9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
578
Okunma

O değil de;
Geçen gün anneme gittim. Birlikte alışveriş yaptık. Nerden bilirdim ki aldıklarımız içinden 10 kilo domates ve 2 kilo sivri biber (hem de en acısından) başıma dert olacak!
Yok yok, o kadar domatesi politikacılara atmak için değil, kaynatıp kavanozlara doldurmak için almışız...
Tam bir işkence. Tek tek kabuklarını soyuyorsunuz. Bu işin kolay yolu; domatesleri sıcak suda biraz bekletip çıkardığınızda kabuklar kolayca soyuluyor...
:)))))))))))) Bu teknik bilgiden sonra kaldığımız yerden devam edelim...
O değil de;
Soyulmuş domatesler küp şeklinde küçük küçük doğranıyor. Sivri biberi de unutmayalım... Biberler ince ince dilimleniyor. Bu karışım bir tencerede kaynatılıyor. Arada karıştırmayı da unutmayın,
Dibi tutarmış. Annem öyle dedi...
Sonrasında elinizi defalarca da yıkasanız biberin acısından en az iki saat o eliniz sızım sızım sızlıyor. Tepitlerime göre bu işlem eldiven giyerek yapılmalı)
O değil de;
Sızım sızım sızlar içim/yüreğimde fırtınalar/ve suskun umutlarım/sanki benden hesap sorar...
O değil de;
Sıra geldi kavanozlara doldurmaya. Bunun için alt kat komşu ideal. Önceden haberleşmişler ve bu asil görevi komşu hanım üstlenmiş. Ne sevindim anlatamam...
Karışımı itinayla tek tek kavanozlara doldurdu. Kapak kontrolü yaptı. Kapak kapatıldıktan sonra biyerde, ‘tık’yapmalıymış. Tık yapmazsa kapağın sağlam olmadığına delaletmiş.
Kapak sağlam olmazsa da hava girermiş ve konserve bozulurmuş,
Komşu hanım öyle dedi...
O değil de;
Annemle komşu hanıma sordum;
- Canlarım iki gözüm, neden yapıyosunuz?
Annem kızgınlıkla, ‘Sen hiç öğrenme, sadece dalga geç!’
O değil de;
Kısa bir suskunluktan sonra komşu hanım olaya son noktayı koydu,
‘Kadın dediğin evde konservesini yapar. Amaaannnn Esma, biliyomusun aslında en iyisini sen yapıyosun. Sanki kıymet mi biliyolar... ‘
:) İyi bayramlar...