- 421 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aiti Eştirme 18
18] Kabile içinde eylemler kolektif ve sizin dışınızdaki kaynaklardan yaptırım kılındığı için ‘katışık benli’ bir girişme idi. Bu nedenle kişi edimlerinin bir kıymeti harbiye si de yoktu. Zaten kişi eylemlerinin sonucu, direkt olarak kabileye yansırdı. Ortada aktör kişiler, bireyler ve birey eylemleri olmayınca; olgu ve olayların tekil failleri de yoktu. Şimdilik ortada grup tüzel kişilik, faili vardı. Ve grup eyleminden ötürü, grubun totemi tüzel failli(adı) girişmesi vardı.
Bir grup, diğerine sadece ve belki de uzak durdukları bir düşmanca gözlem alanı idiler. Bu yüzden yeni yeni ortaya çıkan, ürün takası, üretim işbirliği gibi girişen davranışlarla olacaktan, kabileler ve kişiler ilk ilişkin sarsıntıyı yediler. Kendi eski tüzel kişilik alışmalarından şaşıp, kendilerini rahatsız eden bireye doğru edimce durumların, tekilliğe doğru gidişini, tek tek gördüler.
Bu durumlarıyla, grup tüzel ligi olan sağlayıştan da çıkılmıştılar. Sağlayışlar yerleşik hayatla birlikte, herkesle ortaklaşa olmaktan çıkıp, sahiplenişti kişi özelliği olmasına değin kişi ve kişiler sağlarına dek kırılmıştı. Bu kırılmaların çarpılması olan travma şaşkınlığını; nesilden nesilce, dilden dile; bir tecrübe, bir tutum ilkesi olacaktan, anlatmaya başladıklarında ise; hikâyeye şöyle başlıyorlardı:
’Adı yokken göğün daha
Yerin daha adı yokken
Tanrıların, ondan var olacağı Apsu’nun
Her şeyi doğuracak olan ilk yaratıcı ana Tiamat’ın
Suları karışıp bir oluyordu
Ne demet edilmişti otlar
Ne de düzenlenmişti kamışlar...’
Sümer ve Akad tarihi karışıp, kaynaşan grup tanımlı, aidiyet birleşmelerini böyle başlatılıyorlardı.
Aiti eşme araçlarının ilki; grup ya da klan, ya da kabile ve giderekten de, aşiret adıyla anılır birliklerin üyesi olmaktır. İkincisi bu birlik yapılarına dek referansı ile davranmaktı. Bu ilk davranış tipleri, ferdi değil, birlikçi, tüzel organizma düşünmesine uygun, toptan davranışlardır. Tıpkı bir çocuğun ilk kez yazı yazmaya başlarken, tüm vücudunu birlikte devindirmesi gibidir bu. Bunlar, en temel biyolojik var oluş baskılarından kaynaklanıyordu. Savunma, barınma, avlanma, beslenme ve cinsellik gibi temel sağlayıştı ihtiyaçların, birlikçe; özelleşmeden, sağlanmasının zorunlu, birlik içi edimleridir. Yani bu tür sağlanımlar, bir birey oluşu aşan, bir çeşit tüzel yüküm oluşturlar.
Bunlar ilk sosyolojinin, toplumsal olana göre: ilişkin gelişmeli, düzen eşmeli nicel enir durumlarıdırlar.
Tabiidir ki sosyal birlikçi olanların, tüzel benci katışmaçları, birlik içinde, yavaştan yavaş, zamanla ayrışacaktı. Grupça olandan tekilce olana git gel yapmanın yalpaları, uzun yıllar boyu sürecekti. Bu ayrışmalarla toplum, kişiler ve bireyler etkinliğini ortaya çıkaracaktı. Tabii ki başlangıcın durumu, kabile, aşiret düzenine gelene değin; kişi adları çok öncesinden beri sahne almış olacaktı. Totem aidiyetliği, küçük sosyal grupların ve başlangıçta birlikçi topluluklarının, ilk kurumsal yapı aracıdır.
Bu işleyişler başlangıç toplumlarına aktarılacaktır. Kişi, halk davranış biçimini önemser oldu. Birey de toplum davranış biçimini ortaya koyacaktır. Toplumsal işleyişler; nesnelce olan işleyişleriyle, zorunlu bir somut seyir edişi vardı. Bu somut işleyişten ötürü toplumlar, sık sık düzenlenirlerdi. Bunun içindir ki hızlı işleyen toplum, yavaş ve öznel işleyen halk yapılardan belli belirsizce, ayrılır olacaktı.
1-İnsanların coğrafi isimleri belirtmeleri, belki de; önce coğrafi olarak tanınmış olan çevresel yeri, yönlere göre belirtmekle işe başladılar. Söz gelimi Sümer’i, aşağı yerle; Akad’ı, yukarı yerli, tanımı ile söyler oldular. Aşağılılar, yukarıylalar. Akad’a: yukarı yerde oturanlar anlamına; yukarı yerli, gök ehli, göğün adamları da derdiler.
Akad’lar da, aşağıda oturanlara kendi totemi üstünlük taslamalarına istinaden, Sümer diyarına; yer aiti adamlar anlamına, aşağı yerli diyorlardı. Burada oturan insanlara da; toprağın adamı, yerin adamı, yer ehli, kara(yer)başlar, denmişti. Bunu yaratılış destanlarındaki tanımlamalardan çıkarmak olasıdır.
2-Bir grup, kendisini merkeze alan grup; dış grupların kendilerine göre olan farklılıklarını, onlara ad vererek, onları tanımlamaya da başlar olabilirlerdi. Bu ad vermeler çoğu kez o grubun ait eştirme formu olan kutsal totemlerinin de adı idi. Örneğin, yukarıda oturan, gök ehli denen adamlar, ateşin temiz kılışını, ateşin arındırıcı lığını inanç ve aidiyet eştirmelerine dek olan bir anlayışla tanıma çekeği yapmışlar. Onları; ateş ehli olaraktan, ateş gede diye adlandırdılar. Tüm tanımlar fantezi değil, yaşamı algılar olmanın somut yansımasından temelli idi.
Sürecek
Bayram KAYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.