Gebe Kalmak
27/4/2010 ·
Dağın yamaçlarında bir çiçek açtı.
- Verdiğini neden aldın?
- Sana ne
Algıda sorun yaşamadı. Bir yerlerden tutunması gerekiyordu. Tutundu. Karar vermesi zor bir durumdu. Kolayca verdi. Düşünmesi gereken bir geçmişi vardı. Sildi. Alışık olmadığı ve çokça direndiğini sandığı eylemdi. Yanıldı. Geleceği olabilirdi. Gitmedi. Bir anlık da olsa sıkıntılarına sünger çektiğini hissetti. Aldı.
- Neden rol yapıyorsun?
- Rol yaptığımı nereden anladın?
Sevilmek istiyordu. Seveni bulmakta zorlandı. Sevgi fedakârlık demekti. Kılı bile kıpırdamadı. Kendisini oyuncaklarıyla oynayan çocuk sandı. Büyüdükçe oyuncakları da büyüdü. Oyuncusu olmak istediği, aşk oyununu çok sevdi. Bir gün yalnız kalacağı aklına gelmedi. Kaldı. Yalnızlığı sevemedi. Doğasına aykırı buldu. Oyuncak olmayı kabullendi. Sevdi.
- Kendine güvenmiyorsun. Korkaksın.
- Kendime koruma tuttum. Yaklaşma.
Korku bilinmeyendi. Çok bildiğini sandığı yıllarını geride bıraktı. Boşlukta olduğu hissini de anlamadı. Ayaklarının yere basıp durduğunu gördü. Kendisini görmeyenlere kızdı. Bir kere dahi olsa onları umursamadı. Kendi görüyorsa, onların da görmesi gerektiğine inanıyordu. Günlerini gösterecekti. Duvar takvimi oldu. Sahibi olsun istedi. Muradına erdi.
- Duruş sergileyemedin.
- Yürümeyi sevdim. Sende yürü git.
Beklemek kaçınılmazdı. Beklemedi. Ölümü de her zaman bekliyor olduğunu unuttu. Doğru olanı bildiğini sandı. Dur durak demeden yaşamayı sevdi. Mücadele etmek ve mücadelenin ardında durmak gerekiyordu. Kolayca pes etti.
- Mutlu musun?
- Evet.
- Dokuz doğuruyorsun.
- Anlamadım.
- Anlama.
Hiç atılmamış olan sessiz tokadım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.