- 740 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SİYASET YAPMA!
Siyaset yapma! Hayatınızda sizde bu sözle karşılaşmışsınızdır.
Küçükken yeni konuşmaya başladığımızda kendi saf ve çocukluk zekâsı ile siyaset adına bir şey ağzımızda çıktığında. Babamız tarafından şöyle ikaz edilirdik:
—Sus lan, kerata sen ne anlarsın siyasetten, hem orada burada bunları söyleme sonra bizi yakalattırırsın devlete.
Biz o küçük beyinlerimizle ne olduğunu anlamaz o yaşımıza rağmen söylediklerimizin yanlış olmadığını ve hak olduğunu bilirdik, neden susturulduğumuza da anlam veremezdik.
Aradan yıllar geçer ve okul çağına gelirdik.
Asıl susturulma dönemi bu dönemle başlardı.
Sınıfta özellikle de ‘İnsan Hakları ve Vatandaşlık Bilgisi’ dersinde kafamız allak bullak olur ve soru sorma ihtiyacı hissederdik, sorduğumuz soru karşısında aldığımız cevaplar iki türlü olurdu.
—Burası okul, siyaset yapma!
Verilen ikinci cevap yöntemi ise; hoca soruyu dinler cevap vermez ve daha doğrusu cevap veremez, bu nedenle de cevabı kırık not olarak karneye yansıtır.
Anlayacağınız okullarda fiş yazmayı öğrendikten sonra fişlenmeyi de öğrettilerdi bizlere.
İyisi-kötüsü ile okul bitti dershane dönemleri başlardı, özel eğitim birimi, bazı şeyleri tartışabiliriz derken, dershane muallimleri:
—Siyaset yapma!
—Kafanı yorma!
—Üniversiteyi kazan
—siyasetini yap.
Gibi kulağa hoş gelen bir nağmeyle geçiştirirdiler.
Üniversiteye geldiğimizde karşımızda MEB okullarından farkı bir muamele görmezdik, öğretim görevlileri ekmek korkusundan siyasi konulara girmemek için her yolu deniyor ve şöyle geçiştiriyorlardı.
—Madem o kadar biliyorsunuz, siyaset bilimlerine gitseydiniz. Diye bir geçiştirme yöntemi kullanıyorlardı.
İyisi-kötüsü ile okul da bitti şimdi memur olduk, çok şükür.
Peki, şimdi konuşabilir miyiz?
Hayır,
Peki neden?
Çünkü şimdi de ekmek derdinde olan ve aile bakma sorumluluğu taşıyan biz olduk. Yani her şey başa döndü
—Sus kerata sen ne anlarsın siyasetten, deme zamanı bizde…
Zaten emekli olup bunadığımızda da, ya kale alınmayız ya da gerici oluruz.
Ülkemiz mazisinde siyasetine çok darbe aldı, siyaset alanını oldukça daraldı, hatta insanlar evlerinde bile bazı konuları konuşmaktan çekinir duruma geldi. Oysa her zaman her yerde konuşulmalı ve tartışılması gereken bir konu siyaset, ya da bu bağlamda siyasetimizin ilerlemesini kimse ummamalı.
Bugün devlet ‘Kürt Dili ve Edebiyatı’ bölümünü açma düzeyine gelmişken hala bazılarının ‘Kürtçe dil değildir.’ demesi ya da dil üzerine yapılan bir tartışmaya ‘lütfen siyaset yapmayalım.’denmesi; siyaset, dil ve kültür alanında ne kadar geri olduğumuzu gösterir.
Burada siyasetten kastım particilik düzeyindeki değil, kültürel düzeydeki siyasettir.
Sizce de haksız mıyım?
Siyaset böyle dar çerçevede ele alınırsa mevcut siyasi partiler, hükümet ve muhalefet ancak bu kadar siyaset yapabilir.
Sağlam bir siyaset için kafaların değişmesi ve sağlam zeminin oluşması gerekir.
Saygılarımla…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.