YANGIN...
Hani bazen boğulacak gibi olur da dışarı atarsın kendini. En havadar yer olsa da hala boğulmaya devam edersin. Ciğerlerin patlayana kadar havayı çekersin içine... Ama yeni doğmuş bebek gibi yakar ciğerini her nefes...Hani evladını kaybeden analar feryad eder ya "ciğerim yanıyor" diye tıpkı o gibi, nefesin kesilir... Bunalırsın, her nefes yakmaya devam eder seni. Belki bin defa söz verirsin kendine. Bir daha düşünmeyeceğim onu diye. Ama her söz verişin arkasından iki saniye geçmeden tekrar başlarsın düşünmeye, bile bile yanmaya. Bile bile yanmak... Aslında bir adım geri atıp halini seyretsen belki sen de gülersin kendine. Ama hep ileri adım atarsın inadına. Canın her seferinde daha çok yansa da...İleri ileri ileri... Yangının daha da içine, daha derinine...Eğer şanslıysan, biri tuttuysa elinden, kader yardım ettiyse, ufak yanıklarla kurtulursun. Ama yine de yara geçer izi kalır... Eğer şansın yoksa, inatlaşıyorsan kaderle, yanarsın yanarsın... Ta ki kül olana kadar, bitene kadar. Külü ateşe atsan yanar mı ? Yanmaz.... İşte sen de başka yangınlarda yanamazsın artık, bitmişsindir çünkü , tepkisizsindir, çöp gibi... Anlamsız...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.