıyla büyük şehrin şaşkınlığını yaşıyorlardı.
İşte benim mozaiğim! Dedim içimden. Bir toplum ancak bu kadar renkli olabilirdi. İzlediğim insanların arasından, iki siyah kaniş köpeği koşarak dönerci büfesinin önüne geldiler. Köpekler sürekli oralı olmalı ki, hiç yabancılık çekmiyor, insanlardan korkmuyordu. Dönercinin önünde durup, yere dökülen ekmek ve döner kırıntılarını yalayıp yuttular. Daha sonra, az önce toptancının getirdiği şeker kolilerine abanıp bir güzel işediler. O an, köpekleri kovalamakla kovalamamak arasında çekimser kaldım. Zaten istesem de kovalayamazdım, bana baya uzaktaydılar. Ben onları kovalamaya giderken, onlar çoktan işeyip giderlerdi. Nitekim öyle de oldu… Sonra, kendi kendime dedim ki, biz insanlara her şey müstahak!
Önce köpekleri bakmak için alırız, sonra bıkınca sokağa atarız. Onlarda inadına bizim yiyeceklerimize işer. İşeyin anasını sattığımın işeyin! Dedim kendi kendime. ‘’Abla binmiyor musun?’’ diyen şoförün sesiyle kendime gelip minibüse bindim. Yarım saat nasıl geçti hiç anlamamıştım.
Gümüldür de Nilgün beni karşıladı, birlikte çok güzel bir akşam yemeği yedik. Ellerine sağlık Nilgüncüğüm yemeklerin bir harikaydı. Yemekten sonra ben Nilgün’e takıldım. ‘’Kız Nil, ben ara sıra şiirlerimde yakamozlardan bahsederim ama hiç yakamoz görmedim.’’ Deyince, Nil hemen elimden tutup beni arabasına götürdü. Gümüldür de bir gece gezmesi yaptık. Sonra, Özdere, sevgi parkında yakamoz izlemeye gittik, ama ne mümkün… Ay’ın ayağına hale prangayı takmış salmıyordu. Ne de olsa Ay, haleyle evliydi. Deniz ise sevgilisiydi. Ay haleden kurtulduğu an denize koşuyor, öyle bir öpüşüyorlardı ki, ateşleri etrafta ışığa dönüşüp yakamoz oluşturuyordu.
Eh, ben halenin gazabına uğrayıp, Ayla denizin öpüşmesine şahit olamadım. Sadece denizde kabararak kıyıya vuran dalgaları seyrettim. Nil ‘’keşke fotoğraf makinemi getirseydim, şu harika manzarayı çeker resmini yapardım.’ Dedi. Ha, bu arada söylemeyi unuttum, Nil harika resimler yapıyor. Kendisi emekli öğretmen olmanın dışında hobi olarak resim de yapıyor arkadaşlar. Evi kendi yaptığı güzel tablolarla doluydu.
Delininki kaval, değirmecininki su dedikleri gibi, ben de başka şeyler düşündüm; öykücüyüm ya... Hemen bir kurgu uydurdum. Ay gelemeyince deniz kudurdu. Bütün öfkesini kumlardan çıkardı. Zavallı kumsalı bir güzel dövdü. Lafı fazla uzatıp sizleri sıktığımın farkındayım, elime klavye geçince bırakamıyorum huyum kurusun. Nil bana harika bir hafta sonu yaşattı kendisine çok teşekkür eder, ilk fırsatta onu ağırlamayı isterim.
Bundan sonraki durağım, Allah kısmet ederse Aydın. Ayşe 09’u ziyaret edeceğim, o da bana Aydın’ı gezdirecek. Diğer arkadaşlarım sıraya girsin lütfen! Her an çat kapı yapabilirim, çünkü ben bir çılgınım!
11/10/2010/Emine/ Manisa
YORUMLAR
Benim bulunduğum yer Samsun, birçok arkadaşla irtibat kurma imkanım oldu ama belki bilmiyorsundur.
Yolun ne zaman düşüyorsa beklerim,
bizzat görüşmenin çok daha iyi sonuçlara götürdüğünü biliyorum.
İnan buradan tanıdık olmayınca düzenlenen şiir akşamları hiç tat vermiyor.
Ama siteden birini gördüğümde kırk yıllık dost gibi hissediyorum,
memnun oldum böyle bir yazıyı okumaktan.
Ama toplantılar hep belirli yerlerde yapılıyor
Hak veriyorum, nüfus oradan daha fazla katılımı sağlayacağı için yapılıyor ama denemeye değer alternatifler.
Tebrikler, selam ve sevgilerimle
Ablacığım bizleri de ekle listeye.Bekliyorum.Nasip olursa bende gezdirim buralarda sizi.
İlk önce nereye götüreceğim tahmin et?.
Tabiiki arılarımın yanına.Nasıl olsa seviyorsun arılarımızı.
Açarız kovanı balda çıkarırız inşallah beraber.
Güzel bir düşünce.Uygulamaya ve gezmeye devam ediniz.
SAYGILARIMLA.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Davetin için çok teşekkürler. Bakarsın bir gün çat kapı yaparım, bana hiç belli olmaz.
Saygımla...
Emine hanım çok teşekkür ederim her zaman yolu Sakarya'ya düşen tüm şair yürekleri beklerim
Emine UYSAL (EMİNE45)
Saygımla...
:) Çılgın bayana sevgiler,
Güzel yüreğe güzel günler diliyorum.Bekleriz efendim :)
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimlesin.
Söylmeye gerek görmüyorum zaten değil mi ? Güzel bir vefa örneği yazısıydı. Tebrik ediyorum. Sevgilerimle
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimlesin...
Ne güzel bir karar almışsın Emineciğim, İnşallah turu sağlıkla tamamlarsın. Bu arada çok kısaydı gelişin, Gümüldür de uğramadığımız öyle çok güzel yerler var ki. Tekrar bekliyorum, yakamozu göremedin ona da çok üzüldüm. Arap boğulanda kekik kokusu çekemedik, Limanda balık yiyemedik, kanlı ada ve tavşan adasını turlayamadık, pırıl pırıl denizinde yüzemedik vs.vs. Sanırım bunlar için tekrar gelmelisin.
Güzel bir paylaşımdı, ziyaretin için ben teşekkür ederim arkadaşım ve her zaman bekliyorum.Sevgilerimle.
nilkurt tarafından 10/14/2010 4:28:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimlesin...
Biliyor musun be de aykırı çiçeği sen sanmıştım. Ama yanlış anlarsın diye bir şey sormadım. Çünkü bu sitede çift rumuzlu çok insan var. Hem de hiç tahmin edemeyeceğiniz insanlar bunlar...
Türkiye turu...Muhteşem bir fikir...Dilerim muvaffak olursun Emine Abla...Bu arada fotoğraftaki iki bayan da birbirine benziyor. Hangisi sensin:)
(Kocaeliye de bekleriz bir hafta sonu...Hafta içi çalıştığım için)
Sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Gelelim hikayeme; eve bilgisayar ve internet alınca, torumun beni bir oyun sitesine üye yapıp, günde bir saat oynama hakkı vermişti sitres atmam için. Ben tanımadığım kişilere güvenmediğim için, kendime hep bir bayan arkadaş aradım ve Aykırıçiçeği buldum.
Onunla akşamları bir saat oyun oynayıp sohbet ediyordum. Bu siteyi bana o tavsiye etti, hatta beni üye yaptı. Oyun rumuzum emine45 di, aynen siteye de o rumuzu koymuş. Ben her yerde kendi adımla vardım. Oyunda bile, yalana hileye asla baş vurmadım vurmam da! Aykırıçiçek'le hala görüşüyorum, görüşeceğim de. Ben ona gittim, o da bana geldi. Çok iyi anlaşıyoruz.
Edebiyat defterine girip yazı ve şiirleri okuyunca, içimde biriken okuma açlığını kandırmaya çalıştım. Kendime bir bilgisayar aldım ve başladım yazmaya. Emine45 şimdi sadece edebiyat defterinde var ve hep olmak istiyorum, başka kimlik almadan...
Duygu ve düşüncelerini açık açık yazdığın için teşekkür ederim Aynur. Tabi ki sen de listem de varsın. Sen çalışıyorsun ama ben de çalışıyorum. Ya cumartesi akşamdan gelir pazar dönerim. Ya da işi temelli bırakınca bir gün gelirim. Gönüller bir olsun.
Sevgimlesin...
Aynur Engindeniz
yİNE SÖYLÜYORUM, BEKLERİM...nE ZAMAN OLURSA İNŞALLAH...
SEVGİLER.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimlesin...
Memleketimizin gezilecek okadar güzel yerleri varki herkes gezip görebilse.Benimde hayallerimden birisi Türkiyemizi bir uçtan bir uca gezmek en ucra yerlere gidip gormek.Türkiyemiz okadar güzel ki hiç bir dünyada boyle bir güzellik yoktur sanırım memleketimizin kıymetini bilelim....Yazınızı gönülden kutluyorum.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Saygımla...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimle...
Ben de iş ve çeşitli vesileler dolayısıyla
Türkiyenin neredeyse tamamını gezdiğim için biliyorum
Her karışı ayrı güzel, her iklimi sıcacık, her insanı özeldir bu coğrafyanın
Bu güzelliği çekemeyen
Ve bizi birbirimize kırdırmaya çalışanlar utansın.
İnşaalah turunuz kaldığı yerden devam eder
Ve karış karış gezersiniz tüm vatanı
Ve birikimlerinizi bizlere aktarırsınız
Güzel ve özel bir yazı
Kutlar, saygılarımı sunarım Emine hanım.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Evliya Çelebi kadar olmasam da, bütün gezdiğim yerleri anlatacağıma emin olabilirsin.
Saygımla...
Ne güzel bir tura çıkmışsın Emine...Yolun uzun, dost çok...Sevgiler yüreğine...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimlesin...
Eser Akpınar
EMİNE KARDEŞİM,SENİ MİSAFİR ETMEKTEN ONUR DUYDUM.
BÜTÜN ARKADAŞLARA KAPIM AÇIK.ANKARAYA GELDİKLERİNDE OTELE GİTMESİNLER.BANA GELSİNLER,AYRICA PAZARDA ÇADIR KURMAKTA YARDIMLARI DA DOKUNURLAR BU ARADA (SENİN YARDIMIN OLMUŞTU ÇÜNKÜ)
GÜZEL BİR SEYAHAT YAZISIYDI.İNŞALLAH TÜRKİYEYİ KARIŞ KARIŞ GEZERSİN.
SELAMLAR...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimle Ayhan Bey.
eee sen bir daha ankara topraklarına bir düş...teneke çaldıracağım ardından))))
sen anladın mesaji...
evliya çelebide öyle seyyahti ama
sadece bir türküsü kaldı ardında
"seyyah oldum şu alemi gezerim"
benden söylemesi....düşürdüğün şekerleri eteklerine ekleyimde gör bakalım...
kim demiş biz sanalız diye
biz bir aileyiz diyorum da dudak büküyorlar
bu yazı biraz da onlara kapak olsun...
sevgilerle dostum...harikasın sen..favorimsin
büyüksün yani...eyvallah...