Sıkarız
24/5/2010 ·
Nereye gideceğini biliyordu. Akla ihtiyacı yoktu. Anlaşılmadı. Oysa anlaşılması kolaydı.
- İyice sıktın mı?
- Evet.
- Aferin. Şimdi as kurusun.
Kirlenecek diye korkuyordu. Korkusunu yenmeyi kendisine amaç edindi. Suyla olan iyi ilişkisi tartışmaya açık değildi. Suyu çok seviyordu. Suyunda kendisini sevdiğini biliyordu. Suya olan aşkını herkese göstermek için, elinde taşıyıp duruyordu. İstediği zamanda kanarcasına sudan içip duruyordu. Kanıverdi. Suya hasret kalmaktan nefret ediyordu. Gözünün önünde olmasını istiyordu. Oldu.
- Sık bakalım.
- Tamam.
- Açıkta bırakma kurur.
- Bırakmam.
Her şeye sıkarsa iyi geleceğini sanıyordu. Bu nedenle sıkmaktan çekinmiyordu. Sıkıp durdukça hep taze kalacağını zannetti. İlk günkü gibi olacağını duymuştu. Sıktıkça avuçlarında olmasının gururunu yaşıyordu. Sıkacağı zamanları bir tek kendi biliyordu. Sürpriz yapmayı çok ama çok seviyordu. Üstüne de bayılıyordu. Ayılmakta zorlanıyordu.
- Sıkarken dikkat et.
- Neden?
- Yerinden oynamasın.
- Merak etme oynatmam.
Akıl alıyordu. Her kafadan çıkan sesi önemsiyordu. Gevşememesi gerektiğine inanıyordu. Gevşerse emekleri boşa gidecek diye endişeleniyordu. Kendisinin gevşemediğinden adı gibi emindi. Çok sıkması gerekiyordu. Elinden geleni ardına koymuyordu. Kıvraklığıyla şekilden şekle giriyor ama sıkmaya devam ediyordu. Arada sıktıkça elleriyle kontrol ediyordu. Çevirip durdu. Gevşemesine engel oldu. İçten içe sevindi.
- Acıma. Sıkıver gitsin.
- Acımam. Sıkarım.
Açık vermeden yaşanmalıydı. Acımasızdı. Açık verirse yalnız kalacağı endişesini taşıyacak kadar da korkaktı. Acının kitabını yazacaktı. Ama kelimeleri bulamadı. Göz açtırmıyordu. Baskı yapmaktan hoşlanıyordu. Ama bir tek kendisine verilen kitabı okuyordu. Sıktı. Adam oldu. Kitapta yazılanlar doğru çıktı.
- Yeter ama sıktın artık.
- Ben mi?
- Halen sorup duruyor.
- Aşkım. Seni çok seviyorum.
Kalem ucuyum. Ama kıracağını sandığın kurşun kaleminin değil..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.